Yarışma heyecanı başladı
56. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde tüm yarışmalar başladı. Ulusal Yarışma’da ilk gün ‘Bina’ ve ‘Ceviz Ağacı’ izlendi.
Altın Portakal’da Ulusal Yarışma heyecanının başladığı ilk gün, iki film izleyiciyi karşısındaydı. Türkiye’de ilk kez gösterilen “Bina”, gerilim türünün fantastik unsurlarının öne çıktığı karanlık bir distopya imgesi inşa ederken; yine Türkiye’de ilk kez gösterilen “Ceviz Ağacı” özellikle başrolündeki Serdar Orçin’in performansıyla öne çıktı.
İlk uzun metrajlı filmiyle Antalya’da boy gösteren Orçun Behram sert bir medya eleştirisi sunduğu “Bina”da sinemamızda bir hayli seyrek görülen bir yola sapıyor ve gerilim-korku unsurlarını bildik yerel formüller üzerinden değil daha evrensel bir çerçevede kabul görecek kodlarla anlatıyor. İlk anda akla “1984” gibi klasik distopyaları getiren, yönetmenin kendisinin de ifade etiği gibi John Carpenter, George A. Romera, hatta yer yer Dario Argento (özellikle finalde müziğin de “giallo”yo meyletiği bölümlerde) esintilerinin hissedildiği film, otoriter bir hükümetin tüm halkı aynı televizyon yayınlarına “mahkûm etme” hamlesiyle her binaya uydu antenlerinin yerleştirildiği günde başlıyor. Daha çok filmde izlemeyi umduğumuz İhsan Önal’ın canlandırdığı bina görevlisi Mehmet’in, diğer karakterlere nazaran birkaç adım öne çıktığı film, yer yer ağır temposu yüzünden izleyiciyi zorlasa da sinemamızda farklı arayışların gitgide azaldığı bir dönemde dikkate değer bir çaba olarak yerini alıyor.. Orçun Behram’ın bir sonraki filmini merakla bekliyoruz doğrusu.
Günün ikinci yarışma filmi olan Faysal Soysal imzalı “Ceviz Ağacı” edebiyat öğretmeni ve yazar Hayati’nin bir yandan o çocukken intihar eden babasının hayaletiyle hesaplaşmasına bir yandan da araları gitgide bozulan ve boşanmanın eşiğine kadar geldikleri karısıyla olan sorunlarına odaklanıyor. Filmin ardından yapılan söyleşide yönetmenin de söylediği gibi referanslarının büyük bölümünü edebiyattan alan (Dostoyevski, Oğuz Atay ve niceleri) “Ceviz Ağacı” başrolündeki Serdar Orçin’in performansıyla konuşulan bir film oldu Antalya’da. Senaryodaki kimi boşluklar (gerçi Soysal bu boşlukları özellikle koyduğunuz ve filmin söylediklerinden ziyade söylemedikleriyle ilerlediğini ifade etti) ve yan karakterlerin sadece Hayati ile olan ilişkileri ile var olup biraz kartonlaşmaya meyletmesi filmin bizce handikaplarıydı, ama genel olarak izleyicinin salondan beğeniyle ayrıldığını da notlarımıza ekleyelim. Bakalım jüri ne düşünecek?
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Yeni Ortadoğu projesi eşbaşkanı
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- ‘Yumurtacı müdire’ soruşturması
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- ‘Toprak bütünlüğü’ masalı ve Suriye: İmkânsız bir ülke