Türkiye'nin enerji sorunu masaya yatırıldı

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, enerji kaynaklarını çeşitlendirmenin önemine işaret ederek, Türkiye'nin bu konuda ister tedarik, ister transferle ilgili her ülkeyle ilişkiye gireceğini söyledi.

Türkiye'nin enerji sorunu masaya yatırıldı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.10.2009 - 11:02

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, İzmir'de düzenlenen Türkiye 11. Enerji Kongresi'nin açılışında yaptığı konuşmada, enerji piyasasındaki oyuncuların sektöre yönelik izlenecek politikalarda mutabık olduklarını, ancak bunların nasıl uygulanacağına dair farklı görüşlerin bulunduğunu ifade etti. Bu konuda düzenlenen kongrelere belirli formatların getirilmesi gerektiğine işaret eden Bakan Yıldız, ''sahte görüş birliğinden'' uzak kalabilmek için konuşmalardan önce ve sonra dinleyenlerin etkin katılımının sağlanması gerektiğini dile getirdi.

Bakan Yıldız, 11. Enerji Kongresi'nde yapılan konuşmalarda, isim değişikliği ve enerjisi arz güvenliği konularına vurgu yapıldığını hatırlatarak, iklim değişikliğine ilişkin alınacak önlemler konusunun kulağa çok hoş geldiğini, ama nasıl yapılacağı konusuna girildiğinde ülkelerin hemen gardlarını aldığını, belli gerekçeler sunduklarını ifade etti. Yıldız, uygulama söz konusu olduğu zaman temennilerden öte farklı konuların devreye girdiğini söyledi.
Türkiye'nin en ciddi bütçe açığı oluşturan iki kaleminden birinin enerji olduğunu kaydeden Yıldız, iklim değişikliğiyle ilgili konuların hepsinin arz güvenliğiyle ilgili çalışmalarla ilişkili olduğunu bildirdi.

Bakan Yıldız, bu ilişkinin terör saldırılarından sonra kişi hak ve özgürlüklerine getirilen kısıtlamalarla benzerlik taşıdığını ifade etti. Yıldız, tüm enerji çeşitlerinin her birinin çok önemli olduğunu vurgulayarak, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak yeni bulunan kömür rezervlerine kayıtsız kalmasının mümkün olmadığını söyledi. ''Nükleer santral kurma işi bir çok cepheden baktığımızda hükümetlerin üzerine çıkacak kadar ortaklaşmış bir konudur'' diyen Yıldız, bu konunun elbette çevreden bağımsız ele alınamayacağını vurguladı.

Yıldız, yerli yenilenebilir enerji kaynaklarının harekete geçirilmesinin önemli olduğunu, bunu herkesin istediğini, ama uygulamada fikir farklılıklarının yaşanabildiğini dile getirdi.
Küresel krizin tüm dünyada enerji yatırımlarını etkilediğini anlatan Yıldız, ''Global kriz bizi rehavete sürüklememeli, bunlar geçici şeyler. Türkiye'nin koyduğu hedefleri kesintiye uğramamalı. Buna iki yıllık kesinti deyin, onun dışında film devam ediyor. Hem özel sektör, hem kamu aynı şekilde teyakkuzda olmalı'' dedi.

Yıldız, Kopenghag'da gerçekleştirilen toplantılara değinerek, dünya ülkelerinin toplantılarda iklim değişikliği ve enerji konularında tam kesin sonuca varılamayacağı ama genel eğilimin tespit edilebileceği konusunda görüş bildirdiğini anlattı. Yıldız, Kopenghak toplantılarının ardından Türkiye'nin izlediği politikaların son derece stabil, geçerli ve ülke çıkarları doğrultusunda yürütüldüğü kanaatine vardığını söyledi.

Türkiye'nin Rusya Federasyonu ile yaptığı anlaşmaların Nabucco'nun alternatifi olup olmadığının gündeme getirildiğini vurgulayan Yıldız, ''Ne birinden, ne diğerinden vazgeçmememiz lazım. Her biri bizim bilinçli çalışmalarımız, Türkiye'nin geleceği ve arz güvenliğiyle ilgili çalışmalar olduğunun bilinmesi lazım. Enerji çeşitliliği konusunda kaynak temini ve transfer konusunda hiçbir seçicilik yoktur. Dünya, ekonomi globalleşiyor ama politikalar globalleşmiyor, son derece ulusal milli politikalar yürütülüyor. Müsaade edin de biz de milli politika yürütelim. Aslında ABD ya da diğer ülkelerde böyle görüyor, yeter ki ne istediğinizi bilin. Türkiye enerji kaynaklarını çeşitlendirmek için ister tedarik, ister transferle ilgili her ülkeyle ilişkiye girecektir'' diye konuştu.

Samsun-Ceyhan boru hattında Kazakların da katılımıyla ilgili anlaşma yapıldığını hatırlatan Yıldız, ''5 yıl önce bu projelerin kaynağı nerede, gerçekleştirmek mümkün değildir denilmişti. BTC ilgili kaynak sıkıntısı konuşulmuştu. Şimdi BTC'de petrol akıyor'' şeklinde konuştu.

Bakan Yıldız, enerji alanında özel sektörün hükümetlerin tespit ettiği politikalar doğrultusunda faaliyet göstermesi gerektiğini, hükümetlerin de özel sektöre yardımcı politikalar üretme görevi olduğunu dile getirerek, ''Teslim ettik nasıl yaparlarsa yapsınlar diyemeyiz, refakat etmeli, hem denetim hem de izleme yapmalıyız'' dedi. Teknoloji sahiplerinin mutlaka hem uluslararası, hem de milli düşünceden ayrılmaması gerektiğine işaret eden Yıldız, ''Yenilenebilir enerji kaynakları bunun istisnası değil, ne varsa Türkiye'ye gelsin diyemeyiz, dikkatli davranmalıyız'' diye konuştu.

Bakan Yıldız, yenilenebilir enerji kaynaklarıyla ilgili kanun üzerinde çalıştıklarını hatırlatarak, bir değişim, dönüşüm yaşandığını söyledi. Yıldız, ''Çok çalışmamız, gece gündüz çalışmamız lazım. Türkiye büyüyor ama büyürken değişimi idare etmek önemli. Statükonun riski değişimin riskinden daha büyük ve kötü bir şey'' dedi.

Özelleşen enerji sektörünün insan kaynaklarıyla da özelleştiğini bilmek gerektiğinin altını çizen Yıldız, ''O zaman kamu bunları denetleyecek kapasitesinden taviz vermemeli'' şeklinde konuştu. Bakan Yıldız dünyanın daha fazla ısınmaması için 2020-2030'a kadar ülkelerin daha fazla kaynak ayırması gerektiğine işaret ederek, ''Dünya GSMH'lerinden ayrılan binde 5'lik pay yüzde 1'e çıkarılmadan bu iş olmuyor. Kaynak ayrılması lazım. İster fonlar, ister özel sektör, ister kamu, bu fonun mutlaka ayrılması lazım'' dedi. Bu konuda kısa vadeli hedeflerin hem Türkiye'de hem de dünyada çok gerçekçi olmadığının görüldüğünü belirten Yıldız, ''O yüzden stabil, kalıcı bir politika oluşturmamız lazım'' diye konuştu.

Bakan Yıldız, ''Tüketim kısmen azaltılırsa, üretim yenilenebilir enerji kaynaklarından istediğimiz oranda yükseltilebilirse, dünyada 2030 yılındaki hedeflenen korelasyon yüzde 30 petrol, yüzde 21 doğal gaz, yüzde 17 kömür, yüzde 9 nükleer, yüzde 23 civarında da yenilenebilir enerji kaynaklarından olacak. Türkiye bu hedeflere yaklaşabilir mi? Evet yaklaşabilir. Biraz daha itina göstermemiz, biraz daha dikkatli olmamız lazım'' dedi.

 

'Gelecek için gerekli üretim tesisleri nasıl kurulacak?'

Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi (DEK-TMK) Başkanı Süreyya Yücel Özden, enerjinin sürdürebilir arzının ve tüketiminin teşvik edilmesi gerektiğine işaret etti. Küresel krizin etkilerinin azalmasının ardından yaşanacak süreçte, tekrar artış gösterecek enerji talebinin nasıl karşılanacağının önemli olduğunu vurgulayan Özden, ''Kriz nedeniyle yatırımlar azalırsa, gelecek için gerekli üretim tesisleri nasıl kurulacak, bu çok önemli bir nokta'' dedi. Özden, hem insanlığın geleceği, hem de ekonomik büyüme için ''olmazsa olmaz'' şeklinde nitelediği enerjide, sürdürülebilir arz güvenliği ve iklim değişikliğinin etkilerinden korunma başlıklarının can alıcı konular olduğunu dile getirdi.

Sabancı Holding AŞ Enerji Grup Başkanı Selahattin Hakman, dünya üzerinde krizden çıkışın belirtileri olduğunu kaydederek, ''Ama krizden çıkış çok hızlı bir toparlanma şeklinde değil, uzun sürece yayılı bir senaryo şeklinde yaşanacak'' dedi. Bu süreçte enerjinin önündeki iki ana sorun olan arz güvenliği ve iklim değişikliği konularının önemini koruduğunu ve hep koruyacağını ifade eden Hakman, küresel krizin enerji alanındaki yeni yatırımların yavaşlamasına neden olduğunu söyledi.

Hakman, yapılan pek çok öngörüye göre, Türkiye'nin krizden en çabuk toparlanacak, en çabuk büyüme trendine girecek ülkelerden biri olduğunu kaydetti. ''Türkiye'nin enerji yatırımlarını aksatmadan sürdürmesi gerektiğine'' işaret eden Hakman, bu yatırımların istihdam sorununa da katkısının göz ardı edilemeyeceğini dile getirdi.

Dünya Enerji Konseyi (WEC) temsilcisi Slav Slovov da Güneydoğu Avrupa ülkelerinin yaklaşık yüzde 60 oranında enerjide dışa bağımlı olduğunu ve bu bağımlılığın her yıl yüzde 1,5 oranında arttığını söyledi. Rusya ile Avrupa ülkelerinin geçtiğimiz yıllarda yaşadığı doğal gaz krizine değinen Slovov, ''Bu nedenle enerji arz güvenliği önemlidir'' diye konuştu. Slovov, dünya genelinde sera gazı salınımının her geçen gün artığına işaret ederek, ''İklim değişikliği sorununun en büyük nedenini, fosil yakıt kaynaklı elektrik üretimi oluşturmaktadır'' dedi.

İzmir Valisi Cahit Kıraç da enerjinin verimli kullanılması ve alternatif enerji kaynaklarının artırılması gerektiğine dikkati çekti. Enerji çeşitliliğiyle dışa bağımlılığın azaltılmasının önemine değinen Kıraç, İzmir'in rüzgar, güneş, jeotermal ve biyoenerji gibi yenilenebilir enerji kayrakları bakımından büyük potansiyele sahip olduğunu kaydetti.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon