Erdoğan’a Demirtaş şartı
Ayşe Yıldırım
Son Köşe Yazıları

Erdoğan’a Demirtaş şartı

02.03.2017 00:26
Güncellenme:
Takip Et:

Almanya bir süredir Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’da referandum kampanyası yapıp yapmamasını tartışıyor. Özellikle DİTİB imamlarının casusluk faaliyetleri ve Türkiye’deki muhaliflere yönelik baskılar nedeniyle hiç de sıcak bakılmıyordu Erdoğan’ın Almanya’ya gelme ihtimaline. Die Welt muhabiri Deniz Yücel’in tutuklanması bu tartışmaları bir üst noktaya taşıdı. Şimdi Alman siyasetçileri açık açık Erdoğan’ın Almanya’ya gelişinin yasaklanmasını istiyor. Ama Alman yasalarına göre böyle bir yasak konulamaz. Ancak güvenlik kaygıları gerekçe gösterilerek “gelmeyin” yönünde bir tavsiyede bulunulabilir ya da küçük bir salonda konuşma yapması sağlanabilir. İşin bir de demokrasi ve özgürlük boyutu var ki Almanya gibi AB’nin lokomotifi olan bir ülkede “yasak” sözcüğü geçtiği anda tartışma bu yanıyla da ele alınmak zorunda kalınıyor. Erdoğan’ın gelme ihtimali bu yönüyle de tartışılıyor. Yeşiller Partisi Eşbaşkanı ve Başbakan adayı Cem Özdemir de olaya “özgürlükler” çerçevesinde bakan isimlerden biri. Önceki gün bir grup Türkiyeli gazeteciyle yemekteydi Özdemir. Masanın konularından biri de Türkiye ve referandum olunca söz doğal olarak Erdoğan’ın Almanya’ya gelip gelemeyeceği tartışmalarına kaydı. Özdemir, Deniz Yücel’in gözaltına alınışını protesto eden bir gösteriden gelmişti. “Evet, gelmesin diyenler var” diyordu. “Ama bir de biz onun gibi yasakçı değiliz. Onun da konuşma özgürlüğü var diyenler de bulunuyor.” Özdemir’e göre de “gelmeliydi” Erdoğan. Ama bir şartla “Erdoğan gibi Demirtaş da, Türkiye’deki yasaklı ve baskı altındaki diğer muhalifler de gelip onun gibi konuşabilmeli, toplantılar yapabilmeliydi Almanya’da.” Böylece hem Erdoğan’ı yasaklamamış hem de onun yasaklarını teşhir etmek mümkün olacaktı. İşin özü Erdoğan daha gelmeden Almanya’yı ikiye bölmüş durumda.

‘Kılıç artığı’ kimlere denir?

MHP lideri Bahçeli’nin AKP’ye yakın köşe yazarlarından Abdülkadir Selvi’ye peş peşe sıraladığı hakaretlerin arasında en çok dikkat çeken ve en çok gözden kaçan bir kelime vardı; “kılıç artığı”. Kan dondurucu bir nefret söylemiydi bu. Bahçeli, aslında Selvi’nin kökenini vurguluyordu; Alevi. Her ne kadar Abdülkadir Selvi, kökenlerinden uzak kalmayı tercih etse de hatta aile bağları bu nedenle kopsa da Bahçeli için onun Alevi doğması yeterliydi. Kılıç artığı, Türkiye’de iki kesim için kullanılır. Biri Ermeniler, diğeri de Aleviler. Kırımlardan, soykırımlardan kurtulanları, hayatta kalanları aşağılamak için söylenir. Tabii bir yanıyla da soykırımı kabul etmek anlamına gelir ki Bahçeli’nin partisi soykırımları inkâr eder. Bahçeli’nin bu sözünü duyanlar Selvi’nin Ermeni mi yoksa Alevi mi olduğunu çıkaramadılar haliyle. Çok da gerek yoktu aslında. Bahçeli bir nefret suçu işlemişti. Selvi, buna ne yanıt verecek diye merakla dün ne yazdığına bakanlar olmuştur. Ona yapılan hakaret kadar Selvi’nin “savunma”sı da iç acıtıcıydı.

Etnik kimliği nedeniyle yapılan saldırıya dedelerinin adını ki birinin Osman, diğerlerinin Hasan ve Hüseyin olduğunu, “bu vatan için şehit” olduklarını söyledikten sonra “Oğuz Türklerindenim” deyiveriyordu. Selvi’nin ablası Fatma Kaya, iki yıl önce “Onu gördüğümde televizyonu kapatıyorum” diyerek kızmıştı. Dedelerinin Dersim ve Erzurum Horasan’dan sürgün ile Sivas Yıldızeli’ne geldiklerini anlatmış ve “İstanbul’a taşınmadan önce Sivas Yıldızeli ilçesinde yaşıyorduk. Alevi olduğumuz için büyük baskılar gördük. Dedem sürgün sırasında cesetleri üzerine kapatarak, ölü taklidi yaparak kurtulmuş ve Sivas’a gelmiş. Biz böyle dedelerin torunlarıyız. Kardeşim Gülami Selvi, Deniz Gezmiş’in arkadaşıydı. 11 yıl cezaevinde kaldı. Gezmiş’ler, Sivas’a geçerken babamın evinde kaldı. Babamı işten çıkardılar” demişti. Tüm bunları yaşayan bir ailenin çocuğu olarak Selvi’nin AKP’nin gemisine binmesineydi kızgınlığı. “Aleviyiz, solcuyuz, değerlerimize bağlıyız. Abdülkadir senin derdin ne” diyordu. Abdülkadir Selvi’nin derdi belliydi aslında ama görünen o ki ne yaparsa yapsın binmeye çalıştığı geminin gerçek sahiplerinin gözünde o hep “kılıç artığı” olarak kalacak.

Yazarın Son Yazıları

Son bir soru ve veda

Son bir soru ve veda

Devamını Oku
13.09.2018
‘Taş devri’ne hoş geldiniz

‘Taş devri’ne hoş geldiniz

Devamını Oku
06.09.2018
Siyasal yangın

Siyasal yangın

Devamını Oku
30.08.2018
İnsanlık da kaybedilmesin diye...

İnsanlık da kaybedilmesin diye...

Devamını Oku
23.08.2018
Papazı verip zamları alacağız

Papazı verip zamları alacağız

Devamını Oku
16.08.2018
Ülke elden gitmiş kimin umurunda

Ülke elden gitmiş kimin umurunda

Devamını Oku
09.08.2018
CHP, kimden oy isteyecek?

CHP, kimden oy isteyecek?

Devamını Oku
02.08.2018
AKP’nin topçuları

AKP’nin topçuları

Devamını Oku
26.07.2018
Kenan Evren görse kıskanırdı

Kenan Evren görse kıskanırdı

Devamını Oku
19.07.2018
Ak devlet, acil muhalefet

Ak devlet, acil muhalefet

Devamını Oku
12.07.2018
Çakıcı’nın sırrı

Çakıcı’nın sırrı

Devamını Oku
05.07.2018
O gece... (28.06.2018)

O gece...

Devamını Oku
28.06.2018
AKP’nin ruh hali bozuldu

AKP’nin ruh hali bozuldu

Devamını Oku
21.06.2018
‘Çözüm Süreci’ni bitiren polis cinayetleri gizemini koruyor

CEYLANPINAR’IN GEREKÇELİ KARARI AÇIKLANDI

Devamını Oku
20.06.2018
Yaşasın ketılların kardeşliği

Yaşasın ketılların kardeşliği

Devamını Oku
14.06.2018
Ceylanpınar’ın gerekçeli kararına ne oldu?

Ceylanpınar’ın gerekçeli kararına ne oldu?

Devamını Oku
08.06.2018
Efkan Ala artık konuşmalı

Efkan Ala artık konuşmalı

Devamını Oku
07.06.2018
Yalandan kim ölmüş?

Yalandan kim ölmüş?

Devamını Oku
31.05.2018
AKP’de bitmeyen temizlik

AKP’de bitmeyen temizlik

Devamını Oku
24.05.2018
Keşke Emine Hanım’ın çantasını da konuşsak

Bahçeli, AKP’yi de bitiriyor

Devamını Oku
17.05.2018
‘Çapulcular’ Erdoğan’ın bu kıyağını unutmayacak!

‘Çapulcular’ Erdoğan’ın bu kıyağını unutmayacak!

Devamını Oku
10.05.2018
Barış suçlusu Demirtaş!

Barış suçlusu Demirtaş!

Devamını Oku
03.05.2018
Oyun bozuldu; kaybettiniz

Oyun bozuldu; kaybettiniz

Devamını Oku
26.04.2018
Tuzak mı, acil seçim mi?

Tuzak mı, acil seçim mi?

Devamını Oku
19.04.2018
Hollanda’nın uyarmasına gerek yoktu

Hollanda’nın uyarmasına gerek yoktu

Devamını Oku
12.04.2018
Kabul edin ki bu gençler sizden zeki

Kabul edin ki bu gençler sizden zeki

Devamını Oku
05.04.2018
Cehalet ile bilginin kavgası; Boğaziçi

Cehalet ile bilginin kavgası; Boğaziçi

Devamını Oku
29.03.2018
Kılıç artığı ve demirci Kawa

Kılıç artığı ve demirci Kawa

Devamını Oku
22.03.2018
Oy hırsızlığı yasallaştı, izleyecek misiniz?

Oy hırsızlığı yasallaştı, izleyecek misiniz?

Devamını Oku
15.03.2018
Bir ittifak yanaşmasının itirafları

Bir ittifak yanaşmasının itirafları

Devamını Oku
08.03.2018
‘FETÖ’ çemberinde Ceylanpınar

‘FETÖ’ çemberinde Ceylanpınar

Devamını Oku
01.03.2018
Yoksa o ‘Bakan’…

Yoksa o ‘Bakan’…

Devamını Oku
22.02.2018
Güç kaybettikçe daha çok saldırıyorlar

Güç kaybettikçe daha çok saldırıyorlar

Devamını Oku
15.02.2018
‘Padişah bozuntusu’ milletvekilliğini düşürecek

‘Padişah bozuntusu’ milletvekilliğini düşürecek

Devamını Oku
08.02.2018
Hekimin yüreği yaşamdan yana atar

Hekimin yüreği yaşamdan yana atar

Devamını Oku
01.02.2018
Çocuğun gördüğü düştür, barış...

Çocuğun gördüğü düştür, barış...

Devamını Oku
25.01.2018
Kadınlar, bu kadını yedirmeyecek

Kadınlar, bu kadını yedirmeyecek

Devamını Oku
18.01.2018
Bahçeli erken seçimin startını verdi

Bahçeli erken seçimin startını verdi

Devamını Oku
11.01.2018
Abdullah olmazsa Hayrünnisa Gül daha uygun!

Abdullah olmazsa Hayrünnisa Gül daha uygun!

Devamını Oku
04.01.2018
İşte bunları da koruyorlar

İşte bunları da koruyorlar

Devamını Oku
28.12.2017