Türkiye'nin gizli cenneti: Mersin

Ziyaretçilere yöresel tantunisi ve kerebici ile farklı damak tatları sunan, 321 kilometrelik sahil bandıyla denizin, kumun ve güneşin tadını çıkarma fırsatı veren Mersin, Toros Dağları'nın eteğindeki yaylalarıyla da farklı tatil tercihlerine kapılarını açıyor.

Türkiye'nin gizli cenneti: Mersin
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 21.06.2009 - 08:25

Mersin'in sahil bandındaki ilçeleri Erdemli, Silifke, Aydıncık, Bozyazı ve Anamur'u görmek isteyenlerin 132 kilometrelik bölümü virajlı olmak üzere toplam 223 kilometetrelik bir yolculuğu göze alması gerekiyor. Denize paralel, mavi ile yeşilin buluştuğu, zaman zaman dik yamaçları ve virajları nedeniyle sıkıntı yaratan bu yolculuk, manzarası ve doğal ortamı sayesinde keyifli hale geliyor.

Batı ucundan kent merkezine 223 kilometre mesafe ile en uzaktaki ilçesi olan muz ve çileği ile ünlü Anamur'da tatil yapmak isteyenler, bu mevsimlerde bol miktarda taze ve ucuz meyve bulabilir.

Burada tarih meraklılarının görmesi gereken yerlerden birisi olan Ören beldesindeki ''Eski Anamur'' olarak bilinen Anamurium Antik Kenti, günümüze kadar gelmiş en önemli kalıntıları bünyesinde bulunduruyor. Antik kentte MÖ 4. yüzyıllarda kurulduğu tahmin edilen tarihi yapılar yer alıyor. Burayı görüp gezenler, antik kentin kıyısındaki kumsalda denize girebilir.

İlçe, tarihi güzelliklerin yanı sıra caretta carettaların da konaklama alanı. Akdeniz'in masmavi sularıyla buluşanlar her an bir caretta caretta görebilir. Anamur sahillerinde ayrıca dalgıçlar için uygun dalış ortamları bulunuyor. Sahil boyunca sıralanmış otellerin yanı sıra çok sayıda pansiyonda ekonomik tatil yapma imkanı var.

Buradaki tatilini tamamlayanlar, sadece 10 kilometrelik yolculukla bir başka cennet köşe Bozyazı'ya ulaşır. Bozyazı, Toros Dağları'ndan süzülüp gelen temiz havasıyla tatilcilerin yanı sıra nesli tükenmekte olan Akdeniz foklarının da yaşam alanlarını oluşturuyor. Bu belde, Ankara ve İstanbul gibi metropol kentlerde yıllarca yoğun iş temposunda çalışıp emeklilik yaşamını sakin bir ortamda, deniz havası soluyarak geçirmek isteyenlere de ev sahipliği yapıyor. Mülk edinen çok sayıda kişi, emeklilik yaşamını burada huzur içinde geçiriyor.

Bozyazı'dan 39 kilometrelik bir yolculukla Aydıncık'a ulaşılıyor. Tarihteki liman kenti Aydıncık'ta, Kelenderis Antik Liman Kenti kazıları halen devam ediyor. Dev boyuttaki taban mozaiklerinin bulunduğu bu antik kentin yanı sıra ilçede başta ''aşk hikayesi abidesi'' olarak bilinen Dört Ayak Anıt Mezarı başta olmak üzere çok sayıda tarihi kalıntı ve mağaraları görmek mümkün.

Aydıncık yöresindeki lokantaların mönüsünde ilk sırayı balık oluşturuyor. Halkının büyük bir bölümünün geçimini tarım ve balıkçılıktan kazandığı şirin ilçenin ünlü balığı ise beyaz sokar. Ancak, bu balığın bıraktığı damak zevki diğerlerinden çok farklı. Tadına alışkın olmayanlar balığı ilk etapta yadırgasalar da yağda kızarmış olarak tercih edildiğinde damak zevkine daha fazla hitap ettiği bilinmeli.

Bakir kalmış çok sayıda koylarda denize nazır seraların bulunduğu Aydıncık ilçesinden çıkıp, dik yamaçlı ve virajlı yollarda 76 kilometre daha gidildikten sonra Silifke ilçesinin şirin balıkçı kasabası Taşucu'na ulaşılıyor. Buradaki lokantalarda, çeşidi bol deniz ürünlerinden tadılabiliyor. KKTC'ye feribot seferlerinin de yapıldığı bu kasaba yaz aylarındaki hareketli yaşamı ile tatilcilere farklı bir yaşam alanı sunuyor.


Virajlı ve dik yamaçlı yollar yerini ovaya bırakıyor

Mavi yengeç, yılan balığı ve lagos balığı tavsiye edilen bu beldeden itibaren acemi sürücüleri korkutan virajlı ve dik yamaçlı yollar yerini ovaya bırakıyor. Çünkü, Taşucu'ndan 10 kilometrelik yolculuğun ardından Silifke Ovası'na ulaşılıyor. Tatilciler ilçe merkezinde restore edilen 1805 yılına ait Hacıpaşa Saat Kulesi, Amfora Müzesi, Selanik'te Atatürk'ün doğduğu evin birebir aynısı olan Atatürk Evi gezilebilir, belde yakınındaki Barbaros Koyu'nda çadır kurulabilir ve denize girilebilir.

İlçe merkezinden geçen MS 78 yılına ait Taş Köprü, 2. yüzyıla ait Roma Tapınağı ve Silifke'ye hakim 185 metre yüksekliğinde tepe üzerinde yapılmış Silifke Kalesi de görülmesi gereken mekanlar arasında bulunuyor.

Silifke'nin en ünlü turistik mekanı ise Cennet Çöküğü ve Cehennem Çukuru. Cennet Çöküğü, erozyonla tavanın çökmesi sonucu meydana gelmiş. Mağarada küçük bir kilise bulunuyor.

Çöküğe, 452 basamaklı merdivenle nefesine güvenenler inebiliyor. Erozyonla oluşmuş Cehennem Çukuru ise Cennet Çöküğünün 75 metre kuzeyinde bulunuyor. Yörede bir de ''Astım-Dilek'' mağarası yer alıyor.

Bu ilçenin sahili boyunca onlarca tatil beldesi yer alıyor, ancak Susanoğlu beldesi, temiz denizi ve ince kum yapısıyla dikkati çekiyor. Halk plajının da bulunduğu bu beldede gönül rahatlığıyla denize girilebilir.

Silifke'den çıkılıp 27 kilometrelik bir yolculukla Erdemli ilçesinin gözde tatil beldesi Kızkalesi'ne ulaşılıyor. Kızkalesi beldesi sahilinin 200 metre açığında küçük adacık üzerinde, Kızkalesi ve Korikos Kalesi bulunuyor. Bu beldede onlarca otel ve pansiyon bulmak mümkün.

Kızkalesi'nin ardından 19 kilometre mesafedeki Erdemli ilçesine ulaşılıyor. Bu ilçenin sahili de turistlerin denize girmek için tercih ettiği yerler arasında bulunuyor. Uzuncaburç beldesindeki Zeus Tapınağı, Ayaş beldesindeki Elausa Tapınağı ve amfitiyatro ve Alahan Manastırı, görülmeye değer mekanlar arasında yer alıyor.


Kent merkezine 37 kilometre kaldı

Erdemli'deki tatilini tamamlayanlar, daha sonra kent merkezine doğru hareket etmeli. Çünkü, 37 kilometrelik yolculuğun ardından kent merkezine gelen tatilcileri, ünü ülke genelini saran tantuni ve kerebiç tatlısı bekliyor.

Tarihi mekan görmeye doyamayan tatilciler, burada da Mezitli ilçesine bağlı Soloi Pompeiopolis Antik Kenti'ne uğrayıp, MÖ 66-65 yıllarında Roma kenti olarak kurulan ve Doğu Akdeniz'de etkin bir liman kenti haline gelen Soloi Pompeipolis Antik Kenti'ndeki kazı çalışmalarını da yerinde inceleyebilir.

Buradaki tarihi yolculuğun ardından kent merkezine dönen tatilciler, tosun etinin bıçakla ve kuşbaşının dörtte bir oranında doğranmasıyla elde edilen etin tavada pişirilmesiyle yapılan tantuninin lezzetine varabilir.

Tantuni, tavaya dökülen su, yağ ve baharatın kıvamının iyi ayarlanmasıyla ortaya çıkıyor. Somun, açık ve lavaş ekmek arasına konulan tantuni, domates, yeşillik, soğan ve baharat eklenerek servis ediliyor.

Daha sonra yemeğin üzerine kerebiç tatlısı tavsiye ediliyor. İrmik, ceviz veya Antep fıstığı ile şekerden yapılan kerebiç, çöven otundan elde edilen süt görünümlü köpükle ikram edilerek ayrı bir lezzete bürünüyor.

Tatilcilere, yemeklerden sonra ayrıca, farklı bir lezzet sunan havuç, toz şeker, bisküvi, ceviz veya Antep fıstığının yanı sıra Hindistan cevizinin karışımıyla elde edilen cezeryeyi yakınlarına hediye götürmeleri öneriliyor.


Danyal Peygamber'in türbesi

Mersin'den ayrılıp Adana yönüne yapılan 30 dakikalık yolculuğun ardından, Hristiyanlığın ilk zamanlarına ait önemli eserlerin yer aldığı Tarsus ilçesine ulaşılıyor.

İlçenin girişindeki Bizans dönemine ait Kleopatra Kapısı, Vatikan tarafından ilan edilen ''St. Paul Yılı'' kapsamında ziyaret edilmesi önerilen St. Paul Kilisesi ve Kuyusu, 1102 yılında St. Paul Katedrali olarak yapıldığı söylenen ve 1415 yılında Ramazanoğlu Ahmet Bey tarafından onarılarak camiye çevrilen Eski Cami, görülebilecek eserler arasında yer alıyor.

Danyal Peygamber'in makamının bulunduğu Makamı Şerif Camisi ve Danyal Peygamber Kabri, 1557 yılında Ramazanoğulları'ndan Kubat Paşa tarafından yaptırılan ve 1966 yılında restore edilerek müze haline getirilen Kubat Paşa Medresesi de kentin tarihi değerleri arasında bulunuyor.

Tarsus ilçe merkezinin kuzeyinde Berdan (Kydnos) Çayı üzerinde yer alan Tarsus Şelalesi de görülebilecek doğal güzellikler arasında sayılıyor.

Eshab-ı Kehf veya halk arasında ''Yedi Uyurlar'' olarak bilinen mağara, Tarsus'un kuzeybatısında, 14 kilometre uzaklıktaki Dedeler köyünde bulunuyor.

MS 2. yüzyıl başlarında dönemin hükümdarı Dakyanus'un zulmünden kaçan Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Dekarnuş, Sazenuş, Kafetaltayuş ve köpekleri Kıtmir'in bu mağaraya sığındıkları, bazı kaynaklara göre 309, bazılarına göre 900 yıl uyudukları rivayet ediliyor. Eshab-ı Kehf hakkında, diğer semavi dinlerin kitaplarında da bölümler yer alıyor.
Mersin'deki yolculuklarını burada sonlandıracak tatilciler, 5 günlük tatillerinde hem tarihi mekanları görebilecek, hem de tertemiz Akdeniz sularına kendilerini bırakabilecek. Konaklama ve yemek ücretlerinin de diğer tatil beldelerine göre daha ucuz olduğu kentte tatilciler, doya doya bir tatil yaşayabilir. Ancak, Mersin'de tatil için konaklama rezervasyonu yaptıracak olanlar ''Herşey dahil mi?'' diye sormamalı. Çünkü, Mersin'deki turistik tesisler son yılların modası ''herşey dahil'' uygulamasına karşı.


"Akdeniz'in Efes'i" Osmaniye'de

Osmaniye, karayolu ulaşımıyla Adana Havaalimanı'na bir, İskenderun Limanına ise yaklaşık yarım saat uzaklıkta. Osmaniye'de ilk yerleşimin başladığı Neolitik dönemden itibaren, çok sayıda medeniyetin izine rastlamak mümkün.

Bu kültür miraslarından en önemlilerinden biri, kente 12 kilometre mesafedeki Kadirli ilçesindeki Kastabala Antik Kenti. Ören yeri, Ceyhan Nehri yakınlarında Kesmeburun, Bahçe ve Kazmaca köylerinin ortasında yer alıyor. Kalesi, 5 bin kişilik antik tiyatrosu, sütunlu yolu, tapınakları, hamamları, kaya mezarlarıyla Anadolu'daki en önemli antik kentlerden biri olan ve ''Akdeniz'in Efes'i'' olarak tanımlanan Kastabala, Osmaniye'nin en çok turist çeken bölgelerinden biri.

Kastabala Antik Kenti'nden 21 kilometre uzaklıkta ise Aslantaş Açık Hava Müzesi yer alıyor. Aslantaş Baraj Gölünün batı kıyısında, Kızyusuflu köyünde bulunan Aslantaş Kalesi, 1946 yılında çobanlar tarafından tesadüfen bulunmuş, daha sonra yapılan çalışmalar sonucunda da ''Aslantaş Açık Hava Müzesi'' oluşturulmuş.

Kent merkezine 45 kilometre uzaklıkta bulunan Kadirli ilçesindeki Batı ve Doğu Roma dönemlerine ait kalıntılar bulunan Ala Cami, kente 10 kilometre mesafedeki Toprakkale ilçesinde yine aynı dönemlere ait kalıntıların yer aldığı Toprakkale Kalesi de kentin diğer önemli tarihi yerlerini oluşturuyor.

Kentin tarihi dokusunu görmek üzere gelen turistler için en önemli hediyelik eşyayı, kök boyadan yapılan el emeği, göz nuru kilimler oluşturuyor. Karatepe Kilimleri Kooperatifinin girişimleriyle oluşturulan atölyelerde, işlenen kilimler, görenlerde hayranlık uyandırıyor.
Ziyaretçilerin rağbet ettiği diğer bir ürün ise, kentin tescilli yer fıstı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler