Türkiye en çok sansür uygulanan ülke

İstanbul Barosu Cumhuriyet Araştırmaları Merkezi (CUMER) tarafından “Dünden Bugüne Basın ve Toplum” konulu panel dün Orhan Adli Apaydın Konferans Salonu’nda düzenlendi.Toplantıya konuşmacı olarak CUMER Kurucu Başkanı Burhan Öğütcü, Aydınlık Gazetesi Sanat Yönetmeni Hayati Asilyazıcı, Yeniçağ Gazetesi Yazarı Arslan Bulut, İstanbul Barosu Genel Sekreteri Hüseyin Özbek ve Cumhuriyet gazetesi yazarı Şükran Soner katıldı.

Soner Türkiye’de medyanın gazeteci patrondan politik patrona geçişinin bütün dünyadan çok daha önce ve çok daha hızlı gerçekleştiğini belirterek, “İnsanlar artık gerçekleri değil, sanalı algılıyor. En çok sansür uygulanan, plansız otosansürün gerçekleştiği ülke Türkiye’dir. Rejimi demokrasi olan ülkeler içinde medyası en kirlenmiş, en bağımlı ülke konumundayız. İnsanlık adına korkunç bir geriye gidiş süreci yaşıyoruz” dedi. Başbakan Tayip Erdoğan’ın Kazlıçeşme mitingini anımsatan Soner, “Metronun sabaha kadar açık tutulması, mitinge gidenlerin İETT otobüsleriyle bedavaya götürülmesi ile kamu hizmeti suçu işlendi. Biz bunu sorgulayamacak kadar hükümete boyun eğmişiz” diye konuştu. Hayati Asilyazıcı konuşmasında hukukçulara eziyet edilen bir dönemde yaşadığımızı belirterek polisin hukukçulara yönelik uyguladığı şiddeti kınadı. Gezi Parkı direnişinde yandaş medyanın tutumunun da dehşet verici yanlı olduğunu kaydeden Asıyazıcı, “Gezi Parkı olaylarını bazı televizyon kanalları dışında medya kuruluşları yayınlamaya cesaret edemedi. Çünkü hepsinin ümüğünü sıkıyorlar’’ diye konuştu.

Yazar Arslan Bulut ise Gezi Parkı olaylarını kimsenin beklemediğini herkesin gafil yakalandığını ifade edererk, bu olaylar sırasında medyanın çok kötü sınav verdiğini ve Ulusal ve Halk Tv’nin gösterilerin, toplumsallaşmasını sağladığını söyledi. Bulut, “Medyanın holdinglerin eline geçtiğini, basın özgürlüğü olmadığını gördük. Günümüzde Cumhuriyet rejimi için değil, iktidar için gazetecilik yapılıyor. Medya Türk halkının değil, küresel sermayenin sözcüsüdür” dedi.