‘Yakın Dönem Türk Şiiri’

Metin Cengiz ile Yavuz Özdem’in Hilmi Yavuz, Özdemir İnce, Eray Canberk ve Ataol Behramoğlu ile yaptıkları, 1950-1990, hatta 2000 yıllarını kapsayan kırk-elli yıllık önemdeki şiirimiz üzerine söyleşilerden oluşan Yakın Dönem Türk Şiiri (Şiirden Yayınları) adlı kitap, söyleşi yapılan şairlerin poetikaları hakkında olduğu kadar kırk-elli yıllık süreçte Türk Şiirinin özellikleri hakkında da önemli bir kaynak niteliğinde.

Yayınlanma: 20.05.2022 - 00:02
Abone Ol google-news

Metin Cengiz ile Yavuz Özdem’in Hilmi Yavuz, Özdemir İnce, Eray Canberk ve Ataol Behramoğlu ile yaptıkları, 1950-1990, hatta 2000 yıllarını kapsayan kırk-elli yıllık önemdeki şiirimiz üzerine söyleşilerden oluşan Yakın Dönem Türk Şiiri (Şiirden Yayınları) adlı kitap, söyleşi yapılan şairlerin poetikaları hakkında olduğu kadar kırk-elli yıllık süreçte Türk Şiirinin özellikleri hakkında da önemli bir kaynak niteliğinde.

TÜRK EDEBİYATI VE TÜRK ŞİİRİ YENİDEN DEĞERLENDİRİLMELİ!

Baktığımızda bugün Türk edebiyatının her açıdan yeniden değerlendirilmesi gerekiyor. Şiirde ise durum daha vahim. Türk şiiri her konuda yeniden gözden geçirilmeli. Yüzeysel, alışılmış, klişe haline gelmiş ve her geçen gün tekrar edile edile niteliğinden kaybeden değerlendirmeler şiiri içinden çıkılamaz bir labirente hapsetmiş bulunuyor.

Edebiyatla ilgili her şey bir kafa karışıklığı yaratıyor. Temel kavramların bilinmemesi, şiir konusunda yeni gelişen değerler karşısında bu kafa karışıklığını iyice arttırıyor. Üniversiteler ise bu konularda yol gösterici olmaktan çok uzak ve hatta iç karartıcı.

Üniversitelerde okutulan dersler yetersiz. Liselerde okutulan edebiyat ders kitapları yalan yanlış bilgilerle dolu; ders kitapları siyasetin gölgesinde, saçma sapan oydaşmalarla hazırlanıyor.

YENİ EDEBİ HAREKETLER DÖNEMİNİN BİTMESİ...

Yeni edebi hareketler döneminin bitmesi, bizdeki edebi anlayışların genellikle dış mihraklı ve gerçekçi olmayışı ve tam anlaşılamadan taklit edilmesi, günümüz şiir ortamının aktörlerinin savrulmasını getirmiş, modern cemiyetlerin çoğalmasına, temelsiz iddiaların onay görmesine, şiir ortamının iyice zehirlenmesine yol açmıştır. Yapılan müdahaleler ise içine düşülen rehaveti ne yazık ki ortadan kaldıramamaktadır.

Bugün şiir kitaplarının satışı en çok 500 düzeyinde. Birçok şair kendi kitabını yayımlıyor ya da bu işe uygun yayınevlerinde yayınlatıp eş dost çevresine ya satıyor ya da öylesine dağıtıyor. Bu olgular birbirine bağlı ve birbirini besliyor.

Sonuç olarak nitelikli şiir okuru sayısının düştüğünü, şiir kültürünün kulaktan dolma bilgilerle sınırlı olduğunu görüyoruz. Bu dergilere de yansıyor.

YÜKSEK VİCDANIN, ELEŞTİRİNİN YERİNİ SOSYAL MEDYA ALDI!

Sosyal medyanın getirdiği kolaylık, bu kolaylığın yeterli görünmesi, Facebook, Instagram gibi paylaşım ortamlarındaki övgüler vb… işe yeni başlayanların donanımsız olması, bir iki dergide görünmenin yeterli görülmesi ile birleşince iş iyice zıvanadan çıktı. Kendini geliştirmenin, onay verici şairler loncasının yüksek vicdanının, eleştirinin yerini sosyal medya aldı.

Bir dergide bir şiiri yayımlanan genç, bunu bir de sosyal medyada duyurduğunda, kendi çevresinde “yılın şairi” olarak nitelenebilmekte, öyle bir fikre kapılabilmektedir. Bir adım sonrası ise hakkında hiçbir bilgi sahibi olmadığı Türk şiirine çeki düzen vermeye kalkmak oluyor.

Derken olan oldu. Öyle ki henüz kendi ülkesinde şairliği onanmamış, hatta belli başlı dergilerde henüz şiiri bile yayımlanmamış ya da bir iki şiiriyle ancak yer alabilmiş birçok kişi Facebook arkadaşlıklarından bir şekilde yararlanarak uluslararası antolojilerde bile gözükmeye başladı.

Hatta orta düzeyde bir yabancı dil bilenler bile bırakın yabancı dilden Türkçeye çeviri yapmayı, Türkçeden yabancı dillere çeviri yapıp işi sıkıya almayan bazı antolojilerde göründüler. Antolojistlerin kolaya kaçması bu olguyu tetikledi. Böylece “Türk Şiiri bu mu?” diye sorularla muhatap olmaya başladık.

BIKTIRICI DÖNEMLERE AYIRMALAR, ABARTMALAR...

Eleştiri kültürünün olmaması, şiirle ilgili çağdaş eleştiri bilgisiyle donanmış eleştirmenlerin çıkmaması ise bütün bu olup bitenlerden elbette bağımsız değil. Eleştiride de sağlıklı işleyen bir olay yok. Tanıtım yazıları eleştirinin yerini almış durumda.

Bu, modern şiirde olup biteni değerlendirirken de gözüküyor. Bıktırıcı dönemlere ayırmalar, abartmalar...

İKİNCİ YENİ HAKKINDAKİ DEĞERLENDİRMELER YETERSİZ

Örneğin günümüz şiirinin zeminini oluşturan İkinci Yeni hakkındaki değerlendirmeler… Bu değerlendirmelerin çoğunca yetersiz olduğunu görüyoruz. Dönemin şiir bilinci dolayımında yapılan değerlendirmeler bugün artık klişe olmuş durumda.

Söze Adorno ile başlayan, makalesini bu klişelerle bitiriyor. Yeni bir şey söylendiğinde eski bilgileri bir inanç halinde tekrar edenler, sürü halinde bu yeni değerlendirmelere saldırıyor. Ya da sükût suikastı / komplosu (conspiration du silence / conspiracy of silence) ile görmezden geliniyor rahatı yerinde olanlarca. Kendinden memnuniyet de böyle ortaya çıkıyor.

Örneğin Cemal Süreya: İkinci Yeni Bilincinin Kurucu Gücü (Metin Cengiz / Şiirden Yayınları) ve Özdemir İnce: Türk Şiirinde Bir Mihenk Taşı (Metin Cengiz / Şiirden Yayınları) ile Öteki Bilinç: Gerçeküstücülük ve İkinci Yeni (Müesser Yeniay / Şiirden Yayınları) okundu ama tartışılmadı.

Tartışanlar ise öğrendiklerinin dışına çıkarak İkinci Yeni hakkında yapılan bu yeni değerlendirmelerin hakkını veremediler.

ÖNEMLİ BİR KAYNAK KİTAP

Elbette uzun söyleşilerle hazırlanan Yakın Dönem Türk Şiiri (Şiirden Yayınları) adlı kitap tüm bu sorunlara yanıt verecek değil. Ancak günümüze tutacağı ışıkla bizi düşündürmeye yönlendirip Türk şiirini kuşatmış kolaycılıktan, tembellikten, kendinden memnun olma halinden biraz olsun çıkarırsa bundan mutluluk duyarız.

Hele de alışılmış kavramlarla düşünme alışkanlığından çekip çıkarabilirse… Şiir üzerine yazdıklarımızın bir amacı da zaten bu.

Metin Cengiz ile Yavuz Özdem’in Hilmi Yavuz, Özdemir İnce, Eray Canberk ve Ataol Behramoğlu ile yaptıkları, 1950-1990, hatta 2000 yıllarını kapsayan kırk-elli yıllık önemdeki şiirimiz üzerine söyleşilerden oluşan Yakın Dönem Türk Şiiri de söyleşi yapılan şairlerin poetikaları hakkında olduğu kadar kırk-elli yıllık süreçte Türk şiirinin özellikleri hakkında önemli bir kaynak niteliğinde.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler