Yazının çekiciyle futbolun aynasını kırmak

Mahalle arasındaki arsalardan, toprak sahalardaki topçudan yeşil sahaların futbolcusuna uzanan bir öykünün ünlü olmuş kahramanlarından biriyseniz anlatacak hikâyeniz de vardır... Metin Kurt gibi.

Yazının çekiciyle futbolun aynasını kırmak
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 22.10.2009 - 07:02

Lise ikinci sınıfta başlayan futbolculuk hayatınız amatör takımlara, oradan Türkiye'nin en köklü kulüplerinden birine kadar uzanıyor ve burada şampiyonluklar yaşıyorsanız anlatacak çok şeyiniz var demektir. Çok uzun sürmüyor Metin Kurt'un profesyonel futbolculuk serüveni. Ama kısa bir zaman dilimine sığan futbolculuğu süresince öyle çok anısı var ki... Gladyatör'de Metin Kurt anlattıkça da sözcüklerin çekici futbolun aynasını kırıyor.

Metin Kurt, henüz yolun başında seyircisinin sahaya bakmak, oyunun akışını seyretmek ve oyunu çözmek yerine daha çok topa baktığı bir oyunda seyircisini çözümleyebilmiş bir futbolcu olarak çıkıyor sahalara. Öyle ki zaman içinde kendince birtakım ilkeler de koyuyor. Örneğin daha sonra 'Çizgi Metin', 'Halkçı Metin' lakabını almasına neden olan kanat oyunculuğunu, sahada halka yakın bölge olduğu için daha çok önemsiyor. Kendisi de bunu 'Halka en yakın yer neresi? Çizgi. Ben de çizgide beklerdim. Antrenör ve idarecilerin olduğu tarafta oynamayı sevmiyordum. Kapalının önünde oynamamak için bir devre sağ açık, bir devre de sol açık oynardım' diyerek mizahi bir dille anlatıyor.

'Sen git de dürüst bir adam gelsin başımıza. Senin gibi sahtekâr genel kaptan istemiyoruz.'

 

Futbolcu dünyaya karşı sağır dilsiz kalmamalı

Gladyatör futbolun endüstrileşmediği yılların yıldız futbolcusu Metin Kurt'un yaşamöyküsünü anlatsa da kapsamı 'dört yüz elli gramlık meşin yuvarlak aşkı'nı fazlasıyla aşıyor. Topu takip eden seyircinin görmediğini göstermeye, oyunun tamamını sergilemeye çalışıyor' Bir futbolcunun asıl dünyaya karşı sağır, kör, dilsiz kalmayarak yıldızlaşacağını bir futbol yıldızının şu cümlelerinden daha iyi ne anlatabilir: 'Çocuklarına ismimi verenler dahi vardı. Biz sanki ilah olmuştuk, antik gladyatörler misali. Tersine düşündüğüm konu şuydu: Esas benzememiz gereken insanlar Deniz'ler, Mahir'ler, Ulaş'lar, Cihan'lar, yani 68 kuşağının, gençliğinin sol görüşlü devrimcileri olmalıydı.'


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler