'Yoksulluğun nedeni eşitsizlik'
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, Türkiye'deki yoksulluğun gelir dağılımındaki eşitsizlikten kaynaklandığını, bunun vergi politikaları ve bölüşüm ilişkilerine müdahale ile düzeltilebileceğini bildirdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, yaptığı yazılı açıklamada, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ile Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın, ''1 doların altında geçinen vatandaşın olmadığı ve 2,15 dolar günlük geliri olan vatandaş sayısının da azaldığı'' yönünde açıklamalar yaptığını hatırlattı.
Çelik ve Babacan'ın bahsettikleri 1 dolarlık gelirin aylık 45 TL'ye, 2,15 dolarlık gelirin ise aylık 97 TL'ye geldiğini belirten Oran, şunları kaydetti:
''AKP yöneticilerinin övünerek açıkladığı rakamlar, Dünya Bankasının başta en yoksul Afrika ülkeleri olmak üzere, az gelişmiş ülkelerin gelişmelerini takip etmek için belirlediği sınırlardır. 'Ülkede bu rakamların altında gelire sahip çok vatandaşımız yok' diyerek böbürlenmek ancak ve ancak milleti kandırmak olur. Vatandaş hükümetin zafer diye çığlık atarak sevinçle karşıladığı bu gelirle günde ancak 3 simit yiyebilir.''
Türk-İş'in bir aile için hesapladığı 839 TL'lik açlık sınırı baz alındığında nüfusun yüzde 9,1'ini oluşturan 6.6 milyon kişinin açlık sınırının altında, nüfusun yüzde 63,3'üne denk düşen 46 milyon kişinin ise yoksulluk sınırı altında yaşadığını ifade eden Oran, şöyle devam etti:
''Öte yandan, TÜİK, dört kişilik bir ailenin ayda 308 lira harcamayla beslenebileceğini ve 896 liralık harcamayla da beslenme de dahil eğitim, sağlık, giyim, barınma, ısınma ve diğer tüm ihtiyaçlarını karşılayabileceğini varsaymaktadır. Aynı TÜİK Aralık 2010 enflasyonunu hesaplarken kullandığı konut kirası 488 liradır. Bu bile açıkladıkları hem açlık hem de yoksulluk sınırının nasıl gerçek dışı rakamlar olduğunu göstermektedir. Bu rakam ve değerlendirmeler göstermektedir ki AKP dönemi Cumhuriyet tarihine borçlanma dönemi olarak geçecektir. AKP'nin 8 yıllık iktidarına bakıldığında, 2002'de vatandaşın toplam 3,4 milyar lira olan borcunun 50 kat artarak 2010 yılında 146 milyar liraya yükseldiği görülecektir. Bu şu demektir. AKP hükümete gelmeden önce her 100 liralık harcamanın 3,4 lirası borçla yapılırken, 2010 yılında her 100 liralık harcamanın tam 46 lirasını borçla yapar hale gelmiştir."
Hükümetin yoksulluğu iç siyasetin bir aracı haline getirdiğini ileri süren Oran, şunları kaydetti:
''Sosyal yardımları siyasi propagandaya dönüştürmüş, sadaka kültürü oluşturmuştur. Kömür yardımı, gıda yardımı, iftar çadırları, giyecek yardımlarıyla yoksullukla mücadeleyi popülist bir anlayışa oturtulmuştur. Hükümet, bu yardımları lütuf olarak göstermiş, sosyal devlette vatandaşın hakkı olduğu gerçeğini hasıraltı etmiştir. Yardımlar geleceğe donuk bir umut sağlamak yerine yalnızca gelecek yardıma kadar ayakta kalma imkanı vermektedir.
Yoksulluk sorun değil sonuçtur. Yoksulluğun nedeni gelir dağılımındaki eşitsizliktir. Yapılan araştırmalara göre aile yardımlarının yaşamlarını rahatlatmadığını belirtenlerin oranı yüzde 61'dir. Gelir dağılımı adaletsizliği, vergi politikaları ve bölüşüm ilişkilerine müdahale ile düzeltilebilir. Sosyal devlette amaç yoksulluğun yönetilmesi değil yok edilmesi olmalıdır. Sadaka anlayışına dayalı sosyal yardım dağıtımı yapan devlet anlayışı yerine, hak temelli olarak vatandaşına gelir transferi yapan sosyal devlet anlayışının getirilmesi temel hedef olmalıdır. Ancak bu şartlar altında daha mutlu birey, daha mutlu toplum, daha mutlu Türkiye hayalimize ulaşabiliriz.''
En Çok Okunan Haberler
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- Emekliye iyi haber yok!
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- İngiliz gazetesinden Esad iddiası
- 'Seküler müdür kalmadı'
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Ankaralı Turgut hayatını kaybetti!
- İkinci elde 'Suriyeli' hareketliliği