Turhan Selçuk'u Uğurlarken...
Turhan Selçuk tüm yaşamı boyunca emekçinin yanında oldu. Anti-emperyalist duruşunu hiç terk etmedi, sömürünün karşıtı, sosyalist ve adil bir düzenden yana oldu. Aydınlanma felsefesini yürekten benimsemiş gerçek bir Atatürkçüydü.
Dünyanın en önemli karikatüristlerinden birisi olarak kabul edilen, karikatürleri dünya müzelerini süsleyen, Cumhuriyet gazetesinin büyük ağabeyi Turhan Selçuk’u yitirdik...
Onun için gazetemiz önünde kültür, sanat, basın ve siyaset dünyasının katılımıyla 13 Mart 2010’da yapılan anlamlı bir törenden sonra vasiyeti gereğince, Hacıbektaş’taki çilehaneye defnedilmek üzere alkışlarla yola çıktı.
14 Mart günü Hacıbektaş’ta halkın büyük katılımıyla yapılan törene, Nevşehir Valisi Osman Aydın, Hacıbektaş Kaymakamı, bir önceki MGK Genel Sekreteri E. Org. Tuncer Kılınç, bir önceki dönem TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan, DSP Genel Sekreteri Hasan Erçelebi, eski parlamenterler, yerel belediye başkanları, İl Genel Meclisi üyeleri, dört bir yandan gelen dostları katıldılar.
Hacıbektaş Belediye Başkanı Ali Rıza Selmanpakoğlu, Karikatürcüler Derneği Başkanı Metin Peker, Turhan Selçuk’un üstün niteliklerini anlatan konuşmalar yaptılar. Cumhuriyet Vakfı adına Turhan Selçuk’un tabutu önünde yaptığım konuşmada özetle şunları söyledim:
Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının büyüğü, ağabeyi, bilge insan, büyük sanatçı Turhan Selçuk’un huzurunda son görevimi yaparken gözlerim yaşarıyor, boğazım düğümleniyor... Acımız büyüktür.
Turhan Selçuk, karikatür sanatı üzerindeki yeteneğini genç yaşlarda gösterdi... Karikatürleri henüz lise yıllarında Adana’da Türk Sözü, İstanbul’da Kırmızı Beyaz ve Şut dergilerinde yayımlanmaya başladı.
İlhan Selçuk ve Turhan Selçuk birlikte büyüdüler, aydınlanma devriminin özünü birlikte kavradılar. Onlar kardeşten öte tek bir yürek ve aydınlanma düşüncesi çizgisi üzerinde yürüyen tek bir beyin ama, iki ayrı bedende yaşayan ikizler gibiydiler.
İlhan Selçuk 1994 yılında ‘Turhan’ adını taşıyan makalesinde bakınız Turhan Selçuk’u nasıl anlatıyor:
“Turhan’la kardeşliğin ötesinde bir ikili oluşturuyorduk, yaşımız büyüdükçe düşüncelerimiz de birlikte büyüyor, düşlemlerimize karışıyordu, gece gözlerimizi kapadığımızda gördüğümüz rüyaların birbirine benzemesi doğaldı...
Büyüyorduk, hayata atılmak, meslek sahibi olmak, para kazanmak, bir evin sorumluluğunu taşımak gibi zorunlukların oldubittisiyle karşı karşıyaydık.
O sırada Turhan bir şey keşfetti.
Alaeddin’in lambasından çıkan dev, Turhan’a bir çizginin gizeminde bütün dünyaları, yıldızları, gezegenleri, galaksileri, insanları, duyguları, sevdaları, dostlukları, düşmanlıkları, ağlamayı, gülmeyi, geçmişi, geleceği ve an’ı -tek sözcükle yaşamı- yakalamasını öğretti.
Oh, ne büyük mutluluk!..
Turhan, evrendeki her şeyi çizgiye dönüştürmenin ilm-i simyasında benliğini buldu.”
Ali Sirmen, bu ikili için bakın ne diyor:
“Turhan Selçuk’un nasıl bir insan olduğunu merak edenler, eşsiz Abdülcanbaz’ın olağanüstü maceralarını alıp incelemelidirler. Orada her şeyiyle Turhan Selçuk ve aynı zamanda kardeşi İlhan Selçuk’u görmek mümkündür.” (Cumhuriyet, 12 Mart 2010)
Hikmet Çetinkaya da “Mustafa Kemal’in ‘Aydınlanma Devrimi’nin ışığında yetişmiş, yaşamı boyunca emekten, ezilenden yana olmuş, demokrasiyi ve özgürlükleri yaşam biçimi olarak görmüş Turhan Selçuk yok artık...” diyordu. (Cumhuriyet, 12 Mart 2010)
Onun için “Karikatürümüzün Picasso”su, “Grafik mizahının en önemli ustası”, “Çizgileri var olmayı sürdürecek”, “O Babıâli’nin onuruydu”, “50 kuşağının son büyük ustası”, “Dünya ölçeğinde bir usta” gibi yüzlerce değerlendirme yapıldı.
Düşünürler, karikatüristler, sanat ve yazın adamları onun için çok güzel sözler söylediler. Tüm yazılanları, söylenenleri toplayacak olsak bir kitap dolar. Ancak Yaşar Kemal Usta, onun büyük bir sanat evrenine sahip olduğunu belirtti ve “Turhan’da insanlık, ağlarken gülendir” dedi.
Cezaevine gönderme yaparak ölümünden üç gün önce çizdiği “Ezaevi” karikatürü, birkaç çizgiyle bugünleri anlatan büyük bir kitap gibidir. (Cumhuriyet, 8 Mart 2010)
Kendine özgü yalın çizgileri ve derin felsefi düşüncesiyle, Turhan Selçuk her karikatüründe insanları güldürmek yerine, düşünmeye yönlendiriyordu...
Turhan Selçuk tüm yaşamı boyunca emekçinin yanında oldu. Anti-emperyalist duruşunu hiç terk etmedi, sömürünün karşıtı, sosyalist ve adil bir düzenden yana oldu.
Aydınlanma felsefesini yürekten benimsemiş gerçek bir Atatürkçüydü.
Aydınlanmayı özümsediği için, Atatürk’ün değerini biliyordu. Çağdaşlaşmanın değerini biliyordu. Dürüsttü, namusluydu, düşüncesinden ödün vermeyen dik duruşluydu. Bu nedenle döneklerden olmadı, yurtseverlik ve çağdaşlıkla yoğrulmuş bir sanat adamı olarak simgeleşti...
Neden Hacıbektaş’a gömülmeyi istediğini soruyorlar...
Çünkü, insani değerlere inanmıştı...
Çünkü, incinsen de incitme felsefesine inanmıştı.
Çünkü, gönül dostlarının, can dostlarını yanına gelmek istemişti...
Hakk’a yürüyen Turhan Ağabey, ışık içinde uyu...
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke