"Türkiye figüran bile olmadı"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündeme dair konuşma yaptı. Kılıçdaroğlu, konuşmasına Nevruz'u kutlayarak başladı.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 22.03.2011 - 12:04

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Balıkesir'de Seyid Onbaşı'nın köyüne gitti. Mevlütü vardı ona katıldık. Mezarında dua ettik. Seyid Onbaşı'nın verdiği mücadaleyi andık. Onlarla övünüyoruz. Onlar tarihin seyrini değiştirdiler. Seyid Onbaşı'nın köyüne gittiğimizde ilk talep şu oldu: Bu köyün yolu ve suyu yok!

Her yıl orada törenler düzenlenir, yollara şekil verilir ama asfalt yapılmaz. Yapmazlarsa 12 Haziran'dan sonra yapacağımız ilk yol Seyid Onbaşı'nın köyünün yolu olacaktır. Eğer o köye her yıl gidiliyorsa ve sorunlar çözülmüyorsa yönetimin sorunu var demektir.

Balıkesir'de sanayici ve ticaretçiler bizim ekonomi politikalarımızı sordular. Onlar Anadolu'nun isimsiz kahramanları. Şişkin maliyetler onları zor durumda bırakıyor. Bizim önerilerimizi sordular. Toplantıya başlarken onlara şunu söyledim: Bana aklınıza gelen her soruyu sorabilirsiniz dedim.

Gebze'ye 81 ilden gelip çalışan var. Orada taşeronluğa hayır mitingi düzenledik. Örgütlü topluma karşı çıkan 12 Eylül'cülerin üründür. TBMM dahil taşeron aracılığıyla işçi çalıştırır. Taşeron işçisi ömür boyu asgari ücrete mahkum, tazminat hakkı, işgüvencesi ve çalışma hakkı olmayan işçi. Çağdaş köle... Bu tabloya CHP evet demeyecek. Biz iş yasasını, grev hakkını Türkiye'ye getiren bir siyasal partiyiz. Taşeron işçilerinin sayısı milyonu aştı. Taşeronluk sürsün diyen AKP'dir. Her taşeron işçisi CHP'nin iktidarında taşeron işçiliğe son verildiğini görecekler. Hepsi devlette kadrolu, sendikalı olacak. Yük olmayacak ama herkes ILO koyduğu evrensel kurallara göre çalışacak."

 

"Allah akıl fikir versin" 

Ama bir ülkenin başbakanı çıktı tüp gazla nükleer enerjiyi aynı kefeye koydu. Allah akıl fikir versin başka diyecek bir şey yok. 

Radyasyonun ne olduğunu bilmiyor. Radyasyonun insanını genlerinde tahribat yarattığını bilmiyor. Bilmiyor da ülkeyi yönetiyor. Sorun da orada zaten. Ben söyledim. Aynaya cama bakmadan konuştu. Cama bakarak konuşsaydı herhalde böyle konuşmazdı. 

Düşünmemiz gereken soru şu: Biz bir nükleer santral için Ruslarla anlaşma yaptık. “1. soru, yapılacak olan bu nükleer santral daha önce başka bir ülkede inşa edildi mi. Hayır yeni bir şey diyorlar. Teknolojisini kimse bilmiyor. 

2.nükleer santralı başka ülkelerde yapıyor. Ama Ruslara gel bize nükleer santral yap denildi. Neden ihale açılmadı da ‘20 milyar dolara gel bize nükleer santral yap’ denildi. 

15,5 sent fiyat karşılığı Ruslara garanti verildi. Buradan sanayicilere sesleniyorum. en az 15,5 sente size elektrik satacaklar. Siz buna evet mi diyeceksiniz. Niye sesiniz çıkmıyor. Bu fiyata siz rekabet mi edeceksiniz. Bu fiyatlara sizi kayıt dışılığa zorlayacaktır. 15,5 sentten elektrik üreten dünyada var mı yok mu. Açıp bir ona bakın.

Akkuyu’da yapılmak istenen santral fay hattına 25 km mesafede. Yer lisansı 38 yıl önce alınmış. Teknoloji değişti, bilim değişti. Ama yine de niye yaparlar bunları. Ben söyleyeyim. Samsun’dan Ceyhan’a petrol gelecek. Orada bir rafineri olacak kime ait bizim Çalık’a ait. Yandaşına rafineri yaptıracaksın diye milletin sırtına 20 milyar dolar faturayı yükleyen bir insanda toplu iğne başı kadar vicdan var mı. Bu faturayı millet ödeyecek.

Hala ihalesiz bu anlaşmayı niye Ruslara verdiğini bir Allah’ın kulu çıkıp anlatmadı. Parlamentoyu da buna alet ettiler. Ticari bir yatırım yapılacak niye yasa çıkarılır? Yargı iptal etmesin diye.

Libya operasyonu

Libya halkı zor zamanlarımızda bizim yanımızda oldu. Biz de zor zamanlarında onların yanında olmalıyız. Geçmişten gelen tarihi bağlarımız var. 21. yy despotların tarihten silineceği demokrasinin gelişeceği bir yüzyıl olacak. Çünkü dünya küçüldü teknoloji gelişti. İletişim imkanları arttı. Dünyanın bir yerindeki zulmü dünyanın bütün ülkeleri izleyebiliyor. Ülke olarak biz hiçbir gücün başka ülkeye müdahale etmesini istemeyiz. Her ülke kendi sorununu kendi çözmelidir. Biz hükümetin Kaddafi’nin çekilmesi, Libya’ya demokrasinin gelmesi, Libya’nın zenginliklerinin emperyal güçlerce paylaşılamaması söylemini doğru bulduk. Bu söylemler aslında bizim söylemlerimiz. Ama bir başka gerçek daha var Türkiye izlediği dış politikayla uluslar arası alanda gittikçe yalnızlaşıyor. Dışlanıyor Türkiye. 

"Türkiye figüran bile olmadı"

Bakın Arap birliği ve İslam ülkeleriyle Batı doğrudan ilişkiye geçti. By Pass edildi Türkiye. Bırakın oyun kurmayı bu oyunda Türkiye figüran bile olmadı.

Paris toplantısına davet edilmedi. Dikkate bile alınmadı. İzlenen dış politika Türkiye’yi bu hale getirdi. Sayın Erdoğan biraz geç de olsa Kaddafi’yi eleştirdi. Kaddafi’ye çekil, halkına baskı yapma diyen sayın Erdoğan, sen o insandan “İnsan Hakları ödülü’nü alırken bunları hiç düşünmedin mi? Bizim isteğimiz, o ödülü sakın Başbakanlık’ta tutmasın. Evine götürsün. Televizyonlarda Libya’daki olayları izlerken “Ben bu ödülü nasıl aldım” diye düşünüp” belki vicdanı sızlar.

Libya’da çok sayıda ölü ve yaralı var. Hükümete beş önerimiz var.

1-NATO’nun Libya’ya yönelik operasyonunu izin vermemeli tavrını açıkça belirtmelidir.
2-Libya halkına yardım elinin uzatmalıdır.
3- Libya’da siyasi diyalog mekanizmasının oluşmasına yardım etmelidir.
4-Hükümet özellikle Arap Ligi İKÖ ve AB ile temasları arttırarak kan dökümlemesi,in engelleyecek çabasını arttırmalıdır.
5-Hükümet bir siyasi temsilci atamalıdır.

CHP olarak bu hedefler doğrultusunda hükümetin yanında olacağımız da belirtmek isterim.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler