'Yerli ürün kullanımını teşvik edelim'
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, yerli ürün kullanımının teşviki konusunda sazı çalışmalar yaptıklarını belirterek, ''Özellikle elektrik üretim ve dağıtımı başta olmak üzere tüm sektörlerde, Türkiye'de üretilen ürünlerin kullanımının teşviki konusunda, ilgili diğer kurumlarla iş birliği içinde bir çalışma yürütüyoruz'' dedi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, Condrad Oteli'nde, ''Elektrik ve Elektronik Sanayi Strateji Belgesi''ne nihai şeklini verileceği ''Türkiye Elektrik ve Elektronik Buluşması''nda yaptığı konuşmada, bu yılın ilk çeyreğinde Türkiye'nin yüzde 11,7 oranında büyüyerek, OECD ülkeleri arasında en hızlı büyüyen ülke olduğunu anımsattı. ''Mesela mali kural uygulamasına geçtiğimizde, Türkiye çok daha fazla güven duyulan ve yatırım çeken ülkelerden biri olacaktır'' diyen Ergün, dünyada birçok ülkenin, krizden kaynaklanan enkazı toplamasının zaman alacağının görüldüğünü kaydetti.
Ergün, özel sektörün rekabet gücünü artıracak her adımın, Türkiye'nin yükselişine hız kazandıracağını vurgulayarak, bugün de ilgilileriyle Türkiye için son derece önemli bir sektör olan elektrik-elektronik sektörünü masaya yatıracaklarını ve Türkiye'nin geleceği açısından son derece önemli olan bir sektörün mevcut sorunlarını ve bu sorunların çözüm yollarını tartışacaklarını ifade etti. Elektrik-Elektronik Sanayi Strateji Belgesi'nin, sektörünün yoluna daha iyi şartlarda devam etmesi için önemli bir rol oynayacağını dile getiren Ergün, bu nedenle, sektörün sorunlarını, zayıf ve güçlü yönlerini ciddi bir şekilde analiz etmek gerektiğine işaret etti. ''Öncelikle bu sektörde önemli bir bilgi deneyimine sahip olduğumuzu, üniversitelerimizin mühendislik bölümlerinin çok başarılı olduğunu belirtmek isterim''diyen Ergün, bununla birlikte, meslek liselerinde yaşanan sıkıntılardan dolayı ara eleman noktasında sıkıntılar olduğunu kabul etmek gerektiğini anlattı.
'Yerli ürün kullanımının teşviki...'
Bakan Ergün, son yıllarda, özellikle Uzak Doğu ülkelerinin pazar paylarını sürekli bir şekilde artırmasının, sektör için bir risk oluşturduğunu ifade ederek, şunları söyledi: ''Sektörün öncelikli talepleri arasında yer alan yüksek gerilim ve yüksek güç laboratuvarı kurulması hususunda TSE gerekli planlamaları yaptı ve ilgili kurumlarla görüşmeleri sürdürüyor. Yine şikayet konusu olan 'yerli ürün' kullanımının teşviki konusunda da bazı çalışmalar yapıyoruz. Özellikle elektrik üretim ve dağıtımı başta olmak üzere tüm sektörlerde, Türkiye'de üretilen ürünlerin kullanımının teşviki konusunda, ilgili diğer kurumlarla işbirliği içinde bir çalışma yürütüyoruz. Kısa süre içerisinde bu konuda bir sonuç alacağımıza inanıyorum. Sektörde kullanılan merdiven altı üretim ve özellikle Uzak Doğu'dan gelen ürünlerle ilgili şikayetler de yine bakanlığımızın gündeminde bulunan konular arasında yer alıyor. Özellikle Uzak Doğu menşeli ürünlere yönelik CE belgesi denetimi yaptığımız piyasa gözetim çalışmalarımızın yoğunluğunu artırdık. Bu yılın başında, PGD (Piyasa Gözetim ve Denetim) denetlemelerinde hem yoğunluk hem de nitelik açısından yeni bir dönem başlattık. 2008 yılında 5 bin 96, 2009 yılında ise 5 bin 253 denetim yaparken, bu yılın ilk 6 ayında yüzde 35 artışla 3 bin 506 denetim yaptık. Piyasayı güvensiz ve standart dışı ürünlerden ayıklama konusunda kararlı olduğumuzu burada bir kez daha vurgulamak istiyorum.''
Bakan Ergün, Kamu alımlarında yüzde 15 pahalı olsa bile Türkiye'de üretilen ürünlerin tercih edilmesinin Başbakanlık genelgesi ile teşvik edildiği ve hukuki sıkıntı doğurmadığını belirterek, ''Kamu alımlarında Türkiye'de üretilen ürünlerin alınmasında ve kullanılmasına özel önem vermeliyiz. Ayrıca bireysel ürün kullanımında da buna önem vermeliyiz. 'Milliyetçilik' dediğimiz şey sadece slogan değil ki, milli ürünlerin kullanılmasında aynı hassasiyetleri göstermiyorsak bu laflar boş laflardır'' dedi.
Sektörün yaşadığı sorunlar
Yine sektörün sıkça dile getirdiği ve trafo üretiminde kullanılan soğutucu yağlardan alınan ÖTV oranının yüksekliğiyle ilgili sıkıntıların da farkında olduklarını ifade eden Ergün, bu konuyu da dikkatle takip ettiklerini bildirdi. Bakan Ergün, Strateji Belgesi'nin hazırlık aşamasında sektörün yaşadığı sorunları 4 ana başlık altında toplamanın mümkün olduğunu gördüklerini dile getirerek, bunların 'Hukuki ve idari düzenlemelerdeki yetersizlikler', 'Ar-Ge, inovasyon ve markalaşma yetersizliği', 'Altyapının ve insan kaynaklarının yetersizliği' ile 'Pazarlama, dış ticaret ve finansal araçların yetersizliği' olduğunu anlattı.
''Türkiye'nin sanayi stratejisinin uzun dönemli vizyonu, Orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya'nın üretim, mal ve hizmet üssü olmaktır. Elektrik ve elektronik sektörünün vizyonu ise, bölgede Ar-Ge ve üretim üssü haline gelerek dünya pazarında söz sahibi olmaktır'' diyen Ergün, belirledikleri 4 temel sorun alanının çözümü için oluşturdukları 28 farklı eylemin bazılarını şöyle sıraladı: ''Hukuki ve İdari Düzenlemelerin İyileştirilmesi için, gümrük ve piyasa denetim süreçlerini iyileştireceğiz. KOBİ ve yan sanayilere yönelik kümelenme projeleri geliştireceğiz. Sektörün Ar-Ge, inovasyon ve markalaşma becerisinin geliştirilmesi için, yerli tasarım ve üretimi özendireceğiz. Özel sektör ve üniversiteler arasındaki işbirliğini artırarak daha fazla ortak proje yürütülmesini sağlayacağız. Altyapının ve insan kaynaklarının geliştirilmesi için, yeni eğitim programlarını devreye alacağız. Öğrencilerin, eğitimleri boyunca özel sektörle işbirliği sağlamaları için çalışmalar başlatacağız. Pazarlama, dış ticaret ve finansal araçların geliştirilmesi için ise, Kredi Garanti Fonu'nun etkinliğini artıracağız. Agresif dış politika yürütmeyi sürdürerek, vizelerin kaldırılması ve serbest ticaret anlaşmaları gibi uygulamalara devam edeceğiz.''
'Üretim anlayışını değiştirmek gerek'
Ergün, Condrad Oteli'nde, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin sürdürülebilir büyüme sağlamalarında elektrik ve elektronik sektörünün temel bir unsur olarak öne çıktığını belirtti. Ergün, günümüzdeki teknolojik yeniliklerin, büyük oranda elektrik ve elektronik sektöründeki gelişmelere dayandığını dile getirerek, sektörün, bu yönüyle, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş sürecinde hayati rol oynayan sektörlerin başında geldiğine işaret etti.
Bu sektörün, nitelikli istihdamın sağlanması ve beyin göçünün önlenmesi açısından da önem taşıdığını vurgulayan Ergün, bütün bu nedenlerden dolayı, son teşvik programında belirledikleri 12 stratejik sektör arasında elektrik-elektronik sektörünün de yer aldığını anlattı.
Bakan Ergün, son yıllarda hızla gelişen elektrik ve elektronik sektörünün, bütün sanayi dalları için vazgeçilmez bir sektör olduğunu vurgulayarak, zira bu sektörün ürünlerinin, direkt olarak tüketicilerle buluştuğu gibi, diğer sanayiciler açısından da girdi özelliği taşıdığını kaydetti.
Montaja dayalı üretimin, sektörün güçlenmesini sağlamakla birlikte, potansiyelinin altında kalmasına neden olduğuna işaret eden Ergün, aynı sorunları yaşanan otomotiv gibi benzer sektörlerde, yeni model ve tasarımların önemini sık sık vurguladıklarını belirtti.
Nihat Ergün, Türkiye'nin, artık kendi ürünlerini, modellerini, markalarını oluşturması ve daha yüksek katma değerli üretime geçilmesi gerektiğini dile getirerek, elektrik-elektronik sektörünün, bu konuya hassasiyet göstermeye başladığını sevinçle müşahede ettiklerini ifade etti. Son derece dinamik bir sektörün sağladığı avantajlardan yararlanmanın yolunun üretim anlayışını değiştirmekten geçtiğini vurgulayan Ergün, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Mesela 1990'lı yıllardan itibaren dünyada ve ülkemizde cep telefonu kullanımının ciddi oranda arttığını görüyoruz. 2002 yılının sonunda, ülkemizde 23 milyon cep telefonu abonesi mevcutken, bu sayı bugün 63 milyon civarındadır. Her gün yeniliklerin ortaya çıktığı bu sektörde, bir telefon birkaç yıl içinde özelliklerini büyük ölçüde yitiriyor. Bu dinamik ortamda, bir telefon sattığınız müşteriye, birkaç yıl içinde yeni bir telefon daha satmanız mümkün hale geliyor. Türkiye olarak, böyle bir pazarda kendi ürünlerimizle, kendi markalarımızla var olabilseydik, çok daha iyi olmaz mıydı? Finlandiya gibi bir ülke, bu alanda dünya çapında bir marka çıkarabiliyorsa, Türkiye neden çıkaramasın? Şimdi hep birlikte öyle bir iş kültürü oluşturmalıyız ki, önümüze çıkan yeni fırsatları kaçırmayalım. Yeni döneme elektrikli araçlar damga vuracaksa, Türkiye elektrikli araçlarda söz sahibi olmalıdır.''
'Öncü ve özgün ürünler üretilmeli'
Nihat Ergün, Türkiye'nin mevcut teknolojiyi başarı ile tatbik ettiği gibi, önümüzdeki dönemde öncü ve özgün ürünler de üretmesi gerektiğini belirterek, bu nedenle, elektrik-elektronik sektörüne ayrı bir önem verdiklerini söyledi. Bütün gelişmiş ülkelerin bu sektörde başarılı ve lider ülkeler olmalarının tesadüf olmadığına değinen Ergün, son dönemde hızla yükselen Güney Kore, Tayvan, Singapur, Finlandiya ve İspanya gibi ülkelerin de bu sektöre özel bir önem verdiklerinin görüldüğüne işaret etti.
Ergün, Türkiye'nin, son derece canlı bir iç pazara sahip olduğu gibi, önemli bir ihracat potansiyeline de sahip olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin gelir düzeyi arttıkça, insanların birçok ürünü daha fazla tercih ettiğini anlattı. Türkiye'de 2002 yılında 824 bin adet çamaşır makinesi satılırken, 2009 yılında küresel krize rağmen bu rakamın 1,5 milyona yaklaştığını dile getiren Ergün, diğer sanayi dallarında da yaşanan benzer canlanmaların, elektrik-elektronik sektörünün tedarikçi yönünün güçlenmesine neden olduğunu kaydetti.
'Dünya genelinde sektördeki ihracat...'
Ergün, özellikle otomotiv ve makine gibi sektörlerde yaşanan gelişmelerin, elektrik-elektronik sektörü için de önemli fırsatlar doğurduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''Türkiye, bulunduğu coğrafya ve son yıllarda etkinliği artan dış politika sayesinde, önemli bir ihracat potansiyeli taşıyor. Dünya genelinde, 2008 yılında elektrik-elektronik sektörünün toplam ihracatı, 2,78 trilyon dolara ulaştı. Ülkemizde ihracatta yaşanan hızlı yükselişe rağmen, dünya ihracatından aldığımız payın sadece yüzde 0,37 olduğunu hatırlatmak isterim. Bu nedenle, bütün firmalarımız ihracata daha ayrı ve özel bir önem vermelidirler; zira 10 milyar dolar ihracatı olan sektörün, 2023 yılında 45 milyar dolar ihracat yapmasını hedefliyoruz. Özellikle beyaz eşya ihracatında oldukça başarılı durumdayız. 2009 yılında, beyaz eşyada 16 milyon adede yaklaşan üretimin yüzde 70'i, televizyonda 9 milyonu aşan üretimin ise yüzde 80'i ihraç edilmiştir. Mart ayında, sayın Başbakanımızın yaptığı ziyarette, İngiliz Bakan Jack Straw'ın, evinde Türk çamaşır makinesini kullandığını ifade etmesi de, beyaz eşyada geldiğimiz noktayı gösteriyor. Beyaz eşyadaki bu başarımızı diğer alanlara da kaydırmalı, sektörün her alanında teknolojik yeniliklere sürekli açık olmalıyız.''
Bununla birlikte, 2008 yılında LCD televizyonların pazarlarda tahminlerin ötesinde yer bulmasının, tüketim elektroniğinde ihracatın azalmasına neden olduğunu ifade eden Ergün, Türkiye'nin televizyonda tüplü cihazlarda üretim kapasitesiyle AB birincisiyken, LCD panel teknolojisine geçişte bu konumunu kaybettiğini bildirdi. Bakan Ergün, birçok Uzak Doğu firmasının, LCD panel TV'lerde, Avrupa Birliği'nde önemli pazar payı elde ettiğini vurgulayarak, dünyada değişen tüketici tercihlerini önceden fark etmenin büyük önem taşıdığını dile getirdi.
''Bunun da ötesinde, Türk firmalarının dünya tüketicilerinin tercihlerine yön verecek ürünler üretmeleri gerekiyor. Eski alışkanlıklarımızı gerektiği zaman terk etmekten çekinmeyelim; zira alışkanlıklarda diretmek vefa değil, taassuptur'' diyen Ergün, Türkiye'nin gelişmekte olan bazı ülkelere tüplü televizyon satmaya devam edebileceğini, ancak Türkiye'nin gelişmiş ülkelere LCD ve plazma televizyonları da satması gerektiğini vurguladı. Şu anda Ar-Ge merkezi kurulması için 50 tane Ar-Ge personelinin şart olduğunu, bu sayının daha aşağılara çekilmesi için çalışmaların sürdüğünü dile getiren Ergün, bir diğer çalışmalarının da KOBİ'lerin birleşerek Ar-Ge merkezi kurmalarının önünü açmak olduğunu kaydetti.
En Çok Okunan Haberler
- Cinsel içerikli videolar çeken karı-koca tutuklandı
- İstanbul'da berber ücretlerine dev zam!
- Kılıçdaroğlu’ndan videolu mesaj
- 'Hukuki başvurular yapılacaktır'
- Özgür Özel, Erdoğan'a seslendi
- Anlattığı anlar ortaya çıktı!
- Ölü ve yaralılar var!
- Kayak merkezinde korkunç anlar... 17’si ağır 30 yaralı!
- Erdoğan'dan Özel'in 'savaş ilanı' sözlerine yanıt
- Cem Yılmaz'ın yeni evi dudak uçuklattı!