Yanlıştan Dönmek Erdemdir

Yanlıştan Dönmek Erdemdir
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 06.03.2013 - 07:35

İlgili yasa ve yönetmeliklerin değiştirilmesi ile Öğretim Birliği Yasası değiştirilemez. Öğretim Birliği Yasası ve öteki yasal düzenlemelere göre, imam hatip lisesi mezunu gencin imam olması, güzel sanatlar lisesi mezununun sanatçı olması, teknik lise mezununun teknisyen olması ve yetiştiği alanda yükseköğrenim görmesi gerekmektedir.

4+4+4 kesintili eğitim dayatmasını; koşullanmış, önyargılılar dışında, başta öğrenciler, veliler, öğretmenler, okul yöneticileri, hatta AKP’ye oy vermiş pek çok yurttaş olmak üzere eğitim bilimciler, aydınlar, sanatçılar, demokratik kitle örgütleri vb. hiç kimse içine sindirememiştir. Bu iktidarın, geçmiş deneyimlerden ders alma diye bir derdi hiç olmamıştır. Eğitim tarihimizde bu tür yanlışlardan dönülen çok örnek vardır. İşte iki örnek:

XII. Milli Eğitim Şûrası’nda (1988) ortaokullarda yabancı dil dersinin seçmeli olması kabul edilmişti. Bu akıl dışı kararı, bakanlık uygulamaya başlamıştır. Genelde bir seçmeli dersi seçmeyenler için aynı saatlerde başka seçmeli dersler açılır. O da ek derslik, ek öğretmen demektir. Ancak bugünkü gibi, o gün de eğitimin “E”sini dahi bilmeyen bir eğitim bakanlığı, seçmeli yabancı dil dersine koşut seçmeli dersler açmadı. Yabancı dili seçmeyen öğrenciler, seçen arkadaşlarının sınıfında arka sıralara oturtuldular ve öndeki arkadaşlarına leblebi vb. atıyorlar, dersin disiplinini bozuyorlardı. Yabancı dil dersi yeniden zorunlu yapıldı.
Dönemin Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol, ders geçme/kredi dizgesini uygulamaya başladı. Sonraki Bakan Köksal Toptan, ders geçme/kredi dizgesinin uygulandığı sınıfların öğrencileri, velileri, öğretmenleri, okul yöneticileri, Talim-Terbiye Kurulu (TTK) üyeleri ile akademisyenleri toplayıp görüşlerini sordu. Öğrenciler, veliler, öğretmenler, okul yöneticileri vb. görüşlerini açıkladılar. Dizgenin mağdurları öğrenciler adeta sorun küpüydüler. Onlardan biri, “Sn. Bakan, biz deneme tahtası mı oluyoruz?” demişti. Veliler, öğrencilerle aynı tonda sorunu dile getirdiler. Öğretmenler, daha yumuşak ama dizgeden dertli olduklarını açık yüreklilikle ifade ettiler. Sıra yöneticilere gelince, durum çok değişti. Hatta biri, “Bu dizge yüzde 97 oranında başarılıdır, gelecek öğretim yılı hiçbir sorun kalmayacak” dedi.
Ben,
“Sayın Bakan görüyorsunuz, sorunları birebir yaşayan öğrenciler, veliler, öğretmenler bu dizgeyi ‘kabul edilemez’ olarak değerlendiriyorlar. O zaman bu düzenin sürdürülmesinin ne yararı var? Yanlışın neresinden dönülse kârdır. Bu dizgenin iyi planlanmadığı, başarılı uygulanmadığı açık seçik ortada” demiştim. Ders geçme/kredi dizgesinden vazgeçildi. Ama öğrenim gören gençler, gerçekten “deneme tahtası” olmuşlardı.
2012-2013 öğretim yılında uygulamaya başlanan 4+4+4 zorlamasından da geç de olsa kesinlikle vazgeçilecektir. Ama olan, bu dizgenin “
deneme tahtası” olan öğrencilere, velilere, öğretmenlere, hatta okul yöneticilerine olacaktır. Bu kesintili dizgeye geçilirken, özellikle “bilim ve uzmanlar kurulu” olan TTK’nin bile görüşleri alınmamıştır.

‘İmam’ bildiğini okur

Büyük çoğunluğu “imam” olan iktidar kadrolarının kafasında yer etmiş bir “imam hatip ezikliği” her durumda dışavurmaktadır. Bu insanların akıl ve bilimi rehber almaları beklenebilir mi? Aldıkları eğitim de buna uygun değil. Bu “imamlar”; inançlı seçmenlerin seçimlerde kendilerine verecekleri oyların, resmi/özel (cemaat/tarikat) Kuran kursu, imam hatip ve ilahiyat fakültesi öğrenci sayısı ile artacağına inanıyorlar. Sonuçta böylece gerçek dindarların kutsal din duyguları sömürülüyor.

İmam hatip okullarında şeriat eğitimi veriliyor

Şeriat, Kuran ayetlerine dayanan Müslümanlık yasası. Ayetler, hadisler, icmali ümmet, imamların içtihadı ile kurulmuş temeldir. Ord. Prof. Dr. H.V. Velidedeoğlu şöyle diyor: “İmam hatip okullarının ders programlarında şeriat, yani dinsel hukuk bilgisinin (fıkıh) yer almış bulunması, olumsuz doğrultuda birçok din adamının yetişmesine neden olmaktadır”… “Böyle eğitim gören gençlerin kafaları bir kez Kuran’daki hukuk kurallarının değiştirilemeyeceği yolunda eğitilip yıkanınca, artık onları akılcı ve laik düşünce doğrultusuna getirmek çok güç olmakta, hatta olanaksızlaşmaktadır”… Velidedeoğlu, 31 yıl önceden bugünü öngörmüş ki, şöyle bitiriyor sözlerini: “Türkiye’de eğer kafalar, şeriat hukukunun kesinlikle değiştirilemeyeceği, çünkü bu hukukun Tanrı buyruğu olduğu yolunda sürekli olarak yıkanıp ve bir gün beyinleri bu doğrultuda yıkananlar, ülke yönetimini ele geçirirse Türkiye batar, sömürge olur”. (1)
AKP iktidarı yanlıştan döner mi? Başbakan
Erdoğan şöyle demişti: “Ben imam hatip lisesi mezunuyum. Beni, babam, illa imam olsun diye göndermedi…” İmam hatip okulları, Öğretim Birliği Yasası uyarınca kurulmuştur: “Milli Eğitim Bakanlığı, imamlık ve hatiplik gibi dinsel hizmetlerin yerine getirilmesiyle görevli memurların yetişmesi için ayrı okullar açacaktır” (Madde:4).
Sonuç olarak ilgili yasa ve yönetmeliklerin değiştirilmesi ile Öğretim Birliği Yasası değiştirilemez. Öğretim Birliği Yasası ve öteki yasal düzenlemelere göre, imam hatip lisesi mezunu gencin imam olması, güzel sanatlar lisesi mezununun sanatçı olması, teknik lise mezununun teknisyen olması ve yetiştiği alanda yükseköğrenim görmesi gerekmektedir. Çünkü kendisi ya da velisi bu okulu seçerken, bu mesleği de seçmiştir.
Erdemli insanlar
yanlıştan döner. Bunlar dönerler mi?
(1) Türk Eğitim Derneği, Eğitim Bilim Dergisi, Ankara, 1981, s.9-10.

Prof. Dr. Mahmut Âdem Ankara Ü. Emekli Öğ.Üyesi


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler