Eğri oturup doğru konuşalım.

Tarihimizin en uzlaşmacı, en barışçı lideri Reyiz’dir..

İtibar stokunu tehlikeye atarak en kanlı, en rezil örgütlerle bile diyalog kurmaya çalışmıştır.

FETÖ ile “kaderimse razıyım” diyerek işbirliği yapmıştır. 

PKK’ye içi kanaya kanaya şans tanımıştır.

IŞİD’e bile başlangıçta sırt çevirmemiştir.

Şimdi sıra Taliban’la uzlaşmaya geldi.

Zaten “onların inancıyla ilgili ters bir yanımız yoktur.”

*

Taliban malum, talebenin çoğulu; talep eden, isteyen demek.

Tayyiban ise güzellikler hoşluklar demek olsa gerek; tekili Tayyip olduğuna göre. 

Hem kafiye hem de siyasi meşrepleri Taliban ile Tayyiban’ın yolu kesişmiş görünüyor. (Kursakta kalmış, BOP Eşbaşkanlığı; bu kez Orta Asya’da gerçekleşebilir. Neden olmasın?)

ABD Dışışleri Bakanı Anthony Blinken “Ortaklarımız Katar ve Türkiye ile başkentin ayağa kalkması ve Kâbil Havaalanı’nın yeniden açılması için yakın çalıştıklarını” ilan etti bile.

Bu demektir ki, yerli milli “Beşli Çete Deplasman”a çıkıyor..

*

Talibanlık ile Tayyibanlık nazik bir özdeşlik.

Tayyibanlık haşâ dinsel değil, siyasal bir inanç.

Kul hakkı, beytülmal (kamusal varlıkların kutsallığı) vs. teferruat.

Taliban bilgisayarı ve sosyal medyayı yasakladığ halde, Tayyiban’ın trol alayları olabildiğince özgür.

Hatta muhalif gençlik sosyal medyada fetva ve hutbelerin Tayyibanlık esasına göre icra edildiğini bile yazabiliyor. (Dilerim muhbirlik sayılmaz: Ekşi Sözlük)

Bu sütunda yolsuzluğun hırsızlık olmadığı, bir kereden (tecavüzden) bir şey olmaz türü açıklamaların radikal Tayyibanlarca ifade edildiğinden yakınıp duruyoruz.

Yalovalı Muharrem İnce Memleket Partisi lideri oldu diye, “Kim takar Yalova Üniversitesi Eski Rektörü’nü!” falan diyen deist -meist bir öğrenci çıkmaz inşallah. Zira o lafın ucu Diyanet Başkanı Prof. Ali Erbaş’a uzanır.

Kendisi eski Yalova Rektörü’dür. Geçen hafta yenilenen devlet protokolünde milletvekilerini, genelkurmay başkanını da sollayarak Reyiz’e çok yakın bir mevkiye ulaştı.

Sonrası Cumhurbaşkanı Başyardımcılığı’dır. Ki elde kılıç Ayasofya’nın açılış hutbesinden beri fiilen bu görevi icra ediyor.

Fetva ve hutbeleri Reyiz’in fikriyatına ve hissiyatına göre “aranje” izlenemi veriyor.

Günahı boynuna. 

Haram sayılan günahlar Kuran’da tek tek sayıldığı halde, sigarayı da listeye eklemesi bundandır.

Kul hakkı, kadın cinayetleri, çocuk tecavüzleri gibi ucu Tayyibanlığa dokunabilecek hassas konulara sosyal mesafeli. Zafer Bayramı’nda Reyiz zikretti diye bu kez lütfedipr Atatürk’ü de duaya dahil etti.

Ama her vesile ile “ululemre itaat”, “aza kanaat”, “kadere rıza göstermek” gibi Tayyibanlık için gerekli telkinler yapıp duruyor. 

Bunların Reyiz’e rağmen gerçekleşmiş olması da muhtemel. 

Ne de olsa bir bürokrat!