Salonda hayat var

Futbol geniş yığınların gözbebeği... Ülkemizi de bu durumdan soyutlamak olanaksız. Ne var ki son dönemde sürekli futbol elementlerinin dışlandığı, bir tartışma, karşılıklı suçlama, bir tahammülsüzlük ortamı yeşil sahalarımızı sarmış durumda. 

Bir genelleme yapmak gerekirse; yeşil alanların üzerine çim tohumu yerine kin ve nefret tohumları serpiliyor. Sürekli kazanmayı bekleyen bir kitle en küçük bir başarısızlıkta harekete geçiyor. Sosyal medyadan bir linç kampanyası başlıyor.

Bundan hakeminden, teknik adamına, futbolcusundan, yöneticisine tüm futbol paydaşları nasibini alıyor. Bu konudaki tüm yapıcı çabaların boşa gittiğini, artık bazı futbolcuların kendi seyircileri önünde bile maça çıkmaya çekinir olduklarını üzülerek gözlüyoruz.

Bunların aksine salonlarda hayat var. İzmir ölçeğinde baktığımızda salonun kahramanları "gözlerimi kaparım - görevimi yaparım" düşünseli ile işlerinin en iyisini yapmaya çalışıyorlar. 

İşte Pınar Karşıyaka... Ligde ilk kez evinde ve boş tribünler önünde oynadığı Bahçeşehir maçında Colson gibi bir mucize adamı vitrine sunarken, Coach Ufuk Sarıca'nın "son topa kadar" sloganını da İsrail'de boş olmadığını kanıtladı. Son saniye üçlüğünü bulan Colson filmin baş aktörüydü ama, setin arka planında, yıllarca basketbola destek veren Yaşar Grubu, Sarıca gibi değerli bir coach'u ve her bir değerli isimlerden oluşan bir staff'ı oluşturup koruyan yönetim, transferde isabet ve canla başla çalışan yerli ve yabancı basketbolcular vardı. Bir kez pandeminin elinden aldığı ve iki kez finalden kaybedilen Avrupa Kupası bu sezon gelir mi? Neden olmasın? Pınar Karşıyaka ligde finale gider mi? Olanaksız değil.

İzmir'in diğer basketbol temsilcisi Petkimspor da geçen yıl kılpayı tutunduğu ligde mücadelesini bu yıl da sürdürüyor. İzmir iki takımla Süper Lig'de... 

İzmir'de voleybola karşı müthiş bir sevgi var. Filenin Sultanları bu sevgiyi büyüten en önemli etmenlerden biri. Öyle ki İzmir takımı bulunmayan kupa elemelerini pandemi nedeniyle yarı yarıya seyirci alınan salon tam kapasite ile selamladı.

Arkasspor erkeklerde stil değiştirerek gençler ve kendi bünyesinden yetiştirdiği oyuncularla yola devam ederken, kupada çeyrek final biletini cebine koymasını bildi. Altekma ise Arkas'la aynı misyonu üstlenmiş durumda. Hem oyuncu yetiştirip, çeşitli kulüplere dağıtıyorlar, hem de yarışmacı takımla Efeler Ligi'nde mücadele ediyorlar. Geçen yıl kazandıkları deneyimle bu yıl daha iyi yerlerde olabilmenin savaşımını verecekler.

Kadınlarda 1.Lig mücadelesi de başlıyor. İzmir iki takımla, iki ezeli rakiple Karşıyaka ve Göztepe ile temsil edilecek. 

Göztepe'nin ana amacı şubeyi yaşatmak. Geçen yıl öyle deyip, play off'a kadar çıkan sarı kırmızılılar özverili yönetimi ve Başantrenör İlker Alkan ile taraftarın takımı olmaya devam edecek.

Karşıyaka ise Reşat Yazıcıoğulları gibi duayen bir teknik adamın yönetiminde bu yıl serüvene noktayı koymak, Sultanlar Ligi'ne yükselmek amacında. Ama yeşil kırmızılıların özverili yönetiminin ve özkaynak ağırlıklı kadrosunun camia tarafından daha fazla desteğe gereksinimi var, hem maddi hem de manevi açıdan...

İzmir'de Voleybol alt lig takımlarında ve alt yapılarda katılım açısından büyük bir ilgi var. 

Biraz daha İzmir dışına çıkarsak, Aydınlılar filede Büyükşehir'in Balkan Şampiyonluğu ile gurur duyuyor ve takımlarını CEV Cup'ta alkışlamaya hazırlanıyorlar.

Hentbolde ise İzmir Büyükşehir takımları hem kadınlarda hem erkeklerde  Süper Lig'de İzmir'i temsil ediyorlar.

Salonlarda bir bölümünü de buraya sığdıramadığımız biraz gözden ırak olsa da, kıpır kıpır hayat dolu bir dünya var. Dileğimiz bu güzelliklerle dolu ortamın daha çok gündeme gelmesi ve futbolun cazibesinin altında ezilmemesi.