Türk Aydınının Yaprak Dökümü ve Behice Boran
Her yıl olduğu gibi bugün de Zincirlikuyu’daki mezarı başında anacağımız Behice Boran’ı, anmaktan da öte, artık onu çok iyi anlamak ve bıraktığı siyasal kalıtı yeniden yaşatmak için kolları sıvamak gerekmez mi?..
Anadolu’da yaşlı ve güngörmüşler sonbaharlarda “İnsanlar için de yaprak dökümü” derler ve eklerler: “Her iki bahar arası ölüm fazla beklenmez. Ölümler genellikle baharlarda olur ve özellikle sonbaharlarda daha da yoğunlaşır.”
Şöyle bir belleğimi yokladım. Gerçekten de içinde yazarların, ozanların, sanatçıların, siyasetçilerin, bilim insanı ve akademisyenlerin yer aldığı nice ünlü kişiler ilkbahar ve sonbahar aylarında yaşama veda etmişler. Son yüzyıla varan bir zaman diliminde salt eylül, ekim, kasım aylarında ölen aydın sayısı 150’ye yaklaşıyor. Bu yazıyı kaleme alırken yine bir yüce kişinin ölüm haberiyle sarsıldım. Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Sekreteri ve Türkiye Birleşik Komünist Partisi (TBKP) eski Genel Başkanı Nihat Sargın’ın 54 yıllık eşi, bilimsel sosyalizmin yılmaz savunucusu Yıldız Baştımar Sargın 7 Ekim 2009 Çarşamba günü yaşama gözlerini yummuş.
Türk aydınının adeta yaprak dökümü olarak niteleyeceğimiz bu hazin fotoğraf içinde, bundan 22 yıl önce bugün aramızdan ayrılan bir ünlü yüzü daha görüyorum.
İlk kadın önder
Türkiye işçi sınıfı devinmesinin ilk kadın önderlerinden Behice Boran, 22 yıl önce bugün (10 Ekim 1987) Belçika’nın Brüksel kentinde yaşama veda etmişti.
12 Eylül 1980 Askersel Devirmesi’nin Türk siyasal yaşamının üstünden buldozer gibi geçtiği o kanlı ve karanlık günlerde yurtdışına çıkmak zorunda kalmasına karşın uğruna ser verdiği bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm savaşından bir an olsun uzak kalmamıştı.
Tarihsel açıklama
Yurtdışında kaldığı zorunlu sürgün yıllarında sürdürdüğü politik çalışmaları içinde en önemli olanını, yıllarca ayrı kulvarlarda yürüyen iki partiyi, Türkiye İşçi Partisi ile Türkiye Komünist Partisi’ni (TKP), Türkiye Birleşik Komünist Partisi adı ile bir çatı altında birleştirmesinde görürüz. Doktorlarının sağlık nedeniyle gitmesine kesinlikle izin vermemesine karşın TBKP adıyla ortaya çıkan bu oluşumun bir basın toplantısıyla dünya kamuoyuna duyurulacağı toplantıya katılarak tarihsel açıklamasını yapmıştı. Nitekim bu toplantıdan iki gün sonra da fiziksel varlığı aramızdan ayrıldı.
Behice Boran, bir siyasetçi olmasının yanı sıra önemli çalışmalara imza atmış, Türkiye’nin ilk sosyologları içinde yer alan bir bilim insanıydı aynı zamanda.
Yaşamın nesnelliği ile bilimin gerçekliği arasındaki diyalektik bağlantıyı iyi kurmuş, duruşunu ömür boyunca hep böylesi bir birliktelik üzerine oturtmuştu. İşkencelerde, cezaevlerinde, sürgünlerde geçen ağır ve çileli bir yaşama karşın eğilmemiş, bükülmemiş, tunçtan bir yontu gibi dimdik ayakta durmasını bilmişti.
1970’te birinci TİP’in 4. kurultayında genel başkan seçilmiş, 12 Mart 1971 Askersel Karışması sonunda 15 yıl hapse mahkûm olmuştu ve bu onun ilk mahkûmiyeti de değildi. 50’li yıllarda, Menderes hükümetinin Meclis kararı olmadan Kore’ye asker göndermesine karşı duran tutumu nedeniyle daha o yıllarda 5 yıl ağır hapse çarptırılmıştı.
Bugün yaşanmakta olan aydın çoraklığında, onun savaşım geleneğinden alınması gereken çok dersler olduğu kanısındayım. Örneğin Boran, işçi ve emekçilerin bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm savaşımında kurtuluşu ve çareyi internet sitelerinde gezerek değil, yaşamı örgütleyerek arardı kuşkusuz.
Hele hele kendine aydın diyen bir avuç aymazın yaptığı gibi “açılım” adı altında ülke sorunlarına çözüm aramak için polis karakollarında yapılan toplantılara(!) hiç katılmazdı sanırım...
Evet, bugün sınıf ekseninden kopartılmış kozmopolit bir sol siyasetle vahşi kapitalizmin baskı ve sömürüsüne karşı başarı kazanılacağı sanılıyor. Bu anlamda da Behice Boran ve geçmişteki TİP deneyiminden alınacak çok dersler olmalı ve asıl şimdi TİP nitelikli bir partiye çok büyük bir gereksinim var, diye düşünüyorum.
Her yıl olduğu gibi bugün de Zincirlikuyu’daki mezarı başında anacağımız Behice Boran’ı, anmaktan da öte, artık onu çok iyi anlamak ve bıraktığı siyasal kalıtı yeniden yaşatmak için kolları sıvamak gerekmez mi?..
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli'nin açıklamaları sahaya nasıl yansıdı?
- Cinsel içerikli videolar çeken karı-koca tutuklandı
- PKK Suriye’nin Silahlı Kuvvetleri Oluyor
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- CHP ne yapmalı?
- Özgür Özel, Erdoğan'a seslendi
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- Ölü ve yaralılar var!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- Anlattığı anlar ortaya çıktı!