VakıfBank Kültür Yayınları’ndan yeni incelemeler

VakıfBank Kültür Yayınları’ndan tarihi, kültürel ve yazınsal altı yeni inceleme: Kavalalı Mehmed Ali: Osmanlı Valiliğinden Mısır Hükümdarlığına (Khaled Fahmy), Küreselciler: İmparatorluğun Sonu ve Neoliberalizmin Doğuşu (Quinn Slobodian), Utanç: Sosyo Kültürel Bir Fenomen (Murat Önderman), Seküler Çeviriler: Ulus-Devlet Modern Benlik ve Hesapçı Akıl (Talal Asad), Seçme Şiirler (Percy Bysshe Shelly), Yöneticinin Genç Bir Yazar Olarak Portresi (Philipp Schönthaler).

Yayınlanma: 09.05.2020 - 16:16
Abone Ol google-news

Seçme Şiirler - Percy Bysshe Shelly

Çeviren: Volkan Hacıoğlu / VakıfBank Kültür Yayınları / 104 s.

İngiliz Romantizminin William Blake, William Wordsworth ve Lord Byron ile birlikte en değerli temsilcilerinden olan Percy Bysshe Shelley (1792-1822), kısa ve trajik yaşamına birbirinden önemli eserler sığdırırken, İngiliz ve Alman Romantizminin temalarının yanı sıra Antik Yunan ve Yakındoğu’nun kültürel birikiminden de yararlanmıştır.

Melankolik tavrıyla tipik bir 19. yüzyıl şairi portresi çizen Shelley, genel olarak yaşam, doğa ve yüce fikri etrafında toplanan eserleriyle, Matthew Arnold’ın tabiriyle, “ışıltılı kanatlarını boşlukta boş yere çırpan güzel ve etkisiz bir melek” gibidir.

Ne var ki, Shelley’nin sesi, konu özgürlük olduğunda adeta bir gökgürültüsüne dönüşür. Şiirleri, özellikle de “Anarşinin Maskesi”, dünyanın en ilham verici hak savunusu eserlerinden biri kabul edilmiş; 1940’larda Gandhi aracılığıyla Hindistan’ın bağımsızlık mücadelesinde, 1989’da Çin’in Tiananmen Meydanında ve 2011’de Mısır’ın Tahrir Meydanında özgürlük ve adalet taleplerinin ifadesi olmuştur.

PERCY BYSSHE SHELLY: 4 Ağustos 1792’de Horsham, Sussex, İngiltere’de doğan Percy Bysshe Shelle, ikinci kuşak İngiliz romantik şairlerinin en önemlilerindendir.

Sion House Akademisinden sonra 1804’te University College, Oxford’a girdi. Bu sıralarda Zastrozzi (1810) adlı Gotik romanı ve Ateizmin Gerekliliği (1811) adlı eseri yazdı. Karşılığında okuldan atıldı.

William Wordsworth’den etkilenen Shelley, reformcu düşüncelerini dile getiren Kraliçe Mab: Felsefi Bir Şiir (1813) adlı lirik eseri kaleme aldı. İlk büyük şiiri Alastor, ya da Yalnızlığın Ruhu’nu 1816’da yayımladı.

En ünlü eserleri arasında Ozymandias (1818), Ode to the West Wind (1819), Prometheus Unboud (1820), To a Skylark (1820), The Mask of Anarchy (1819) yer alıyor.

John Keats’in ölümü üzerine Adonais (1821) adlı bir eleji (tanınmış bir kişinin, bir arkadaşın ya da sevilen bir kişinin ölümünden duyulan üzüntüyü anlatan lirik şiir türü) yazdı. Shelley 8 Temmuz 1822’de Don Juan adlı yelkenlisiyle denize açıldığı Spezia Koyunda (İtalya) fırtınaya yakalanarak boğuldu. 

Karl Marx, Oscar Wilde, George Bernard Shaw, Bertrand Russell, Upton Sinclair vb. yazarların hayranlığını kazanan Shelley’nin, “İngilizce yazılmış en büyük siyasi şiir” olarak nitelenen Anarşi’nin Maskesi (1819) Henry David Thoreau’nun “Sivil İtaatsizlik” makalesi ile Gandhi’nin pasif direniş felsefesine esin kaynağı olmuştur.

“Kavalalı Mehmed Ali: Osmanlı Valiliğinden Mısır Hükümdarlığına”

Çeviren: Abdullah Yılmaz / VakıfBank Kültür Yayınları / 208 s.

Kavalalı Mehmed Ali Paşa (1770-1849) sadece modern Mısır’ın temellerini atan bir yönetici değil, Osmanlı’nın ve İslam dünyasının tarihsel seyrine de yön vermiş bir kişilik. Kimi Şarkiyatçılarca “Müslüman Napoléon” olarak nitelenen Mehmed Ali Paşa, Avrupa’daki devrimlerin, sanayileşmenin ve modernleşmenin Yakındoğu coğrafyasındaki öncü takipçilerinden kabul ediliyor. 

Cambridge Üniversitesi öğretim üyesi Khaled Fahmy, bu kitapta, Mısır’a getirdiği ekonomik, askeri ve toplumsal reformları, rakipleriyle mücadelelerini ve aile ilişkilerini ele aldığı Kavalalı Mehmed Ali Paşa’nın yaşamına yakından bakıyor. Onun Mısır, Osmanlı, Avrupa ve İslam tarihine yaptığı kalıcı etkileri değerlendiriyor

KHALED FAHMY: 1964 doğumlu Khaled Fahmy, 19. yüzyıl Mısır’ının sosyal ve kültürel tarihinde uzmanlaşmış bir Ortadoğu tarihçisi. Mısır’da doğan ve yetişen Fahmy, Kahire Amerikan Üniversitesi’nde (AUC) lisans düzeyinde ekonomi, yüksek lisans düzeyinde ise siyaset bilimi eğitimi aldı. Daha sonra Oxford Üniversitesi’ne gitti ve Kavalalı Mehmed Ali Paşa dönemindeki Mısır ordusunun tarihi üzerine doktora yaptı.

1993’te doktorasını tamamladıktan sonra, önce Princeton Üniversitesi’nde, sonra New York Üniversitesi’nde çalıştı. 2010 yılında Mısır’a döndü ve Kahire Amerikan Üniversitesi Tarih bölümünün başkanlığını üstlendi.

Ancak Mısır’daki devrim ve darbe süreçlerinin etkisiyle, Fahmy, 2013’te Columbia Üniversitesi’ne gitti ve ardından 2015’te Harvard Üniversitesi’nde misafir profesör olarak çalışmalarını sürdürdü.

Khaled Fahmy 2017 yılından bu yana Cambridge Üniversitesi öğretim üyesi.

“Küreselciler: İmparatorluğun Sonu ve Neoliberalizmin Doğuşu”

Çeviren: Ahmet Fethi Yıldırım / VakıfBank Kültür Yayınları / 532 s.

Friedrich Hayek ve Ludwig von Mises gibi ünlü olanlarından, Wilhelm Röpke ve Michael Heilperin gibi etkili ancak daha az bilinen figürlere kadar bir grup liberal iktisatçı, imparatorlukların çöktüğü, komünizmin ve milliyetçiliğin hızla yükseldiği dünyayı küresel bir sistem halinde organize etmenin yollarını aradı. Yeni bir laissez-faire (bırakınız yapsınlar) rejimi önermek yerine, devletleri ve bazı küresel kurumları öne çıkaran bir model geliştirdiler. 

Küreselciler: İmparatorluğun Sonu ve Neoliberalizmin Doğuşu adlı bu çalışmada Kanadalı tarihçi Quinn Slobodian, küreselciliğin entelektüel tarihini ele alıyor.

Habsburg İmparatorluğunun çöküşünden Dünya Ticaret Örgütü’nün kuruluşuna kadar bir dizi gelişmeyi, bir grup düşünürün faaliyetleri üzerinden takip eden inceleme, okurlara 20. yüzyılın tarihine dair yepyeni bir bakış açısı sunmayı vaat ediyor.

QUINN SLOBODIAN: 1978 doğumlu Kanadalı tarihçi Quinn Slobodian, Oregon’daki Lewis & Clark College’da tarih okuduktan sonra, New York Üniversitesi Tarih bölümünde doktora yaptı (2008). Harvard Üniversitesi bünyesindeki Weatherhead Uluslararası İlişkiler Merkezinde doktora-sonrası araştırmacı olarak bulundu. 2015’ten bu yana Wellesley College’ta öğretim görevlisi olan Slobodian’ın Foreign Front: Third World Politics in Sixties West Germany, (Duke University Press, 2012) adlı bir çalışması daha bulunuyor. 

Utanç : Sosyo Kültürel Bir Fenomen

VakıfBank Kültür Yayınları / 440 s.

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Murat Önderman, Utanç : Sosyo Kültürel Bir Fenomen adlı incelemesinde, kültürün hayata geçirilme yollarına baskın kültürel tercihler üzerinden bakıyor ve sosyokültürel bir fenomen olarak ele aldığı utancın öznel, sosyal, öznelerarası ve kolektif yönlerini inceliyor.

Bilinçdışının kültürel oluşumuna ve benliğin sosyal bağlamına ışık tutan çalışma, kültürün bireysel ve sosyal davranışlar üzerindeki normatif etkisinin hangi içsel ve dışsal mekanizmalar yoluyla gerçekleştiğine ve bu mekanizmaların hangi kültürel etkilere açık olduğuna odaklanıyor.

Önderman, utancı bir sosyal kontrol mekanizması olarak incelerken, bu konuda dilimizde yer tutan pek çok deyişe ve atasözüne de yer veriyor.

MURAT ÖNDERMAN: İstanbul Üniversitesinde siyasal düşünceler doçenti. Demokrasi teorisi, sosyal ve siyasal teori, siyaset psikolojisi, psikanalitik sosyoloji, Türkiye'nin toplumsal ve kültürel yapısı başlıca akademik ilgi alanları.

Seküler Çeviriler: Ulus-Devlet, Modern Benlik ve Hesapçı Akıl

VakıfBank Kültür Yayınları / 256 s.

Batı entelektüel dünyasının verili kavramlarını Dinin Soykütükleri ve Sekülerliğin Biçimleri gibi kitaplarıyla sarsan Talal Asad’ın son çalışması Seküler Çeviriler: Ulus-Devlet, Modern Benlik ve Hesapçı Akıl, VakıfBank Kültür Yayınları aracılığıyla Türkiye’deki okurlarıyla buluşuyor.

Asad bu kitabında farklı siyasi, ahlaki ve epistemolojik dünyaların dilsel olarak birbirine çevrilebilirliğinin olanakları üzerine kafa yoruyor ve seküler dilin, dinsel dili kendine çevirmedeki başarısını/başarısızlığını sorguluyor. “Sekülerliğin dili” ile “dinsel dil”in farklı dünyaları arasında, Benjamin’den Gazâlî’ye, metinsel olandan eylemsel olana, dilden hisse yaptığı ziyaretlerle köprüler kuruyor. 

TALAL ASAD: Ünlü Müslüman din âlimi, diplomat, gazeteci ve yazar Muhammed Esed’in oğlu olan Talal Asad, 1932 yılında Suudi Arabistan’da dünyaya geldi. Akademik yaşantısına Edinburgh Üniversitesi Antropoloji bölümünde başlayan Asad, 1968 yılında Oxford Üniversitesinden doktora derecesini aldı. Doktora tezinde ünlü sosyal antropolog E. E. Evans-Pritchard’la birlikte çalıştı.

Post-kolonyalizm, sekülarizm, Hıristiyanlık, İslam, ritüel çalışmaları ve gelenek tartışmaları gibi alanlara yaptığı sarsıcı akademik ve entelektüel katkıları ve bu alanlardaki soykütüğü incelemeleriyle tanınan Asad’ın Türkçeye kazandırılmış kitapları arasında şunlar yer alıyor:

Anthropology and the Colonial Encounter (der. 1973; Antropoloji ve Sömürgecilik, Ütopya, 2008), Genealogies of Religion: Discipline and Reasons of Power in Christianity and Islam (1993; Dinin Soykütükleri: Hıristiyanlıkta ve İslamda Disiplin ve İktidarın Nedenleri, Metis, 2015), Formations of the Secular: Christianity, Islam, Modernity (2003; Sekülerliğin Biçimleri: Hıristiyanlık, İslamiyet ve Modernlik, Metis, 2007) ve On Suicide Bombing (2007; İntihar Eylemleri, Eskiyeni, 2012).

Yöneticinin Genç Bir Yazar Olarak Portresi

Çeviren: Emre Güler / VakıfBank Kültür Yayınları / 144 s.

Apple’ın eski CEO’su Steve Jobs bir yönetici, bir vizyoner, bir teknoloji devrimcisi olarak hatırlanıyorsa da, o aslında çok iyi bir hikâye anlatıcısıydı. Çok az insan bir şirket kurup ondan bir dünya devi çıkardıktan sonra bu yetkinlikte ve beceride başarı hikâyesini anlatabilirdi.

Jobs’ın devrimci etkisi nedeniyle artık birçok yönetici, CEO ya da genel müdür çok iyi birer konuşmacı ya da hikâye anlatıcısı olmak zorunda.

Büyük patronlar iyi birer felsefeci, iyi birer edebiyatçı performansı sergilemek mecburiyetinde ve yoğun eleştiriler altındayken dahi “güleryüzlü ve bilge kapitalist” olarak görünme ihtiyacı hissetmekte.

Philipp Schönthaler bu konuyu ele alıyor ve günümüzün profesyonel yaşamında kurum ve insan ilişkilerinin düzenlenmesinde hikâye anlatıcılığının seyrine ilişkin bir değerlendirme sunuyor.

PHILPP SCHONTHALER: 3 Ekim 1976, Stuttgart doğumlu olan Philipp Schönthaler, Kanada’nın Vancouver şehrindeki Tritiny Western University’de İngilizce ve Sanatsal Çalışmalar eğitimi aldı ve Sussex Üniversitesi’nde modern Avrupa edebiyatı üzerine yüksek lisans yaptı. Ardından Konstanz Üniversitesi’nde Thomas Bernard, W. G. Sebald ve Imre Kertész üzerine çalıştığı doktora tezini savundu (2010), ancak akademik kariyerine devam etmedi. Schönthaler, Almanya’nın Konstanz şehrinde yaşıyor ve inceleme ve deneme kitapları yazıyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler