Ver parayı al raporu
İzmir’deki sözde casusluk davasında söz savunmaya geçti, TÜBİTAK raporunu talep eden avukatlardan 1780 lira istendi.
İzmir’deki askeri casusluk iddiasını ilişkin davada, ek iddianamenin okunmasının ardından söz savunmaya geçti. Davanın dünkü duruşmasında, mahkemeye gelen TÜBİTAK raporunu isteyen avukatlardan 1780 lira talep edildi.
Davada geçen hafta boyunca, özel yetkili mahkemeler kapanmak üzereyken savcı Zafer Kılınç tarafından hazırlanan ek iddianame okunmuştu. İddianamede “Askeri gizli bilgi ve belgeleri ele geçirme, bulundurma” suçlamasıyla 49’u muvazzaf asker, 79’u tutuklu 357 sanık hakkında 2 yıl ile ömür boyu hapis arasında değişen cezalar istenmişti. İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan davanın dünkü duruşmasına 10 tutuklu sanıktan 9’u ile avukatları ve sanık yakınları katıldı. Davanın 1 No’lu sanığı Bilgin Özkaynak’ın avukatı Muzaffer Sevgi Sakarya, davanın tek kanıtı olan ve“Büyük bir komplonun parçası olarak” değerlendirdikleri dijital verilerin kendilerine ve sanıklara verilmediğini, başından bu yana ele geçirildiği öne sürülen flashdisklerde DNA ve parmak incelemesi istediklerini, ancak bunun reddedildiğini kaydetti. Sakarya, kanıtların İTÜ, ODTÜ gibi üniversiteler tarafından incelenmesini istediklerini, çünkü raporlarına güvenmedikleri TÜBİTAK’ın raporu tamamlamadığını söyledi. Bunun üzerine mahkeme başkanı Orhan Kızıltaş, TÜBİTAK raporunun geldiğini bildirdi. Kızıltaş, raporun 60 küsur sayfa ve 16-17 ek klasörden oluştuğunu, taranması için İzmir Barosu’na verildiğini, isteyen avukatların oradan alabileceğini söyledi. Avukat Nevzat Güleşen, baronun TÜBİTAK raporunu tarama ve çoğaltma işlemi için her bir avukattan 1780 lira talep ettiğini, raporu kendilerine verme yükümlülüğünün mahkemede olduğunu CMUK’ta da sanıkların bu tür masraflar yapmamasının belirtildiğini söyledi. Sanık avukatlarından Murat Ergün, davanın ek iddianamesinin hem kendi içinde hem de ana iddianame ile çeliştiğini belirterek “İkinci idianamenin 141. sayfasında ‘Pandora’ veri tabanının şifresinin kırılarak tamamının açıldığı, 143. sayfasında ise‘Dosya çözme çalışmaları devam ediyor’ denilmekdir” diye konuştu. Anayasa Mahkemesi’nin Balyoz kararını anımsatan Ergün, bunun bir içtihat niteliğinde olduğunu vurgulayarak “Yüksek mahkeme, dijital deliller nedeniyle hak ihlali olduğu kanısına varmıştır. Bu davada da Özkaynak’ın evinde o harddisk çıkmamıştır. ‘Çıktı’ diyen, bu iddiasını ispatlamalı. Bu dijital deliller hukuka uygun elde edilmiş diye değerlendirme yapıldı mı? Anayasa Mahkemesi işte tam da bu nedenle Balyoz davasında o kararı vermiştir. Gazeteci Mehmet Baransu Milli Güvenlik Kurulu’nun ek kararını yayımladı. Suç ortada, ikrar var ve elini kolunu sallayarak serbest dolaşıyor. Bizimkilerle ilgili delil yok, hepsi inkâr ediyor, ama 774 gündür tutuklular” diye konuştu.
Tutukluydum
Sanıklardan Onur Süer’in avukatı Nevzat Güleşen de, sanık Bilgin Özkaynak’a soru yöneltmek istediğini dile getirdi. Güleşen, “2012 Mayıs ayında tutuklandınız, iddianamede evinizden ele geçirildiği iddia edilen bir belgenin oluşturulma tarihi 12 Eylül 2012. O tarihte neredeydiniz” diye sordu. Özkaynak da “O tarihte cezaevinde tutukluydum” yanıtını verdi.
En Çok Okunan Haberler
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!
- WhatsApp, Instagram ve Facebook'ta erişim sorunu!
- O ülke Suriye büyükelçiliğini açıyor!
- ABD basınından Esad iddiası