Türkiye'nin insan hakları siciline bir eksi not daha

İnsan Hakları İzleme Örgütü, 2012 raporunda, "Türkiye içerideki insan hakları ihlalleri yüzünden bölgesel bir güç olarak inandırıcılığını kaybediyor" yorumunda bulunuldu. Raporun Türkiye bölümünde yargı sistemi ve tutuklamalara dair önemli eleştiriler var. Kadına şiddet de raporda yer bulan konular arasında.

İnsan Hakları İzleme Örgütü'nden Türkiye'ye eksi not. Örgütün 2012 raporunda, Arap Baharının etkisiyle bölgede söz sahibi olmaya çalışan Erdoğan hükümetinin, insan haklarına ilişkin kısıtlamalarla güvenilirliğinin zedelendiği belirtildi.

Raporda, AKP'nin üçüncü dönem iktidara gelmesinden sonra, ifade özgürlüğünü sınırlayan ve hükümeti eleştirenlerin aylarca cezaevinde kalmalarını sağlayan yasalarla, hakların kısıtlandığı kaydedildi.

Raporda, "Savcılar çoğu zaman şiddet içermeyen açıklamalar ve yazılar nedeniyle kişilere dava açıyor, siyasiler, eleştiriler nedeniyle mahkemeye başvuruyor, mahkemeler yetersiz delillerle suçlu buluyor. Ahmet Şık ve Nedim Şener  Ergenekon örgütüne yardım etmekle suçlanıyor. Şık ve Şener'e yönelik suçlamaların yegane delili ise, kaleme aldıkları şiddet içermeyen yazılar." denildi.

Raporda,1980 ve 1990'lı yıllarda görevini kötüye kullanan polis, asker ve devlet görevlilerinin bugün yargılandığı belirtiliyor, ancak hala yargı sisteminde reformlar yapılması gerektiğinin altı çiziliyor: "Hükümetin, ceza yargılama sisteminde reformlar yapması, adil yargılama standartlarını güçlendirmesi gerekiyor. Hala adaletin önünde büyük engeller var."

676 sayfalık rapora göre, Türkiye'deki ciddi problemlerden biri de, polisin göstericilere karşı kullandığı şiddet. Raporda bununla ilgili, "Polis ve jandarma tarafından özellikle de silahsız şüphelilere karşı kullanılan ateşli silahlar endişe sebebi olmaya devam ediyor. Güç kullanımını kontrol altına almak için kuralların sıkılaştırılması hususunda herhangi bir gelişme kaydedilmedi."

Raporda, kadına yönelik şiddetin 2011 yılında artış gösterdiğine dikkat çekilerek şu tespitlere yer verildi: "Polis ve mahkemeler çoğunlukla korunma talep eden kadınları koruyamıyor. Kadına yönelik şiddet 2011 yılında artış gösterdi."

Örgütün raporunda, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecinde de kayda değer bir gelişme olmadığı belirtiliyor. Kürt sorununun ele alınış biçimi ve uygulamalar da insan haklarının önündeki en büyük engellerden biri olarak gösterildi. Örgüte göre, "Tüm bu uygulamalar, Türkiye'nin bölgede yükselen güç olarak uluslararası inandırıcılığını zedeliyor."