Yerel Yönetimlerin Yolsuzluk Dişlileri
Yerel yönetimlerde yolsuzluk iddiaları son yıllarda en çok güdeme gelen konular arasındadır. AKP Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli de, bir belediyede yapılan imar yolsuzluğu iddiaları ile ilintilendirildiği için partideki göre-vini bırakmak zorunda kalmıştır. Dişli siyasi çevrelerce kınandı ve eleştirildi. Ancak sorunu çözebilmek için, sadece kişilerin davranışlarını eleştirmek, sorunu ahlaki boyutu ile ele almak, çözüm için yeterli olmaz. Yapılması gereken, yerel yönetimlerdeki yolsuzluğu besleyen dişlileri yok etmektir.
Yerel yönetimlerde üç alanda yolsuzluğun daha da yaygın olduğunu görürüz. Bunlar imar, ihale ve işe alım alanlarındaki yolsuzluklardır. Bugün uygulamada kararlar az sayıda insanın katılımı ile alınıyor ise yolsuzluk dişlisinin tamburu hazır hale gelmiş demektir. Bir de son dönemde yapılan kamu denetim yasa değişiklikleriyle, merkezi denetim etkisizleşmiş veya yetersizse yolsuzluk dişlisinin çalışma düzeni tamamlanmış demektir. Bu çarkı yok edebilmek için yapılacak tek iş, demokratik denetim mekanizmalarını kurmak ve işletmektir. Şüphesiz ki mekanizmaların kurulması için bazı yasal düzenlemeler gerekebilir. Ancak iç çalışma düzeni oluşturma bakımından kısmi özerkliğe sahip yerel yönetimler, meclislerinden çıkaracakları yönetmeliklerle yolsuzlukları önleyici bazı mekanizmaları kurabilirler. Bu yazıda sadece imar yolsuzluklarını önlemek için uygulanabilir bazı önerileri ele almak istiyorum.
Turistik kentlerde yüksek
Özellikle imar rantları, nüfusu 50 binin üstündeki kentlerde ve turistik kentlerde daha yüksektir. Bunların çoğunun uygulama imar planları 50-60 yıl önce merkezi idarece yapılmıştı. Yapım sırasında öngörülen kent vizyonları, toplumun yaşam anlayışları ve gereksinimleri de bugüne göre çok değişti. Ayrıca 1985’ten sonra belediyelerce yapılan plan değişiklikleri bütünsellikten uzak, parsel ölçeğinde yapıldı.
Bu değişen konseptlere göre kentlerin planlamaları ele alınmalıdır. Yapılacak yasal bir düzenleme ile belediyelerin revize imar planlarını iki üç yılı aşmayacak bir süre içersinde yapmaları zorunlu hale getirilmeli ve bu planlar yapılmadan uygulama imar planlarında değişiklik yapma yetkileri askıya alınmalıdır.
Plan değişiklikleri...
İmar plan değişikliklerinin çoğu, toplumsal gereksinimlerden çok, arsa sahiplerinin isteği ile yapılmaktadır. Bazı kentsel gelişmeler bu istekleri haklı da kılabilir.
Ancak herkesin kabul etmesi gereken: Kentsel rant, parselin yarattığı bir değer değildir, kamu yatırımlarının ve hareketlerinin oluşturduğu bir değerdir. Kamunun yarattığı bu değerden bugün ne kamu ne de kent hak almakta, rant parsel sahipleri ve karar veren yöneticilerce paylaşılmaktadır. Bu paylaşım bazen dostluk, bazen siyaset yandaşlığı adına tek taraflı kullanılırken; çoğu zaman da rantın kişiler arasında paylaşımı olarak ortaya çıkmaktadır. Ne şekilde olursa olsun kamunun oluşturduğu bir değerin, kamudan alınan güçle, kişi çıkarları için kullanılmasıdır ve bunun adı yolsuzluktur.
Sürdürülebilir bir planlama anlayışına göre planlarda değişiklik yapmak kaçınılmazdır. Böyle bir gereksinim ortaya çıkarsa, planlamanın bilimsel ölçütlerine bağlı kalınarak yapılacak değişiklik sonucu ortaya çıkacak rant, vergi konusu yapılmalı ve kamu hakkını almalıdır. Kentin kendi gereksinimleri için kullanılacak bu değeri en yakın denetleyecek olan da gene kent halkı olacaktır.
Yetki yasadan
Yerel yönetimler, yukarıda belirtmeye çalıştığım önlemlerin alınmasını beklemeden, yolsuzlukların önüne geçebilecek bazı mekanizmaları, yasadan aldıkları yetkiyle kendileri de kurabilirler. Örneğin; imar ile ilgili tekliflerin ilk görüşüldüğü komisyonlara meclis dışından kişilerin katılması, oy vermeksizin görüş belirtmeleri yasa gereğidir. Komisyonlarda herkesin oy hakkını istemek demokratik bir beklentidir. Ancak bugün bu olanak yoktur.
Bunu aşabilmek için oy hakkının olduğu daha çok kişinin katılacağı alt komisyonlar kurulabilir. Karar verecek meclis üyeleri kendilerinin de yer aldığı alt komisyon kararlarına uyacaklarını önce vaat edebilir. Bu bir demokratik irade sınırlaması değil, daha çok katılımcının iradesinin temsilini üstlenen demokratik bir tavırdır. Kaldı ki imar konuları siyasi yönden çok, teknik yönlerin daha öncelikli olduğu konulardır.
Ayrıca komisyon kararları ve raporları STK’lere, halka dağıtılabilir ve web sayfasında yayımlanabilir. Komisyon kararları bir ay sonraki meclis toplantısında görüşülerek halkın yapılacak değişikliklerle ilgili tepkilerine zaman tanınabilir. Bu ve buna benzer daha birçok katılımcı öneri geliştirilebilir. Bu mekanizmaları kurmak için belediye meclislerinin çalışma yönetmelikleri çıkarması yeterlidir. Bu ve buna benzer düzenlemeler ve yasa ile getirilecek yeni denetim olanakları, imar alanında dönen yolsuzluk dişlilerinin büyük bir kısmının kırılmasına yol açar.
Güven azalır
Beş ay sonraki yerel seçim gündeminde yolsuzlukların yoğun olarak yer tutacağı anlaşılmaktadır. Bu tartışmalar yapılırken; senin şu belediyende yolsuzluk var, ama senin de bu belediyende yolsuzluk oldu gibi tartışmalar, siyasete olan güvenin daha da azalmasına yol açabilir ve seçmeni sandıktan uzaklaştırır. Onun yerine yukarıda irdelenenler çerçevesinde bazı öneriler gündeme getirmeli, adaylar yolsuzluklara karşı kurumsal bazı mekanizmalar önermelidir.
Katılımcı olunmalı
Başta CHP olmak üzere sol partiler, yolsuzlukla ilgili demokratik çözüm önerilerini içeren bir seçim bildirisini gecikmeden halka açıklamalıdır. Adaylarının seçilmesi halinde parti olarak bu konuda siyasal denetimi sürekli yapacaklarının güvencesini halka vermelidir. Bu yaklaşımı öncelikli olarak gündeme taşıma sorumluluğu sol partilerindir.
Sol, ideolojisi gereği katılımcı bir yönetimi savunmak ve geliştirmek zorundadır. Giderek sağ ile benzeşen, sağ partilerden ayrımı güçleşen ve bu nedenle güç kaybeden Türk solunun bu noktada farklılığını koyması kaçınılmaz olmuştur.
İsmail ÖZAY 22. Dönem Çanakkale Milletvekili
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli'nin açıklamaları sahaya nasıl yansıdı?
- Cinsel içerikli videolar çeken karı-koca tutuklandı
- PKK Suriye’nin Silahlı Kuvvetleri Oluyor
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- CHP ne yapmalı?
- Özgür Özel, Erdoğan'a seslendi
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- Ölü ve yaralılar var!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- Cem Yılmaz'ın yeni evi dudak uçuklattı!