Türkiye'nin Devrim Yasaları (04.03.2010)
‘Biz büyük bir devrim yaptık, ülkeyi bir çağdan alıp yeni bir çağa götürdük.’
M.K. ATATÜRK
Devrim, bir toplumda var olan, eskimiş olan düzenin zorla değiştirilmesidir. Devrim ile amaçlanan çağdaşlıktır, modernleşmedir, Toplumun bütünüyle değişiminin ve yerine yeni bir düzenin kurulması ile tamamlanan bir süreçtir. Bunun için de toplumun önceden yapılacak bu değişikliklere karşı hazırlanması gerekir. Mustafa Kemal 1930’da şöyle demiştir: “Devrim, ulusu ve toplumsal çevreyi hazırlayarak yapılır. Devrim girişimlerinde göz önünde tutulacak nokta, insan topluluklarının isteklerini, düşüncelerini değerlendirdikten sonra, onlara yenilerini kabul ettirebilmektir.” Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 3 Mart 1924 günü üç önemli önerge kanunlaşmıştır. Bunlardan ilki 429 sayılı Din İşleri ve Vakıflar Bakanlığı’nın kaldırılmasına ilişkin yasa, ikincisi 430 sayılı Tevhidi Tedrisat, yani öğretim birliği yasası ve üçüncüsü de 431 sayılı halifeliğin kaldırılması ve Osmanlı hanedanının Türkiye toprakları dışına çıkartılması yasasıdır. Üç devrim yasası olarak adlandırılan bu yasalar aslında Türkiye’nin Laikleşmesi yolunda çıkartılan temel yasalardır.
Yeni Türk devletinin temel ilkesi ulusal egemenliktir. Ulusal egemenlik ve halifelik birbirleriyle çelişen görüşlerdir. Halife, İslam devletini yöneten bir devlet başkanıdır. Arapça ‘halef’ten gelir ve anlamı ardından gelen demektir. Hz. Muhammed hem İslam devletinin hem de İslam dininin başkanıdır. Peygamberin ölümünden sonra gelen halefleri sadece peygamberin devlet yönetimine ilişkin görevlerini devralmışlardır. Yani dinsel yönden bir görev üstlenmemişlerdir. Halifelik 1517’de Yavuz Sultan Selim’in Mısır seferi sırasında Osmanlı padişahlarına geçmiştir. İslam geleneğine göre halifenin Arap olması ve Kureyş soyundan gelmesi gerektiğinden bu unvan sadece ‘Osmanlı Halifeliği’ olarak kalmıştır.
1 Mart 1924 günü Mustafa Kemal, Meclis’i açış konuşmasında artık halifeliği kaldırmanın zamanının geldiğini, sıraladığı 3 noktada belirtecektir: “1- Ulus, Cumhuriyetin, bugün ve gelecekte, her türlü saldırılardan kesinlikle ve sonsuza kadar korunmasını sağlayacak ilkelere dayandırılmasını istemektedir 2- Kamuoyu, eğitim ve öğretimin birleştirilmesinden yanadır. Ve bunun hiç zaman geçirilmeden uygulaması gereklidir. 3- İslam dinin yüzyıllardan beri yapılageldiği üzere, bir siyaset aracı olarak kullanılmaktan kurtararak yüceltmenin zorunlu olduğunu da görüyoruz.”
İşte tüm bu yapılanlardan sonra görüyoruz ki Türkiye 3 Mart 1924’te çıkartılan bu devrim yasalarından sonra hızla laikleşme sürecine girmiştir. Yapılan tüm bu devrimci atılımlar da Gazi Mustafa Kemal’in önderliğinde gerçekleştirilerek uygulama alanına sokulmuştur. Türk devrimi ile ulaşılan en temel sonuç ise kurulan laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti olmuştur.
Dr. Handan Diker
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke