Laiklik olmazsa demokrasi de olmaz

Laiklik olmazsa demokrasi de olmaz

04.03.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Doğrusu bunları söylemek istemezdim. Başlangıçta, çok kişi gibi beni de umutlandıran altı partinin bir araya gelerek güçlendirilmiş parlamenter sistem ile demokrasiye geçme gaye birlikteliğinin açıklanması üzerine yarınlarımız açısından daha umut aşılayıcı şeyler yazmak isterdim; bugünleri o iştah ile bekliyordum.

Ama ne yazık ki olamadı.

Altı partinin ortak çalışmaları konusunda doğru bir düşünce edinebilmek için merakla beklenen metne önce laiklik açısından bakmakta yarar var. Çünkü 

Türkiye’yi geleceği ve varlığını tehdit eden büyük sosyo ekonomik, politik, toplumsal çöküntünün derin çukuruna atan, her eylemi ve söylemiyle aydınlanmacı laik Cumhuriyetin kurum, kural ve kavramlarını parça parça etmeye ahdettiğini herkesin gözüne sokan AKP, bu yıkımı, özellikle demokrasinin onsuz olmazı laikliğe saldırarak oluşturmuştur.

***

Demokrasiye yönelmeye çalışan, laik, aydınlanmacı Cumhuriyetin bütün kurum, kural ve kavramlarının yerle bir edilmesi çabasını daha iktidarının ilk gününde başlatan AKP, İhvancı siyasal İslamın özlediği dayatmacı, obskürantist, tek adam rejiminin yaşama geçirilmesi savaşında, rejimin ve devletin köşe başlarını ele geçirme girişimlerinde, 3 Mart 1924’te, irticanın, dini kendi emellerine hizmet etmek üzere saptırarak kullanmasını engellemek amacıyla kurulmuş olan Diyanet’i, bilumum tarikat ve cemaatleri, yine 31 Mart 1924’te çıkarılan Tevhidi Tedrisat Yasası ile laik yapısı vurgulanmış olup sonra gelen sağ iktidarlar tarafından irtica yuvası haline sokulmuş olan Milli Eğitim’i kullanmıştır.

Milli Eğitim ve de diğer bakanlıklarda AKP’nin iktidar döneminde cirit atan tarikat ve cemaatler, laiklik ve Cumhuriyet karşıtlığını Atatürk düşmanlığıyla birleştirerek açıkça sergilemekten çekinmeyen ve bugün artık “laik Cumhuriyetin!” fetva makamı haline gelmiş bulunan Diyanet’e de egemen olmuş ve Milli Eğitim, Diyanet ve tarikat-cemaat üçgeni, tümüyle denetim altına alınan bağımsızlığı kalmamış sözde yargının da yardımıyla kol kola demokrasiyi ve onun onsuz olmazı laik Cumhuriyeti gömme yolunda dev adımlarla ilerlemeye başlamışlardır.

Bu gidişi tersine çevirmeden, demokrasiye geçiş mümkün değildir.

Türkiye onarım değil, bir yeniden yapılanma zorunluluğuyla karşı karşıyadır. Bu yeniden yapılanmanın gerçekleşmesi de laiklik iradesinin en aşağı, yıkımın antilaik azmi kadar büyük olmasına bağlıdır.

Laikliği koruma iradesinin, AKP döneminde, köşeye sıkışınca, ısıtılıp ortaya çıkarılan sözde irade değil, özde, gerçek bir irade olması gerekir.

Yoksa laikliği sözde koruyan irade ile nereye varılacağını, AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olmasına, bu kuruluşun Hazine yardımını kesmek gibi yaptırımlarla karşı koyan Anayasa Mahkemesi’nin komik kararı bize göstermiştir.

Sözde laik irade Türkiye’yi bugünlere getirmiştir.

Şimdi özde laik iradeye ihtiyacımız var. Ama ne yazık ki böyle bir iradenin izlerine rastlamak mümkün olmuyor.

***

Laiklik konusunun netameli olduğunu, siyasal İslamın sürekli tartışmayı bu noktaya çekerek olayları saptırma amacıyla hareket ettiğini biliyoruz. Ama buna karşı çare, laikliğinden utanan mahcup demokratlar olarak kem küm etme değil, kavramın inanç özgürlüğüne, dine karşı olmadığını ve yoksulluğu sürekli artıran yolsuzlukların da çaresinin yine burada aranması gerektiğini açıkça anlatmaktır.

Eğer bu gerçek, bütün yaşadıklarımızdan sonra hâlâ da kavranmadıysa, 6 değil, 36 parti bir araya gelse demokrasi konusunda en ufak bir umut bile saflıktan da öte bir bekleyiş olur.

Gelecek seçimlerde, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayının kim olacağı da olayın bu yönü karşısında önemini yitirir.

Üzgünüm!..

Yazarın Son Yazıları

İyi insan (19 Mart 2024)

İyi insan

Devamını Oku
19.03.2024
Laiklik nedir?

Laiklik nedir?

Devamını Oku
06.03.2024
Yıldönümü

Yıldönümü

Devamını Oku
03.03.2024
Aslında biliyorlar

Aslında biliyorlar

Devamını Oku
01.03.2024
Vatan nöbeti

Vatan nöbeti

Devamını Oku
27.02.2024
Daha neler olacak?

Daha neler olacak?

Devamını Oku
25.02.2024
Ali Sirmen yazdı...

Türkiye hâlâ laik mi?

Devamını Oku
23.02.2024
Mutluluk mecburiyeti

Mutluluk mecburiyeti

Devamını Oku
20.02.2024
İşin özü

İşin özü

Devamını Oku
18.02.2024
Tehlikeli kavga

Tehlikeli kavga

Devamını Oku
13.02.2024
Kader mi?

Kader mi?

Devamını Oku
11.02.2024
Biat etmeyene hayat yok

Biat etmeyene hayat yok

Devamını Oku
09.02.2024
AKP yanıltıyor

AKP yanıltıyor

Devamını Oku
06.02.2024
Monşer

Monşer

Devamını Oku
04.02.2024
Neler olmaz ki?

Neler olmaz ki?

Devamını Oku
02.02.2024
Ne aceleniz var?

Ne aceleniz var?

Devamını Oku
30.01.2024
Bir ittifak nasıl kurulur?

Bir ittifak nasıl kurulur?

Devamını Oku
28.01.2024
Lütfedilen bir yaşam

Lütfedilen bir yaşam

Devamını Oku
27.01.2024
Ali Sirmen yazdı...

CHP-İsveç-NATO

Devamını Oku
26.01.2024
İyi insan (24 Ocak 2024)

İyi insan

Devamını Oku
24.01.2024
İflas budur işte

İflas budur işte

Devamını Oku
23.01.2024
Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Sam amcamız bizi attaya götürüyor

Devamını Oku
21.01.2024
Sokak ve siyaset

Sokak ve siyaset

Devamını Oku
19.01.2024
Nasıl olacak?

Nasıl olacak?

Devamını Oku
16.01.2024
Zor günler

Zor günler

Devamını Oku
14.01.2024
Ali Sirmen yazdı

Türkiye’nin ekseni

Devamını Oku
12.01.2024
Yeni yerel yönetim

Yeni yerel yönetim

Devamını Oku
09.01.2024
Bir Kuvvacı dost

Bir Kuvvacı d

Devamını Oku
07.01.2024
Büyük çıkmaz

Büyük çıkmaz

Devamını Oku
06.01.2024
Din devleti

Din devleti

Devamını Oku
05.01.2024
Belliydi

Belliydi

Devamını Oku
02.01.2024
Aynı anıyı paylaşmak

Aynı anıyı paylaşmak

Devamını Oku
31.12.2023
Aynı vatanı paylaşmak

Aynı vatanı paylaşmak

Devamını Oku
29.12.2023
Durum

Durum

Devamını Oku
26.12.2023
‘Dostum Mozart’

‘Dostum Mozart’

Devamını Oku
24.12.2023
‘Anayasal kabahat!’

‘Anayasal kabahat!’

Devamını Oku
22.12.2023
Seçmenin tepkisi

Seçmenin tepkisi

Devamını Oku
19.12.2023
Bir garip patron

Bir garip patron

Devamını Oku
17.12.2023
Ali Sirmen yazdı...

‘Allah’ın gazabı’

Devamını Oku
15.12.2023
Hamas ve Kuvvacılar

Hamas ve Kuvvacılar

Devamını Oku
12.12.2023