İyi ki vardınız Türkan Hocam
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

İyi ki vardınız Türkan Hocam

13.12.2016 09:52
Güncellenme:
Takip Et:

Anlatacaklarıma, ülkede olanlara çok üzüleceğinizi biliyorum sevgili hocam.
Hukuk askıya alındı. Birçok basın mensubu tutuklandı. Ama karanlıklar uzun sürmez.

Dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Türkan Saylan, Her yıl, 13 Aralık doğum gününüzde size mektup yazıyorum. 2015 yılında size yazdığım mektubu basın yoluyla iletememiştim. Ama yüreğimden iletmiştim. Sizin de evinizin basılmasına neden olan, sizi son nefesinizde savunma yapmak zorunda bırakan şu meşhur Ergenekon davası kurgusu vardı ya! Sevgili Ayşe Yüksel, Sevgili Filiz Meriçli ve sevgili Nur Gerçel bu davada 2 Ekim 2015 tarihinde beraat etmişlerdi. Birinci yılını kutladık. Beraat kararı veren mahkeme, sahte delili hazırlayan polisi, kurgu ile davayı açan savcısı, davayı kabul edip tutuklama kararı veren hâkimi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.

AİHM başvurusu kabul edildi

Biz, gözaltı sırasında yapılan hukuksuzlukları dile getirerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne dava açmıştık 2009’da. Bütün başvurularımız 31 Mayıs 2016 tarihinde kabul edildi sevgili hocam. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, “Gözaltılar sırasında insan hakları ihlalleri vardır” dedi ve devleti tazminat ödemeye mahkûm etti.

Google, Türkan Saylan'ı unutmadı

Biz, hem ceza davasından beraatla çıkmış olmanın, hem de AİHM’de dava kazanmış olmanın verdiği suçsuzluk tespiti ile sevinmeye başlamışken ne oldu biliyor musunuz sevgili hocam?

Darbe girişimi oldu

15 Temmuz 2016’da bir darbe teşebbüsü oldu ülkemizde. Asıl büyük “aaaa” çığlığınızı şimdi duyuyorum. “Kim yaptı?” diyeceksiniz tabii. Fethullah Gülen yapmış deniyor.

2010 yılı sonunda yayımladığımız “Son Nefeste Son Savunma” kitabımızda sizin “Her Şey Birdenbire” başlığı altında anlattığınız Fethullah Gülen CD’sini yayımladıktan sonra Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve size yönelik itham ve karalamaları yapan kişiler, devlette o kadar güçlenmiş ki, iktidarın paraleli olmaları yetmemiş, iktidarın ve ülkenin tamamını ele geçirmek için yola çıkmışlar.

Kimler var kimler

Siz, 1999’da Cemaat tehlikesine dikkat çekmiştiniz, ama onlar sahte deliller üreterek sizi tehlike olarak göstermişlerdi topluma. Darbe girişimi sonrasında, aman bir mücadele başlatıldı sormayın! Bizim davada sahte delil üreten polisler, hâkimler, savcılar bizim şikâyetimiz sonucu değil, iki yıl önce 17 ve 25 Aralık’ta bir rüşvet ve yolsuzluk operasyonu sonrası, “paralel yapı” olarak, sonradan Fethullah Terör Örgütü (FETÖ) olarak adlandırılan darbe örgütü içinde yer aldıkları için suçlandı. 100 binin üzerinde polis, hâkim, savcı, öğretim üyesi, öğretmen, işadamı gözaltına alındı, meslekten ihraç edildi, mal varlıklarına el konuldu. Hatırlarsınız sevgili hocam, “Son Nefeste Son Savunma” kitabımızda “Son Söz ” olarak, “Hukuk hepimiz içindir. Hukuku hiçe sayanlar, sonunda hukuka muhtaç kalmışlardır. Tarih böyle söylüyor” yazmıştım.

Olağanüstü haldeyiz

Tarihin söyledikleri doğru çıktı sevgili hocam. Sahte delil uzmanları da bizim feryadımız sonucu değil ama, FETÖ soruşturmasında hukuka muhtaç kaldılar. Bizim, ÇYDD’nin suç işlemediği haykırışımızı duyurmamak için sahte isimlerle ihbar dilekçeleri yazan, sahte delil üreten emniyet müdürüydü, savcıydı, polisti birçok kişi tutuklandı. Kaçanlar kaçtı. Hâlâ her gün gözaltı ve tutuklamalar var.

Gazeteciler ve siyasetçiler

Ülkemizde olağanüstü hal ilan edildi. Hukuk askıya alındı. Birçok basın mensubu tutuklandı. Yetmedi, Cumhuriyet gazetesinden Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Turhan Günay, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör, Hakan Kara tutuklandı. Hem de FETÖ terör örgütü bağlantısı iddiasıyla. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve milletvekilleri tutuklandı. Belediye başkanları görevden alındı, tutuklandı. Belediyelere kayyım atandı. Yok, onlar FETÖ iddiasıyla değil, terör örgütü PKK destekçiliği iddiasıyla tutuklandılar, sevgili hocam. Milletvekili de olsa, basın mensubu da olsa iktidarı eleştirmek, tutuklanmak için yeterli oldu. Anayasamızın 26. maddesindeki “düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti”nin varlığı tartışılıyor. Her olayda yayın yasağı getiriliyor. Anayasamızın 28. maddesindeki “basın hürriyeti”nin varlığı da tartışılıyor. İnsanlar, doğru bilgilere ulaşıp ulaşmadıklarından emin değiller.

İyi ki vardınız hocam

Biz, 2017 yılına girerken bile 1215 Magna Carta’da tanınan bireysel hakları arıyoruz. Bütün bu antidemokratik gelişmeler sonucu, Avrupa Parlamentosu Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girişi için görüşmeleri dondurma kararı aldı.

Siz, “Ülkemizin geleceğini kadınlar kuracak” demiştiniz. Çok doğru çıktı hocam. Cinsel istismar suçlularının affına yeltenen iktidara karşı “korkudan başka korkacak hiçbir şeyimiz kalmadı” diyen kadınlarımız hep bir ağızdan haykırdılar ve kanun tasarısını geri çektirdiler.

Ama çok geçmedi Adana’da 10 ortaöğrenim öğrencisi kızımız kaldıkları tedbir alınmamış yurt binası ile birlikte yanarak hayatını kaybetti. ÇYDD’nin yaptırdığı ve devlete verdiği öğrenci yurtları projesi engellenmemiş olsa, belki o yavrucaklar standardı yüksek yurtlarda hayatını kaybetmeyecekti.

10 Aralık, hem de Dünya İnsan Hakları gününde, İstanbul’da, bombalı bir saldırı ile 40 civarında insanın en önemli insan hakkı olan “yaşam hakkı” yok edildi.

Çok üzüleceğinizi biliyorum sevgili hocam. Ama karanlıklar uzun sürmez. İyi ki doğdunuz, iyi ki vardınız, iyi ki varsınız.

AV. HÜSEYİN KARATAŞ
Ülke Politikaları Vakfı Başkanı

Yazarın Son Yazıları

Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025