'Türkiye'nin Türk diasporası gibi bir gücü var'

Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Türkiye'nin Türk diasporası gibi bir gücü olduğunu, ancak bu gücü kullanamadığını belirterek, ''Dünyada Türk müteşebbis olmayan tek ülke yok. Böyle bir güç kimsenin elinde bulunmuyor. Planımız, o gücü harekete geçirmek'' dedi.

'Türkiye'nin Türk diasporası gibi bir gücü var'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 17.04.2010 - 12:34

Türkmenistan temaslarını değerlendiren Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, bu ülkenin Türkiye için sanayi ve ticaret anlamında önemli olduğunu belirtti. Türkmenistan'ın sektör taraması konusunda kendilerinden yardım istediğini ifade eden Çağlayan, ''Biz de onlara (Karşılıklı envanter çıkaralım, sende ne var bende ne var, sen hangi pazara sahipsin ben hangi pazara sahibim öğrenelim) dedik'' dedi. Çağlayan, karşılıklı envanter çalışmasını başlattıklarını söyledi. Bu çalışma çerçevesinde ülkelerin karşılıklı olarak avantajlı ve dezavantajlı sektörlerinin ortaya konacağını anlatan Çağlayan, örneğin Türkiye'de pahalıya üretilen bir malın Türkmenistan'a kaydırılacağını, Türk sanayicisinin orada yatırım yapabileceğini, Türkmenistan tarafının da kendi ülkesinde üretemeyeceği bir malı Türkiye'de üretebileceğini, üçüncü ülkeler nezdinde ticarette işbirliği yapılabileceğini ifade etti.

Türkmenistan'da turizm, eğitim ve özellikle sağlık sektörü alanında inanılmaz bir pazar olduğunu belirten Çağlayan, Türkmenistan Devlet Başkanının kendisini Hazar Deniz kıyısındaki Avaza'ya davet ettiğini, bu yıl 30 Ağustosta Türkmenistan'a geleceklerini, bir fuar açacaklarını, daha sonra ise Avaza'ya geçeceklerini kaydetti. Avaza'da turizmde yeni bir sektör doğduğunu anlatan Çağlayan, Türkiye girmezse oraya başka ülkelerin gireceğini vurguladı.

 

Teminat mektupları sorunu

Çağlayan, Türkmenistan'da teminat mektupları konusunda yaşanan sıkıntı konusunda bir öneride bulunduğunu, bu çerçevede iki ülke merkez bankalarının biraraya gelip çalışacağını, daha sonra karşılıklı bankacılık sistemlerinin inceleneceğini belirtti. Ziraat Bankası ile Türkmenistan Daihanbank'ın ortak olduğu Türk-Türkmenistan bankası olduğunu hatırlatan Çağlayan, Türkmenistan'da Libya modelini hayata geçirmeye çalışacaklarını ifade etti. Bu bankanın sermaye yapısını güçlendireceklerini, iyi bir mevduat bankası haline getirilmesi durumunda bu bankanın vereceği teminat mektupları için ayrıca ilave bir teminat alınma ihtimalinin ortadan kalkacağını anlatan Çağlayan, ''Bunu uzun zamandır düşünüyordum, bu teklifi yaptım. Sorun böylece kökten çözülecek'' diye konuştu.

Türk-Arap bankasında da teminat mektubu ile ilgili konunun çözümü için yakında Libya'ya da gideceğini dile getiren Çağlayan, şunları söyledi: ''Oradaki teminat mektubu duvarını aşarsak, büyük bir yük ortadan kalkacak. Geçmişte, bizim kötü niyetli bazı müteahhitlerimiz, yıllar önce Libyalılara böyle bir yola tevesül etmesi hakkını vermişler. Teminat mektubunu aldılar götürüp, bir yerdeki bir mahkemeden yürütmeyi durdurma aldılar, götürüp teminat mektubunu Libya makamlarına verdiler, avansı aldılar ve ortadan kayboldular, faturayı Türkiye ödedi. Libya bizim müteahhitlik sektörümüzün ana kapısı, giriş kapısı. Libya makamları garanti istiyorlar, Ankara ve İstanbul'da mevcut mahkemelerden birini sadece teminat mektubu konusunda ihtisas mahkemesi haline getireceğiz. Adalet Bakanı ile konuştum. Hukuken onun altyapısı olacak. Bu çözüm Türkmenistan kapısını bize açacak. Teminat mektubunda bir karar alınması gerekiyorsa, o mahkemeden alınacak.''

Ankara'dan direkt uçuşlar

Çağlayan, Türk Hava Yolları'nın Ankara'dan dünyanın her yerine direkt uçuşlar yapması gerektiğini belirterek, Türkmenistan havayollarına Ankara'dan direkt uçuş konusunda teklifte bulunduğunu, bu teklifin Türkmenlerin de hoşuna gittiğini söyledi. Yetkililerin, bu konuda Türkmen havayollarına talimat vereceklerini, ayrıca konuyu THY ile de görüşeceklerini ifade eden Çağlayan, bu gelişmenin ticarete inanılmaz zaman kazandıracağını kaydetti. Çin'de Pekin, Şangay ve Kuonço'ya THY'nin haftanın her günü sefer düzenleyeceğini, ayrıca Çin'e haftada 14 adet kargo seferi de konacağını belirten Çağlayan, anlaşmanın imzalandığını, ancak ne zaman uygulamaya başlanacağını bilmediğini söyledi.

 

'Türk diasporasını kullanamıyoruz'

Devlet Bakanı Çağlayan, Türkiye'nin Türk diasporası gibi bir gücü olduğunu, ancak bu gücü kullanamadığını belirterek, şu görüşleri ifade etti: ''Bugün öyle ülkeler var ki, 78 bin Türk müteşebbis var. Dünyada Türk müteşebbis olmayan tek ülke yoktur. Bir sistem kurduk, ihracat stratejisinin bir parçası... Dünyanın her yerinde bulunan işadamlarını elektronik ortamda bir envanter çalışmasıyla biraraya getirirken, kim nerede ne işi yapıyor ortaya koyacağız. Ayrıca kendi aralarında ortaklaşa ticaret yapmalarını birlikte diğer ülkelerde çalışmalarını, bu konudaki ticaretlerini Türkiye'deki insanlarla paylaşmalarını üçlü bir yapıyı amaçlıyoruz. Böyle bir güç kimsenin elinde yok, Ermenilerin, Yahudilerin ellerindeki bizim gücümüz kadar olmayan gücün bugün ne anlama geldiğini görüyoruz. İş aleminin dışında Türklerin yabancılarla yapmış oldukları evlilikler var. Bizim geleneksel Türk ürünlerimiz var, Türk damak tadını, ürünlerini çoğu ülke bilmiyor. Yurtdışında yaşayan Türkler ve onların evlilik yaptıkları kişiler vasıtasıyla o ülkedeki evlerde misafirliklerde, gezmelerde Türk ürünlerini tanıtacak oradaki Türkler. Bunları oradaki insanlara öğretecek tattıracak. Sadece gıda değil, ev tekstili ve diğer alanlar. Bizim elimizde böyle bir güç var, 6 milyondan fazla Türk yaşıyor dünyada. Bu plan, bizim bu Türk diasporasını, o gücümüzü harekete geçirme planımız.''

'Türk dizilerini ihracatçı yaptık'

Bir diğer planlarının da Türk dizileriyle ilgili olduğunu anlatan Çağlayan, onları ihracatçı yaptıklarını, artık ihracatçı birliklerine kayıt yaptırabileceklerini söyledi. Bu çerçevede fuar desteği vereceklerini, RTÜK'ün son düzenlemesiyle birlikte ürün yerleştirme yasağının azaltılmasıyla beraber geleneksel Türk ürünlerinin bu dizilerde, filmlerde tanıtımlarının yapılacağını ifade eden Çağlayan, ''Bu hiçbir sermaye gerektirmiyor, bu diziler izleniyor. Diziler, filmler belki Türk ürünlerinin konu edildiği diziler, filmler olacak'' dedi. Bu şekilde ev tekstili, beyaz eşya, konfeksiyon gibi her malın çok rahat pazarlanabileceğini belirten Çağlayan, öncelikle Arap coğrafyasını hedeflediklerini kaydetti.

 

Hedef: 115 milyar dolar ihracat

Orta Vadeli Programda bu yıl ihracat hedefinin 107,5 milyar dolar olduğunu, 1 Ocak-15 Nisan arasında toplam ihracatın 30 milyar doları bulduğunu belirten Çağlayan, bu üç buçuk aylık sürenin geçen yılla karşılaştırılmasıyla ihracatın yüzde 23,3 arttığının görüldüğünü ifade etti. Çağlayan, dünya ekonomisinin seyrinde gitmesi durumunda bu yıl için hedeflerinin 115 milyar dolar ihracat olduğunu kaydetti.

Eximbank

Çağlayan, Eximbank;ın mevcut çalışma biçiminin değiştirilmesi konusunda bir anlayış birliği olduğunu, özellikle makine tesisat sektöründe satıcı kredisi desteğine dönüleceğini söyledi. Bugün maliyetlerin altında kredi verilemediği için kanunen, normal bankalarla rekabet edilemediğini ifade eden Çağlayan, ''Eximbank'ın direk kredi veren bir banka mı olmasını istiyoruz, yoksa bugün dünyanın en büyük eximleri gibi ülkelere ülke kredisi, köprü kredi ve satıcı kredisi veren bir modele dönmesini mi istiyoruz... Çin eximi hem ihracatçısını hem de bankayı destekliyor. Bizim de böyle yapmamız lazım'' dedi.

Kredi Garanti Fonu'nun üstlenmesi gerekenin bu olduğunu ifade eden Çağlayan, 1 milyar dolarlık bir fon ayırması durumunda kaldıraç etkisiyle Türkiye'nin uçacağını söyledi.
Çağlayan, ''Makine sektörü şimdi tıkır tıkır giderken o zaman takır takır çalışır. Makine üreticisini de böylece ihracatçı yapmış olacağız. Eximbank olarak çalışma sistemimiz böyle olmalı. Bunu Ekonomi Koordinasyon Kurulu'nda da konuştuk. Komisyon çalışacak. Oradaki katılımcılar Dış Ticaret Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı, TİM ve Eximbank;den oluşacak. Müteahhitler için de ülke kredileri verecek. Bunlar üzerinde çalışılacak. Böylece hangi ülkeye hangi krediyi vereceğimizi ve karşılığında ne geleceğini göreceğiz. Kredi Garanti Fonu'nda bankaların engeli var. Orası, bankaların sorunlu kredilerinin temizlendiği yer olmasın istiyoruz'' dedi.

 

'Merkez Bankası, dış ticarette önemli bir politika belirleyen kuruluş'

Devlet Bakanı Çağlayan, ihracatta reeskont kredisinin vadesinin uzatılmasını istediklerini, kararlarının tamamında Merkez Bankası ile birlikte çalışacaklarını belirterek, banka ile bir anlayış birliği oluşturacaklarını söyledi. Merkez Bankası'nın dış ticarette çok önemli politika belirleyen bir kuruluş olduğunu anlatan Çağlayan, ''Gerek ithalatta gerek ihracatta bu böyle. Yaklaşık bir aydır bunu açıklamaya çalışıyorum. Ben kendi devletimin kurumunu asla yıpratmam. Merkez Bankası Başkanı mükemmel bir insandır. İhracat odaklı üretim stratejisi ve değerlendirme kuruluna Merkez Bankasını da katıyoruz. Bakanlar Kurulu;na sunduktan sonra resmiyet kazanacak'' dedi.

'Kayıtdışılıktan herkes şikayet ediyor'

Devlet Bakanı Çağlayan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kayıtdışılık ve küresel kriz döneminde Türkiye'de işsizliğin azaltılmasına katkı sağlaması amacıyla her TOBB üyesinin bir kişiyi istihdam etmesi çağrısını değerlendirirken, ''Kayıtdışılıktan odalar birliği başkanı, TÜSİAD, MÜSİAD başkanları, TİSK başkanı şikayet ediyor. Bu konuda bir konsensüs var'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın kast ettiği kesimin kayıtdışılığı yapanlar olduğunu belirten Çağlayan, kayıtdışılığı yaratan ve firmalar açısından haksız rekabet yaratanlar bu o ifadelerin kullanıldığını kaydetti.

Kayıtdışı ekonominin Türkiye'ye ciddi zararı olduğunu belirten Çağlayan, şunları söyledi: ''Türkiye sosyal güvenlik sisteminde geçmişin acısını yaşıyor. Geçmişte Türkiye maalesef sosyal güvenlik sistemi üzerinden yapılan politikalara boyun eğdi. Özellikle sistemin tamamen kayıt altına alınmamış olmasının getirdiği bir faturayı Türkiye ödüyor. Ancak bu hiç kimseye yanında çalıştığı insanı kayıtdışı çalıştırma hakkını da vermez. Dolayısıyla Başbakanın kast ettiği işçisinin hakkını vermeyenler. Bundan zararı, Türkiye ve bu sektörde olup da kayıt altına girmiş firmalar görüyor. Aynı sektörde iş yapan firmalar eşit şartlarda kayıt altına girse, aralarında haksız rekabet kalkacağı için diğer girdileri üzerine koyarak maliyetlerini yapacaklar. Pek çok yabancı yatırımcı Türkiye'ye girerken bundan çekindiği için girmiyor. Girdiği sektörde kayıtdışı çalışma varsa, ben nasıl rekabet edeceğim diye düşünüyor ve gelemiyor. Burada Başbakanın bahsettiği itham, kayıtdışı çalışanlara, buna hepimizin sahip çıkması lazım.''
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler