"Yemin ettik çünkü..."

CHP Genel Başkan Yardımcısı Alaattin Yüksel, TBMM'de çoğunluğu elinde bulunduran AKP'yi masaya oturtarak milletvekillerin mecliste olmasını engelleyen yasalara karşı olduklarını beyan etmelerini sağladıklarını ve bu yüzden yemin ettiklerini belirterek "Ortaya konan irade beyanı ve bu beyanın altındaki imzalar hem partimizin hem de AKP'nin namusu olduğunu gösterdik. Şimdi imzalarının arkasında durmalarını bekliyoruz" dedi.

Yüksel, tutuklu milletvekillerinin tahliye taleplerinin reddedilmesinin ardından aldıkları yemin etmeme kararından sonra neden yemin ettiklerini "Yemin ettik çünkü..." başlıklı bir bildiriyle açıkladı. CHP'nin internet sitesi üzerinden yayımlanan bildiride Yüksel, TBMM'de ant içme konusunda yaşanan sürecin en başından itibaren "iki arkadaşımıza yemin yolu açılıncaya kadar yemin etmeyeceğiz" dediklerini, yemin yolunun ise "irade beyanı" ile açılacağını ifade ettiklerini anımsattı. İki hafta süren ant içmeme sürecinin sonunda AKP yetkilileri ile masaya oturarak mutabakata vardıklarını, şimdi de varılan mutabakatın gereğinin yerine getirilmesini beklediklerini belirten Yüksel, "Mutabakatın altında üç AKP'li vekilin imzası bulunmaktadır. Biz attığımız imzanın sonuna kadar takipçisi olacağız ve verdiğimiz sözlerin de daima arkasındayız. O mutabakatta imzası olanlar da imzalarının arkasında durmak zorundadır. Demokrasi de insan hakları da bunu gerektirir" dedi.

AKP ile vardıkları mutabakatın, tutuklu vekillerin yemin etme yolunu açan irade beyanı olduğunu ifade eden Yüksel, "Metin hiçbir kuşkuya ve yoruma yer vermeyecek kadar açıktır. Şimdi her namuslu insan gibi onların da attıkları imzaya sahip çıkmalarını bekliyoruz" dedi.
 

"Yemin ettik çünkü..."

Yüksel, yemin etme gerekçelerini de şöyle anlattı:

"CHP olarak biz yemin ettik çünkü;

-Milli iradenin TBMM'de temsil edilmesi önündeki engelleri halkımıza bütün açıklığıyla gösterdik.

-Yasama Yürütme ve Yargı üçgeninde güçler ayrılığı ilkesinin esas kılınması hususunu gündeme taşıdık.

-Yürütmenin, yargıyı baskısı altına alarak yasamayı engellemesine karşı bir duruş sergilediğimizi kamuoyuna gösterdik.

-Bağımsız yargının bağımsızlığını kaybettiğini kanıtladık.

-İleri demokrasi söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını gösterdik.

-Halkımızın bize verdiği Ana Muhalefet görevimizi yerine getirmenin gerekliliğine inandık.
-Ülkemizin sahipsiz olmadığını demokratik hakkımızı kullanmamızı takiben göstermek istedik ve parlamenter demokrasinin gereğini yerine getirdik.

-TBMM'de çoğunluğu elinde bulunduran AKP'yi masaya oturttuk ve onların milletvekillerin mecliste olmasını engelleyen yasalara karşı olduklarını beyan etmelerini sağladık.

-'Halkın egemenliği ve milletin iradesinin, seçilmiş ve vekalet verilmiş milletvekilleri aracılığıyla TBMM'de hayata geçirileceği' ifadesinin temel yaklaşım olacağı bir beyanı AKP'ye imzalattık.

-Ortaya konan irade beyanı ve bu beyanın altındaki imzalar hem partimizin hem de AKP'nin namusu olduğunu gösterdik. Şimdi imzalarının arkasında durmalarını bekliyoruz.
Neticede; milli iradenin meclise yansımasının, demokrasinin ve tüm bu hususların yansıdığı Mutabakat metninin takipçisi olacağız. Bu süreci büyük bir titizlikle izlemeye devam edeceğiz."