Hemşireler, Ankara'da özlük hakları için mitingde buluştu
Hemşireler, özlük haklarının iyileştirilmesi talebiyle Ankara Anıtpark’ta toplanarak miting yaptı. Türk Hemşireler Derneği (THD) Başkanı Azize Atlı Özbaş, “Hemşire maaşlarının tek kalemde emekliliğe yansıyacak ve yoksulluk sınırının üstünde olacak şekilde düzenlenmesini, baskı ve mobbingden çalışma ortamlarımızın arındırılmasını, atama bekleyen hemşirelerin bir an önce atanıp hemşire açığının kapatılmaya çalışılmasını, Sağlık Bakanlığında Hemşirelik Daire Başkanlığı'nın tekrar oluşturulmasını, hemşirelik mesleğini ilgilendiren her türlü karar verici ve politika yapıcı mekanizmada hemşirelerin de yer almasını talep ediyoruz” dedi.
Türk Hemşireler Derneği (THD), bugün Ankara Anıtpark’ta “İnsanca yaşamak ve yaşatmak için söz hemşirelerde” sloganıyla miting düzenledi.
Ülkenin dört bir yanından gelen hemşireler, “Hemşirelik kanunu var, hemşirelik yok” yazılı pankart ve “Hemşire yaşatır”, “Vatandaş hakkını alsın ona hemşire baksın”, “Sözümüz var ıstırabı hafifleteceğiz”, “Yoksulduk, yoksul kalmaya razıydık, aç kaldık”, “Hemşireyi hemşire yönetir, hemşire eğitir”, “Hemşirenin hakkı mahşere kalmasın”, “Gösterge arası 14 kat fark” yazılı dövizleri taşırken; “Önce toplum önce sağlık önce hasta”, “Öğrencinin emeği sömürülemez”, “Emek burada hakkımız nerede, emek burada maaş nerede”, “Cebe değil, sağlığa teşvik” ve “Hemşire giderse sistem çöker” sloganları attı.
Türk Hemşireler Derneği (THD) Başkanı Azize Atlı Özbaş, “Hemşire maaşlarının tek kalemde emekliliğe yansıyacak ve yoksulluk sınırının üstünde olacak şekilde düzenlenmesini, baskı ve mobbingden çalışma ortamlarımızın arındırılmasını, atama bekleyen hemşirelerin bir an önce atanıp hemşire açığının kapatılmaya çalışılmasını, Sağlık Bakanlığında Hemşirelik Daire Başkanlığı'nın tekrar oluşturulmasını, hemşirelik mesleğini ilgilendiren her türlü karar verici ve politika yapıcı mekanizmada hemşirelerin de yer almasını talep ediyoruz” dedi.
THD Başkanı Azize Atlı Özbaş, mitingde şu konuşmayı yaptı:
“HEMŞİRELİK HİZMETLERİNİ HEMŞİRE ELİYLE YÖNETEBİLMEMİZİN ÖNÜNDE ENGELLER VAR”
- Toplumumuzun hak ettiği güvenli ve kaliteli bakımı sunmak, insanca yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Ancak önümüzde engeller var. Bu engellerin kaldırılması için hemşireler olarak yıllardır mücadele ediyoruz. Ancak sesimiz duyulmuyor, bizim elimizle sunulan hizmetlerde emeğimiz görülmüyor. Bize yönelik kararlar bizsiz alınıyor. Üniversitelerimizde nitelikli hemşireler yetiştirilmesinin önünde engeller var. Toplumumuzun sağlığını koruyucu ve geliştirici hizmetlerde yer almamızın önünde engeller var. Halkımızın sağlığını, hastamızın güvenliğini sağlayan koşullarda çalışmamızın önünde engeller var. Hemşirelik bakımını hemşire eliyle sunabilmemizin önünde engeller var. Hemşirelik hizmetlerini hemşire eliyle yönetebilmemizin önünde engeller var.
“ZORLU EKONOMİK KOŞULLAR ALTINDA EZİLİYORUZ”
- Ağır çalışma koşulları altında eziliyoruz. İş yerlerinde baskı ve mobbing altında eziliyoruz. Yoksulluk sınırından bile çok uzak maaşlarımızla, zorlu ekonomik koşullar altında eziliyoruz. Emekliliğe yansımayan dört parçalı maaşla, süresiz sözleşmeli kadrolarla, görev tanımımız dışında çalıştırılma baskısıyla, geçici görevlendirmelerle, her gün başka kliniğe yapılan sözlü görevlendirmelerle, tehditlerle, verilmeyen idari izinlerle, ödenmeyen icap nöbetleriyle, meslek unvanımız, çalışma alanlarımızın diğer çalışanlara dağıtılarak, mesleğimizle, bizimle, toplumumuzun sağlığı ile ilgili kararlarda yok sayılarak, ayrıştırılarak, yok sayılarak, görmezden gelinerek, şiddete maruz kalıyoruz. İnsanca yaşayamıyoruz. Sağlıklı kalamıyoruz, sağlıklı kılamıyoruz.
“ÖĞRENCİMİZE YEMEK SAĞLAYAMIYORUZ, SERVİS SAĞLAYAMIYORUZ, SİGORTA YAPTIRAMIYORUZ”
- Hemşire olmayan öğretim üyeleriyle, hemşire olmayan fakülte, okul yöneticileriyle 200-300 kişilik sınıflarla, amfiye öğrencinin kafası sığsın yeter diyen rektörle, öğrenci kabul etmeyen klinik yöneticileriyle nitelikli hemşire yetiştiremiyoruz. Hemşirelik öğrencisi çalıştığı hastanede yemek dahi yiyemiyor. Klinik uygulama için hastane hastane gezerken, yol parası dahi bulamıyor. Öğrencimize yemek sağlayamıyoruz, servis sağlayamıyoruz, sigorta yaptıramıyoruz. 23 yaşında gençler yaşama borç ile başlıyor. Kimliksizleştiriliyoruz, sadece hemşireler değil, tüm sağlık çalışanları kimliksizleştiriliyor. Hemşire olmayan çalışanlar, hemşire olarak çalıştırılıyor. Adına ‘fiilen hemşirelik yapmak’ deniyor. Hemşire diplomasına sahip olmayan bir çalışana nasıl fiilen hemşirelik yaptırırsınız? Eğitimini almadığı, yasal olarak yetkilendirilmediği işi, uygulamaları nasıl yaptırırsınız? Mevzuatı nasıl yok sayarsınız. Kabul etmiyoruz, kanıksamıyoruz, normalleştirmiyoruz. Yüz binden fazla hemşire atama beklerken, fazla mesailerle, ağır çalışma koşulları altında, eksik personelle çalışıyoruz. Hastamızın güvenliğini sağlayamıyoruz.
“DÖRT PARÇADA VERİLEN HEMŞİRE MAAŞLARININ EMEKLİLİĞE YANSIYAN KISMI SADECE 6 BİN TL”
- Bugün yoksulluk sınırı; 24 bin 185 TL, Üniversite mezunu bir hemşirenin maaşı 12-13 bin. Maaşlarımız yoksulluk sınırına yaklaşmıyor. Dört parçada verilen hemşire maaşlarının emekliliğe yansıyan kısmı sadece 6 bin TL. Beyaz reform denerek bize sunulan teşvik yönetmeliği, sağlığı değil hastalığı teşvik ediyor, hasta üzerinde ne kadar çok girişim yaparsan o kadar para kazanırsın, ne kadar çok hasta gelirse hastaneye o kadar çok alırsın, hastaya değil, işleme odaklan diyor. Sağlık çalışanı ile hastayı, doktorla doktoru, hemşire ile hemşireyi, doktorla hemşireyi, tüm sağlık çalışanlarını karşı karşıya getiriyor. Masalarda hastanın tedavisi değil, puanın nasıl dağıtılacağı konuşuluyor. Teşvik, hastayı, hemşireyi, sağlık çalışanını, insanı, emeği görmüyor. Bizler bu sistem içinde mutsuzuz. 8 bin 275 hemşireden yüzde 76,3’ü mesleğini başka bir ülkede yapmak istiyor. Yarısından fazlası sürece başladığını söylüyor. Gitmek isteyen hemşirelerin 900’e yakını yüksek lisansı olan hemşireler, 200’den fazlası doktoralı.
“HEMŞİRE MAAŞLARININ TEK KALEMDE EMEKLİLİĞE YANSIYACAK VE YOKSULLUK SINIRININ ÜSTÜNDE OLACAK ŞEKİLDE DÜZENLENMESİNİ TALEP EDİYORUZ”
- İnsanca yaşamak ve yaşatmak için taleplerimiz var. Halkın sağlığını riske atan, iş barışını bozan, hemşirenin emeğini yok sayan, teşvik ve buna benzer tüm uygulamalardan vazgeçilmesini, hemşire maaşlarının tek kalemde emekliliğe yansıyacak ve yoksulluk sınırının üstünde olacak şekilde düzenlenmesini, hemşirelik mesleğinin, hemşirelik eğitimi almayan çalışanlara yaptırılmasının önüne geçilmesini, hemşirelerin aşırı iş yükü, uzun çalışma saatleri, görev tanımı dışında işlerin yaptırılması, hemşirelik mevzuatının yok sayılması gibi sahada yaşanan sorunlara yönelik düzenleme ve denetim yapılmasını, yöneticilerin keyfi kararlarından, baskı ve mobbingden çalışma ortamlarımızın arındırılmasını, çalışanın korunmasına yönelik düzenleme ve denetim yapılmasını, sözleşmeli yönetici uygulamasından vazgeçilmesini, hemşirelik hizmetlerinin hemşire yöneticiler tarafından yönetilmesine yönelik düzenlemeler yapılmasını, atama bekleyen hemşirelerin bir an önce atanıp hemşire açığının kapatılmaya çalışılmasını, emeklilerimize insanca yaşayabilecekleri ücretlerin ödenmesine yönelik düzenleme yapılmasını, Sağlık Bakanlığı’nda Hemşirelik Daire Başkanlığı’nın tekrar oluşturulmasını, Türk Hemşireler Birliği’nin kurulmasını, hemşirelik bölüm/fakülte/yüksekokullarının açılması için gerekli asgari öğretim üyesi niteliğinin sadece hemşirelik alanında uzman öğretim üyesi olacak şekilde yeniden düzenlenmesini, uzman hemşirelik uygulamasına yönelik çalışmaların bir an önce başlatılmasını, toplumun sağlığını ve hemşirelik mesleğini ilgilendiren her türlü karar verici ve politika yapıcı mekanizmada hemşirelerin de yer almasını talep ediyoruz.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı