"Yargı reformu iktidara destek"
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından yargı reformunun gündeme getirilmesinin siyasi iktidara destek niteliğinde olduğunu söyledi.
Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Aydın Barosu'nun düzenlediği bir toplantıya katılmak için geldiği kentte geceyi geçirdiği Kuşadası'nda gazetecilerin gündeme ilişkin ilgili sorularını yanıtladı.
Cnn Türk'ün haberine göre bir gazetecinin yargıda son günlerde yaşanan gelişmeleri ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün yargı reformunu gündeme getirmesi ile ilgili düşüncelerini sorması üzerine Kanadoğlu, "Yargı reformu olarak istedikleri doğrudan siyasi iktidarın kendilerine bağımlı bir yargı yaratma çabasından doğmaktadır. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) oluşumunu siyasi iktidara bağlayan her girişim, yargının bağımsızlığına, hukukun üstünlüğüne ve hukuk devleti ilkelerine aykırı bir girişim niteliğindedir" dedi.
Kanadoğlu sözlerine, "Siyasi iktidarın böyle bir dönemde amaçlarını gerçekleştirecek bir eyleme girişmesi ve Cumhurbaşkanı tarafından desteklenmesi talihsiz bir açıklama ve siyasi iktidara verilen ayrı bir destek niteliğindedir. Bu girişimin başarıya ulaşmasının olanağı yoktur. Çünkü yargı bağımsızlığını ve hukuk devletini yıpratacak her girişim, her anayasa değişikliği Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmeye mahkumdur" diye devam etti.
Başsavcı Cihaner ile ilgili dosya
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner ile ilgili dosyanın, Erzurum özel yetkili başsavcıları tarafından yetkileri kaldırılmadan hemen önce İstanbul'a gönderildiğini hatırlatan bir gazetecinin, "Ergenekon savcılarının Erzurum'dan gelen dosyayı yetkileri olmadığı gerekçesiyle iade etmesi gibi bir durumun ortaya çıkmasının hükümet kanadında bir rahatsızlık yaratıp yaratmayacağını" sorması üzerine Kanadoğlu, şöyle konuştu:
"Bu soru Türkiye'nin bir hukuk devleti olmadığını açık bir şekilde ortaya koyuyor. Hukuk devletinde hükümetin kızması diye bir soru sorulamaz. İstanbul Özel Yetkili savcıları ile aynı yetkiye sahip Erzurum savcıları arasında herhangi bir fark yoktur. İstanbul Özel yetkili savcılarının soruşturmaya bu noktadan itibaren devam etmeleri aynı biçimde yetki aşımıdır."
"HSYK tarihi bir karar almıştır"
Aydın Barosu'nca, Hüseyin Aksu Konferans Salonu'nda düzenlenen ''Hukuk Devleti ve Yargı Bağımsızlığı'' konferansında konuşan Kanadoğlu, ''Yargı bağımsızlığını ve hukuk devletini yıpratacak her girişimin, her anayasa değişikliğinin, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmeye mahkum olacağını'' belirtti.
Cihaner'in tutuklanmasını ve sonrasındaki tartışmaları değerlendiren Kanadoğlu, ''Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner'in yaşadığı olay Türkiye'de ilktir. Öncelikle yapılan işlemlerde yargı etiği ve yargılama usulü açısından eleştirilecek noktalar var. 22 saat dinlendirmeden devamlı olarak ifade alma işlemi yapılmıştır. O zaman CMK'nın 148. maddesine bakıldığında 'yasak usul' çıkacaktır. Adil yargılamanın olmadığı ortaya çıkacaktır'' dedi.
HSYK'nin hiçbir şekilde ''yetki gasbında'' bulunmadığını öne süren Kanadoğlu, bu şekilde ifade etmenin ''art niyet ve cehalet'' olacağını iddia etti. ''Yetkisi bulunmayan bir savcının yaptığı bir işlem sonunda HSYK'nın engel olma görevini yaptığını'' ileri süren Kanadoğlu, ''HSYK, tarihi bir karar almıştır. Kendilerini kutluyorum'' dedi.
İstanbul özel yetkili savcıları ile aynı yetkiye sahip Erzurum savcıları arasında herhangi bir fark olmadığına öne süren Kanadoğlu, İstanbul özel yetkili savcılarının soruşturmaya bu noktadan itibaren devam etmeleri halinde yine yetki aşımının olacağını savundu.
''Kim suç işlediyse hesap vermelidir'' diyen Kanadoğlu, bunun cumhurbaşkanından sade vatandaşa kadar herkes için geçerli olduğunu belirterek ''Ancak Türkiye, herkesin hesap verebileceği bir ülke konumundan çıkmıştır. 'Herkes hesap vermelidir' demeye en az hakkı olan, dokunulmazlığa sahip olan kişilerdir. Önce kendiniz hesap vermenin önünü açın. Yargıyı kendi başına bırakmak lazım. Yargıyı bağımlı hale getirmek istiyorsanız, bağımlı bir yargının siyasallaştığını hesap etmeniz lazım. Siyasallaşan bir yargı, bir ülke içinde düşünebileceğiniz en büyük tehlikedir'' dedi.
Türkiye'nin ihtiyacı olanın güçlü bir TSK olduğunu ifade eden Kanadoğlu, ''Unutmayalım TSK Türkiye'nin güvencesidir. Temel taşıdır. Bu temel taşını yıkmaya çalışanlara karşı güç birliği içinde karşı çıkalım TSK'ya sahip çıkalım. Gücümüz oradadır'' dedi.
''Savcılar içinde yanlış yapanlar bunu hesabını mutlaka vereceklerdir'' diyen Kanadoğlu, ''Halkın gücüne inanan bir kişi olarak baktığımda çok zaman olduğunu görmüyorum. Az zaman kaldı. Bu düşüncelerin sona erdiği ve Türkiye'nin üzerinde bir hukuk devleti olarak bir diktadan uzaklaşmış, halkın gücüne boyun eğmiş, halkın istediği bir iktidar çok yakındır'' şeklinde konuştu.
Eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ise, ''Bugün belirli bir basını arkalarına alanların, kendi yanlışları, yasa dışılıklarını görmezden gelerek, kamuoyu yanılttığını'' öne sürerek ''Yasa dışı emirleri uygulayan savcıları, yasa dışılık sürmesin diye hukuk adına görevden aldığı için, HSYK suçlanıyor'' dedi.
Eminağaoğlu, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ile ilgili dosyanın İstanbul'a gönderilmesiyle ilgili şöyle konuştu:
''Önünüzdeki dosyaya artık bakmayınız. Neden bakmayınız? Tarafsızlığınız tartışılmasın diye. Artık görevden alındığınızı öğrendiğiniz anda yapacağınız bir işlem ya da atacağınız bir imzanın objektif olduğuna kimseyi inandıramazsınız. 'Bu subjektiftir, bu taraflıdır' etiketlemeleri, nitelemeleri yapılır. Hukuken bu işlemi tebellüğ etmeseniz bile meslek etiği gereği, atandığınızı ya da görevden alındığınızı öğrendiğiniz anda artık önünüzdeki dosyalara bakmayacaksınız. Bakarsanız, tarafsızlığınızı herkes tartışır.''
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke