Bu görkemli yapı halk arasında “Bulgur Palas”, sahibinin ismi de "Bulgur Palas Habib Bey" olarak anıldı.
Mehmet Habib Bey, konağın tamamlanmasını göremeyerek, 48 yaşında geçirdiği kalp krizi sonrası hayatını kaybetti. Eşi Bedia Hanım, bu görkemli yapıyı borçları karşılığı Osmanlı Bankasına devretmek zorunda kaldı.
Bakımsızlık nedeniyle bazı bölümleri hasar gören konak, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından satın alındı.
Cerrahpaşa'da yer alan görkemli Habib Bey Konağı, uzun yıllar banka arşivi olarak kullanıldıktan sonra şimdilerde restore edilmeyi bekliyor.
Tarihi Yarımada'yı, Marmara Denizi'ni, Üsküdar ve Kız Kulesi'nden Adalar'a kadar İstanbul'u göz alabildiğine gören konağın ilginç hikayesi 1912'de başlıyor.
Konak, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin önemli isimlerinden Bolu Milletvekili Mehmet Habib Bey tarafından Osmanlı vatandaşı Levanten mimar Giulio Mongeri'ye yaptırıldı.
İttihat ve Terakki'nin önemli isimlerinden Mehmet Habib Bey tarafından inşa ettirilen, ticaretini yaptığı bulgurdan büyük kazanç elde ettiği için "Bulgur Palas" olarak adlandırılan asırlık konak, ihtişamı kadar ilginç hikayesiyle de dikkati çekiyor.
Bolu'da, 1878'de dünyaya gelen Mehmet Habib Bey, Harbiye eğitiminin ardından asker olarak Manastır'a tayin edildi. Burada İttihat ve Terakki Cemiyeti ile tanışan Habib Bey, cemiyet içerisinde yerine getirdiği görevlerle hızla yükseldi.
2. Meşrutiyet'in 1908'de ilanının ardından yapılan seçimlerde Bolu Mebusu olarak meclise girdi.
Mehmet Habib Bey de bu dönemde ticarete girerek yerli sermaye girişiminin öncülerinden oldu.
Bulgur Palas, İBB'nin önderliğinde ve KİPTAŞ müşavirliğinde gerçekleştirilen titiz çalışmalar sonucunda aslına uygun bir şekilde restore edilerek kültür, sanat ve yaşam alanı olarak yeniden hayata geçirildi.
Mütareke döneminde İtilaf Devletleri’nin talebi doğrultusunda İttihatçı olması dolayısıyla 10 Mart 1919'da tutuklanan Mehmet Habib Bey hapsedildi, sonrasında ise Malta’ya sürgün edildi.
Sürgün dönüşü konağın inşaatına devam eden Habib Bey, bazı malzemelerini yurt dışından getirtti.
Konağın tamamlanmasını göremeden hayatını kaybetti.
Bulgur, arpa ve buğday gibi hububatın ticaretini yapan Habib Bey, parti üyelerine sağlanan vagon kiralama ayrıcalığıyla hatırı sayılır kazanç elde etti. Bu dönemde "Bulgur Kralı Habib Bey" olarak anılmaya başlayarak, İstanbul’un yedi tepesinden biri olan Cerrahpaşa’da arazi satın aldı.
Kendi adına yaptıracağı konak için 1912’de Levanten mimar Mongeri ile anlaştı.