‘Tsunami gibi’

Koronavirüsün en çok can aldığı ülkelerden olan İtalya’da yaşayan Türk gazeteci Ayfer Selamoğlu, “çağın vebası” olarak nitelendirdiği salgının Çinlilerin tatil dönemi olan “Çin Yeni Yılı” ile Venedik karnavalının çakışmasından dolayı hızla İtalya’ya yayıldığını söyledi. 

Selamoğlu, “Çin’in bu önemli tatil dönemi, İtalya’nın Venedik şehrinde 8-28 Şubat arası gerçekleşen çok önemli karnaval günleriyle çakışınca korona adeta bir tsunami gibi kuzeyden başlayarak tüm ülkeyi etkisi altına aldı” dedi. İtalyanların “hükümetiyle, muhalefetiyle ve halkıyla, “biz” diyerek, “yeneceğiz” diyerek salgına karşı mücadele verdiğini kaydeden Selamoğlu, “Evlerin pencerelerinde, mağazaların vitrinlerinde ‘andra tutto bene’ yani ‘her şey güzel olacak’ pankartları ve sloganlarıyla toplu bir mücadele dönemine girmiş durumda” dedi. 

Koronavirüs ilk ortaya çıktığında İtalyanların bunu umursamadığını belirten Selamoğlu, “İtalyan arkadaşlarımı uyarıyordum. Bana hep, abartma diyorlardı. Hükümet de önce ‘abartmayın’ dedi. Sonra kararlar aldı ama o da gecikmeli başladı. Aşama aşama yapıldı. Hataydı! Yine bana göre temel nedeni ekonomik. İtalya ekonomisinin büyük bölümünü turizm ve moda oluşturuyor” dedi. 

İşlerin kötüye gitmeye başlamasıyla okullardan başlayarak karantina uygulandığını belirten Selamoğlu, “Sonra müzeler, tiyatrolar, konserler gibi insanların toplu halde bulundukları etkinliklerin kapıları kapatıldı. Bunlara kiliseler eklendi. Devamında restoranlar, kafeler ve barlar geldi. Ancak karantina tam olarak uygulanamadı. İnsanlar sokakları, caddeleri ve meydanları bırakmadılar. Ölümlerin sayısı bir günde 200’lere yaklaşınca hükümet tüm ülkeyi karantina altına aldı. Hükümetin önce ülkenin kuzeyinde başlattığı sonra her yerde uygulamaya karar verdiği kararnamenin basına erken sızması da hatalardan biri oldu. Çünkü kuzeyde yaşayan İtalyanlar bu sefer panik halinde akın akın güneye akmaya başladılar. Şimdi bir şehirden bir şehire gitmek için önemli gerekçe ve izin olması gerekiyor” dedi.  

‘BALKONDA MÜZİK’

Bugünkü durumu sorduğumuz Selamoğlu’ndan şu yanıtı aldık: Süpermarketlere, marketlere ya da içki, çeşitli tatlı ve et ürünleri satan mağazalara baktığımızda gayet düzenli işliyor. Ne bir yokluk ne de bir yağma durumu hiç görmedim. Aileden bir kişi alışverişe gidiyor. Ya da komşulardan biri gidiyorsa diğerlerine, ‘Sen bir şey istiyor musun’ diye soruyor. İnsanlar birbirine en az bir metre mesafeyle durarak içeriye giriş sırasını bekliyor. İnsanların temel ihtiyaçlarını karşıladığı yerler tıkır tıkır işliyor. Asansörleri tek tek ya da iki kişi kullanıyoruz. Meydanlarda görülen o hareketlilik, o canlılık, o müzikler ve danslar, evlerden balkonlara ve pencerelerden teraslara taşmış durumda. İtalyanlar akşam saatlerinde balkonlarına ve pencerelerine çıkıp hep bir ağızdan şarkılar söyleyerek morallerini yüksek tutmaya çalışıyor. Hükümetiyle, muhalefetiyle ve halkıyla ‘Her şey güzel olacak’ sloganlarıyla toplu bir mücadele dönemine girmiş durumda.