Sosyal belediyecilik, spor ve Karşıyaka...

Karşıyaka Belediyesi’nden spora yepyeni bir o kadar da anlamlı bir destek daha geldi. 

Sportif Yetenek Ölçüm ve Spora Yönlendirme Merkezi hizmete girdi. 

Karşıyaka Suat Cemile Balcıoğlu Spor Salonu’nda faaliyete başlayan merkezde, 8-10 yaş arasındaki çocukların sportif yeteneklerini keşfetmek ve yetenekleri doğrultusunda doğru branşa yönlendirmek için kollar sıvandı. Belediye spor işleri bünyesinde uzman spor eğitmenleri eşliğinde ücretsiz yapılacak sportif testlerle 16 farklı performans ve yetenek ölçümü gerçekleştirilecek.

Ayrıca amatör ve profesyonel takımların alt yapılarına da hizmet verilecek merkezde; 11-18 yaş aralığındaki lisanslı sporcuların performans testleri uygulanacak.  Bu veriler antrenörleriyle paylaşılıp, gelişimleri de incelenecek 

Böylelikle hem gizli kalmış yetenekler keşfedilecek, hem de kentin spor profili ve hangi branşa yatkınlığı da saptanmış olacak. 

Hem sosyal belediyecilik adına, hem de Türk Sporu'nda geçmişte uygulanan "hazıra konmacı" yanlış politikaların terdekilerek, bilimin ışığında yeni yetenekler aramak, belki de hiç düşlenemeyecek umutlara, şampiyonluklara, sporla değişen dünyalara kapı açarak, kıyıda köşede kalmış hayatlara dokunmak adına çok önemli bir girişim. Emeği geçenleri canı yürekten kutluyorum.

"Yanlış politikalar" dedik. Türk sporu bu politikalardan çok çekti. Hala çekiyor.

"Biz yaptık!"... "Şu kadar şampiyon çıkardık" ... "Buyrun efendim şampiyonumuz telefonda" demek için kürsüye uzanan sporcularımızı ödüle boğduk. Onlarca altın, binlerce lira para ödülü, arabalar, daireler... 

Ama gördük ki; bilimin verileri ışığında, çok çalışarak, doğru ve geçerli yöntemleri kullanmak yerine, kısa yoldan köşe dönmeyi amaçlayan, sporun erdemlerinden nasibini almamış art niyetli kişilerce, bu iyi niyetli girişim kötüye kullanıldı ve "doping cenneti" olduk. Madalyalarımız geri alındı, tüm dünyaya rezil olduk. 

Hala bu yüzden sınırlı kota tanınan branşlarımız var.

Yetmedi, "Tüm dünya böyle yapıyor" deyip biz de "devşirme" çılgınlığına kendimizi kaptırıp, özellikle şu son ekonomik açmazda daha da değerlenen dövizlerimizi su gibi harcayıp, özde başka sözde başka, Elvan'larda Polat'larda, Yaseminler'de madalya başarı aradık. 

Oysa bizim "kara lastik"le yarışıp zirveye çıkan yiğit erkek ve kadınlarımız vardı. "Yaramazlık yapıyor, spora gitsin adam olsun" diye başladıkları serüveni zirvede taçlandıran Anadolu kızlarımız vardı. TIR garajında antrenman yapıp, olimpiyat madalyasını boynuna takan emektarlarımız vardı. 

Güreş ve sonradan (ışıklarda uyusun) Naim'le, halterle, Ruhi Sarıalp'in üç adımıyla, yılları geçirdiğimiz dönemler geride kaldı. Artık Okçulukta olimpiyat şampiyonumuz var. Cimnastikçilerimiz var. Kadın boksunda şampiyonumuz var. Dünya rekorlarını havuza gömen Emre Sak gibi hemşehrilerimiz var. Tokyo'da kılpayı kaçırdıkları madalyaları Paris'ten beklediğimiz onca değerimiz var. 

Özetle Türk çocuklarının eksiği yok fazlası var. Yeter ki keşefedilmeyi bekleyen bu yetenekleri gün yüzüne çıkaralım, bilimin, aklın, emeğin, doğru yöntemlerin ışığında, küçük yaştan ele alıp çalıştıralım. 

Ulu önderimiz Atatürk'ün ölümsüz özlü sözünde olduğu gibi, "Zeki, çevik ve ahlaklı" sporcular yetiştirelim.

Karşıyaka Belediye Başkanı Dr.Cemil Tugay, girişimin tanıtımını yaparken böyle bir merkez açan ilk ilçe belediyesi olduklarını vurguladı. 

Karşıyaka Belediyesi'nin bu girişimi Türk spor politikasının önünü, hırçın dalgalı bir okyanus gecesinde, bir deniz feneri gibi aydınlatmış ve "en hakiki mürşit" (yol gösterici) in ilim olduğunu bir kez daha anımsatmıştır.

Bu girişimin bir belediye tarafından yaşama geçirilmesi ise sosyal belediyecilik adına çok önemli bir adım olduğu gibi, bir avuç taraftar önünde kupa kaldırmak hevesiyle, halktan toplanan vergilerce sağlanan milyonlarca doları içi geçmiş yabancılara döken, "belediyespor" anlayışına da "kapak" olmuştur.

Bu adımın desteklenmesi ve yaygınlaştırılması ise kısır politik çekişmelerin ötesinde, hem kendi yeteneklerimizi bulup çıkarmak, hem de kitleleri spora yönlendirerek, sağlıklı nesiller yetiştirmek üzere Milli Eğitim ve Merkezi İdare başta olmak üzere her kesim için milli bir vatandaşlık görevidir.