"Vakıf üniversitesi harcı devletle aynı olmamalı"

Türker, Doğuş Üniversitesi'nin Acıbadem Yerleşkesi'nde düzenlenen "Yükseköğretimde Sosyal Eğitim Güvencesinin Yaygınlaştırılması Çalıştayı"nın açılış konuşmasını yaptı. DSP'nin sosyal politikalara büyük önem verdiğini, bu çerçevede eğitim konusuna özenle eğildiğini belirten Türker, Türkiye'de uzun bir süredir sosyal politikaların terk edildiğini ve bunun yarattığı olumsuzluklar bulunduğunu söyledi.

Gelişmekte olan ülkelerde eğitim ve öğretimin problem olmadığına, çünkü bunun sürekli teşvik edildiğine dikkat çeken DSP lideri, "Ancak Türkiye'de yapılan bazı hatalar, yavaş yavaş eğitimin hem alanını daralttı hem de o alanlardaki yapının süreç içerisinde kontrolden çıkarak yozlaşmasına neden oldu. Örneğin, 1950'li yıllarda, o güne kadar 4 yıl olan lise eğitimi 3 yıla indirilmiş, liseyi bitirenlerin sayısında yığılma başlayınca, üniversiteye giriş sorunu ilk defa o zaman ortaya çıkmıştır. Çünkü planlanmadan, dikkate alınmadan lise süresi indirilince, kabiliyetine göre eğitim olgusu ortadan kalkmıştır'' diye konuştu.

Yükseköğretimde kolektif finansmana ihtiyaç olduğunu vurgulayan Türker, "Bir vakıf üniversitesine gidecek öğrencinin ödeyeceği para, devlet okulunda ödeyeceği harca eşit olmalıdır. Aradaki fark, oluşturulacak bu kolektif finansman ile giderilmelidir. Eğitimi hepimiz birlikte kendi bulunduğumuz yalnız noktadan değil, toplumsal sorumluluğumuz ve kamu anlayışımızla ele alır, dikkatle bakarsak belki de uluslararası düzeyde Türkiye'nin alacağı katma değerin artmasını sağlarız. Bunun gerisindeki her bireysel davranışımız, ancak bulunduğumuz noktayı kurtarır. Bence eğitimi komple kurtarabilecek anlayış, kolektif düşünce anlayışından geçmeli" dedi.