Türkiye'de ağırlaşan ekonomik tablodan en çok çocuklar etkileniyor: 5 yaş altı ölümlerin yarısı açlıktan

Yüksek enflasyon ve artan zamlar yurttaşın geçimini giderek zorlaştırıyor. Tablo giderek ağırlaşırken bundan en çok çocuklar etkileniyor. Konuya ilişkin Derin Yoksulluk Ağı’nın raporuna göre son bir yıl içinde para ve diğer kaynakların yetersizliği nedeni ile yeterli gıda bulamayacağı kaygısı taşıyan bireylerin sıklığı yüzde 23.4, karnı aç olmasına rağmen yemek yiyemeyenlerin sıklığı ise yüzde 8.4 olarak kaydedildi.

Ayrıca raporda çocuk açlığına ilişkin şu ifadelere yer verildi: “5 yaş altı çocuk ölümlerinin neredeyse yarısı yetersiz beslenme kaynaklı. Yetersiz beslenme çocukların bağışıklık sistemini zayıflatarak doğal enfeksiyonlar sebebiyle hayatlarını kaybetmelerine neden olur.”

‘ÇOCULAR RİSK ALTINDA’

Derin Yoksulluk Ağı’ndan Selen Yüksel, Nur Elif’in ölümünde ihmallerin de olduğuna dikkat çekerek, “Nur Elif’in ölümü, sadece çocuk yoksulluğunun değil çocuk koruma sisteminin de yetemediğinin bir göstergesi. Çocuğun ihtiyaçlarının karşılanamadığı; korunma, beslenme, gelişim haklarının ihlal edildiği ve hepsinin bir sonucu olarak yaşam hakkının da ihlal edildiği bir olay” diye konuştu.

(Selen Yüksel)

Yüksel yoksulluk ve çocuk açlığı tablosunu şöyle yorumladı:

“Yeterli beslenme sadece aç kalmamak değil, çocuğun ihtiyacına uygun dengeli ve güvenli gıdaya ulaşabilmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla aç kalmamak beslenebiliyor olmak anlamına gelmiyor. Yeterli ve güvenli gıdaya erişmek pandeminin ekonomik yükünün üzerine eklenen ekonomik kriz ve enflasyonla iyice güçleşti. Birçok çocuk; yetersiz beslenme sebepli hastalıklar, gelişim bozukluklarına karşı risk altında. Son yaşanan kayıp, çocuk yoksulluğunu, çocuk hakları ve çocuk korumadan bağımsız düşünemeyeceğimizi de gösteriyor.” 

‘TUVALETTEN SU İÇİYORLAR’

Çocuklar yalnızca evde değil okulda da yeterli ve sağlıklı beslenemiyor. Oluşan yoksulluk tablosu ve geçim sıkıntısı öğrencilerin beslenme çantalarına da yansıdı. Öğrenci Veli Derneği (Veli-Der) Başkanı Ömer Yılmaz, dezavantajlı bölgelerde okullarda yemek programları uygulanması gerektiğini vurguladı. 

Yılmaz, “Açlık sınırı altında kalan çocukların eğitimden kopmaması için mutlaka eğitim desteği alması gerekiyor. Ailelerin çocuklarına koyduğu beslenme çantalarının niteliği düştü. Bu durum çocukların akademik hayatını da çok etkiliyor” dedi. Okullardaki su sorununa da dikkat çeken Yılmaz, “Çocukların suya erişime de zor, fiyalar kantinlerde pahalı. Lisedeki öğrencinin cebinde parası yoksa tuvaletten içmek zorunda kalıyor. Bu konuda veliler de karar alıcılara karşı baskı yapmalı” ifadelerini kullandı.

‘ÜCRETSİZ YEMEK ŞART’

Veliler, çocuklarının okulda aç kalmaması için mücadele verirken AKP ve MHP oylarıyla reddilen “Okullarda Bir Öğün Ücretsiz Yemek” kampanyası ise hayata geçirilemedi.

Kampayayı başlatan Tüm Öğrenci Velileri Derneği (ÖVDER) İzmir Şube Başkanı Behram Kaya, taleplerini bakanlığa da ilettiklerini belirterek “Çocuklara bir öğün ücretsiz yemek verilmesi şarttır ve ihtiyaçtır. Tüm veliler de bu kampanyayı destekliyor hayata geçirilmesini istiyor. Velinin 2 çocuğu var çocuklara 10’ar lira verdiğini ve yetmediğini söylüyor. Kantinler şahıslara ait ve pahalı. Öğrenciler ve veliler büyük geçim sıkıntısı içindeler. Bu hayatın her alanında görülüyor” ifadelerini kullandı.