Gazi'nin Uşakizade Köşkü anıları-2

KONUK YAZAR | Atatürk Araştırmacısı Ahmet Gürel, Cumhuriyet'in Ege'si için yazdı...

Gazi'nin Uşakizade Köşkü anıları-2
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.12.2021 - 09:47

14 Eylül 1922 günü, Başkomutanlık karargahı olarak Uşakizade Köşkü seçilmişti. Gazi, Köşk’ün sahibinin kızı olan Uşakizade Latife Hanım’ın misafiridir. Latife Hanım, günlük yabancı gazeteleri tercüme ederek, Başkomutana eksiksiz olarak sunmaktadır. Karargahta olanların  yemeklerini ve Gazi’nin sık sık içtiği kahveleri de ayarlayan Latife Hanım, köşkü, eksiksiz olarak yönetirken, ara sıra piyano çalmaktadır. Bu durum, cepheden, kanlar arasından geçerek gelen, vatanı kurtaran Gazi Paşa’yı adeta mest etmektedir.

Halide Edip Adıvar, Gazi’nin Latife Hanım’la Uşakizade Köşkü’nde ilk karşılaşmasını şöyle anlatmıştır: 

“Karargâh Göztepe’ye geçti. Mustafa Kemal Paşa, şimdi artık Latife Hanım’ın misafiriydi. Çünkü orası yangına en uzaktı.            

Mustafa Kemal Paşa, o akşam çok neşeliydi. Latife Hanım isminde genç bir kadınla tanışmıştı:

‘Bu küçük hanım sizden hocam diye bahsediyor’ dedi. Sonra kolejde bir sene kalmış olduğunu ve son zamanlarda hukuk derslerini takip ettiği Fransa’dan dönmüş olduğunu öğrendim. Mustafa Kemal Paşa kulağıma fısıldadı:

‘Boynunda küçük bir çerçevede benim resmim var’ dedikten sonra, sevinçle gülmeye başladı. Bu genç hanım, Paşa’yı evine davet etmişti. Paşa, onun kendisine âşık olduğunu düşünüyordu. Gerçi, o günlerde İzmir’deki her kadının göğsünde Mustafa Kemal Paşa’nın bir resmi var idiyse de, Paşa’nın bu duygulanışı kendi üzerinde iyi tesir yapacağına inandığım için memnun oldum. 

Paşa, Latife Hanım’ın kendisine âşık olduğunu hayal ediyordu. Gerçi o günlerde, bütün kadınlar boyunlarında onun fotoğrafını taşıyor olabilirlerdi. Âşık olmaları gerekmiyordu. Aşk bu sırada Mustafa Kemal’in başına gelebilecek en iyi şeydi. Pek çok açıdan hayırlıydı.”

Yemekte, Gazi’ye gösterdiği özen ve saygı, yalnız onun değil, kendi gözünden de kaçmadığını belirten Başyaver Salih Bey, o günleri ait bir anısını şöyle anlatmıştır: 

“Denize bakan bir terasta, Mustafa Kemal Latife Hanım’la yalnız kalmıştı. Biz, iki yaver biraz uzaklarında yer almıştık. Ne konuştuklarını pek işitemiyorduk. Ben bir aralık kulak kabarttım. Latife Hanım Mustafa Kemal’e anne ve babasından, eve ait işlerinden bahsediyordu. Mustafa Kemal’de ona İzmir’in kurtuluşuyla son bulan Başkomutanlık Meydan Savaşı’nı anlatıyordu.

Gazi, Latife Hanım ile birlikte Uşakizade Köşkü’nün balkonundan yanan İzmir’i üzüntüyle seyrederken, Latife Hanım’a döndü: 

‘Bu yangın yerinde size ait emlak var mı?’ Diye sordu.

Latife Hanım, Gazi’nin sorusuna şu yanıtı verdi: 

‘Mülkümüzün önemli bir kısmı yanan sahadadır. Fakat ne önemi var Paşam. İsterse hepsi yansın. Yeter ki siz sağ olun. Bu mesut günleri gören insanlar için malın ne kıymeti olur. Memleket kurtuldu ya. İleride onları yeniden ve daha güzel şekilde yaptırırız.’ Gazi, gözlerini alevlerden ayırmadan:

‘Evet’ diye gürledi. ‘Yansın yıkılsın. Hepsinin tekrar yerine gelmesi mümkündür.’”  

Evet, her şey mümkündü. İlerleyen yazılarımda Gazi ile Latife Hanım’ın evliliğe doğru gidişlerini yazacağım. Sevgilerimle.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon