Oğlum al takımları
Barış Pehlivan
Son Köşe Yazıları

Oğlum al takımları

27.01.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

“Ustam geldi, sırtıma vurdu, unut dedi romanları…”

Bu sene kaç çocuk fısıldayacak o şarkıyı? 

Halbuki Cumhurbaşkanı müjde gibi söyledi: “Yıl sonuna kadar 1 milyon gencimizi mesleki eğitim merkezlerimize dahil ederek istihdamlarını sağlamayı hedefliyoruz.” 

Hep ne diyoruz: Yoksul halk çocukları devlet eliyle tarikat yurtlarına itiliyor. 

Şimdi gözden kaçıyor, bir benzeri meslek eğitiminde de yaşanmaya başlıyor. 

Neydi MESEM kısa adıyla bilinen Mesleki Eğitim Merkezi’nin amacı:  

“Okuluna devam edemeyen çocuklar diplomasız kalmasın, bir yandan da meslek öğrenebilsin.”

Gelin görün ki bu yoldan sapılıyor. Çalışan çocuklar okula teşvik edilecekken, okuyan çocuklar çalışmaya teşvik ediliyor. 

Deniyor ki: Erdoğan’ın 1 milyon öğrenci hedefini duyan bürokrasi hareketlendi. Her meslek lisesinin bünyesinde bir MESEM oluşturulmasına dair emir okullara gitti. Hatta bazı müdürler, deyim yerindeyse çocuk işçi olmayı özendirerek öğrenci avına çıktı. 

Milli Eğitim Bakanlığı’nın broşürlerinden okuyorum: 

- Asgari ücretin en az yüzde 50’si kadar maaş imkânı 

- Kendi işyerini açma imkânı 

- İş kazası ve meslek hastalığı sigortası imkânı… 

Bir de sloganı var MEB’in: “Bir gün okul, dört gün işletme… Gelecek senin!”

İşte bu vaatlerle yoksul ailelerin aklı çeliniyor. 14 yaşındaki çocuklarını okuldan koparıp patronların kucağına atmaları sağlanıyor.  

Bakın, meslek okullarındaki öğrenci sayısı yaklaşık 1 milyon 700 bin. Eğer Erdoğan’ın MESEM’de 1 milyon hedefine ulaşılırsa, o okullar ucuz çocuk işçi pazarı gibi olacak. 

‘UTANMAZLIĞI KÂĞIDA DÖKMÜŞLER’ 

Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay’a kulak veriyorum: 

“Çocuklar, kendilerini savunmalarının mümkün olmadığı, fiziksel ve psikolojik olarak dezavantajlı oldukları işletmelere itiliyor. 

Ailesi yoksul olduğu için eğitimden kopmak üzere olan çocuklara MESEM’lerle ‘Sana diploma verelim ama bir işe yara’ diye bakılıyor. İmam hatip ortaokulunda okuyan çocuklara nasıl ‘1 yıl hafızlık eğitimi al, ben onu da eğitimden sayacağım’ dendiyse meslek lisesindeki çocuklara da ‘Git çalış, biz seni okuyor sayalım’ deniyor. 

Ve biliyoruz ki çocukların işteki saatleri, protokoldeki gibi kalmıyor. Sanayideki usta ‘Hafta sonu da gel’, lokantacı ‘Bu akşam da gel, 20 lira vereyim’ dediğinde, o yoksul çocuğun ‘Hayır’ deme lüksü olmuyor. Bunu o imzaları atanlar da biliyor. Mesela MEB ile Turizm Bakanlığı’nın daha yeni imzaladığı protokolde ‘12 ay çalışılacağının’ notu düşülmüş. Evet, utanmazlığı kâğıda dökmüşler. 

Sözün özü: 1 yılda 1 milyon çocuğu sanayilere itecekler ve bunun bir toplumsal suç olduğunun idrakinde dahi değiller.” 

Kimsesizlerin kimsesiydi Cumhuriyet. Her çocuğun hayalinin gerçeğe dönebilmesinin imkânıydı. Şimdi ise o şarkıdaki gibi romanları unutan, tulumunu giyen, araba egzozunda boğulan çıraklar yaratılıyor. 


SARAY’IN İZLEME EKİBİ

Yirmili yaşlardaki cumhuriyet savcısı, Sedef Kabaş’ı tutuklatmasına gerekçe gösterdiği yayından nasıl haberdar oldu? 

Karışık bir soru mu? Açayım… 

14 Ocak: Gazeteci Uğur Dündar’ın sunduğu Demokrasi Arenası Tele1’de yayımlandı. Programın tekrarı gece saatlerinde de izleyiciyle buluştu. 

15 Ocak: Tele1 aynı programın tekrarını bu kez gündüz kuşağında ekrana verdi. 

Aradan altı gün geçti… O zamana kadar kimseden çıt yoktu. 

Ta ki… 

Tarih: 21 Ocak... 

Saat: 16.02... 

Pelikancılara yakınlığı sır olmayan Takvim gazetesinin internet sitesinde bir “haber” yayına girdi. Manşet görselinde şöyle yazıyordu: 

“Hoşt! Başkan Erdoğan’a hakaret yağdırdı… Biletini kesecek savcı aranıyor.” 

Bir süre sonra haber başlığı şuna evrildi: 

“Tele1’de Cumhurbaşkanlığı makamına ve Erdoğan’a hakaret eden Sedef Kabaş hesap verecek!” 

Takvim’le eşzamanlı şekilde sosyal medyada “Haddini bil Sedef Kabaş” etiketli mesajlar atılmaya başlandı. 

Aynı gün, saat 18.39... 

RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Twitter’dan şu mesajı paylaştı: 

“TELE1 yayın kuruluşunda, Sedef Kabaş’ın Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan, kabul edilmesi asla mümkün olmayan sözlerine ilişkin inceleme kararı alınmıştır. Konu ilk Üst Kurul toplantısında Kurul gündemine getirilecektir. Kamuoyunun bilgisine sunarız.” 

Kabaş o gece gözaltına alındı, ertesi gün de tutuklandı.  

Aradan bir gün geçti. RTÜK uzmanları pazar günü rapor hazırladı. 24 Ocak’ta ise Tele1’e verilebilecek en ağır ceza verildi. 

Şimdi… 

Tüm bu toplam kronoloji bize şunu anlatıyor: 

Program RTÜK’ün radarına yakalanmadı. Takvim’e bu yayını günler sonra manşete çektiren ve eşzamanlı sosyal medyayı, RTÜK’ü, ardından da yargıyı harekete geçiren başka bir medya izleme mekanizması var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Gündem belirleme konusunda güzel bir ivme yakaladık” sözü de bu izleme ekibinin Saray’da olduğunu düşündürüyor.

Ört ki ölem!

Yazarın Son Yazıları

Sen misin halıya boya bulaştıran!

“Kimsesizlerin kimsesiydi Cumhuriyet...

Devamını Oku
05.12.2025
Furkan ne yapacak?

Bu satırları İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önündeki bankta oturarak yazıyorum.

Devamını Oku
03.12.2025
Bakın, kimler tahliye edildi

Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık, 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden olmakla suçlandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Devamını Oku
28.11.2025
Bursa Nutku için karar anı

24 Kasım gecesi “Onlar” yayınından çıktıktan sonra bir mesaj aldım.

Devamını Oku
26.11.2025
Telefondaki notlar gerçek mi, ekleme mi yapıldı?

Kimliği belirsiz kişilerin, kimin kullandığı bilinmeyen hesabın bulunan sahibinin “itirafçı olduğuna” dair iddiaları yalanlanırken o hesabı kullanan kişi telefonundan çıkan “İtirafçı olmak istiyorum” sözünü de hatırlamadığını ileri sürdü.

Devamını Oku
21.11.2025
Sizin hiç kızınız öldü mü?

Diyelim ki beş gün boyunca uyuyorsunuz.

Devamını Oku
19.11.2025
Nedir bu ‘örgüt’ dedikleri?

Kökü “örmek” filine dayanıyor.

Devamını Oku
14.11.2025
İddianamenin rakamları

Manşetlerde rakamlar vardı: 3 bin 900 sayfa, 402 şüpheli, 143 eylem, 2 bin 352 yıl hapis.

Devamını Oku
12.11.2025
Müjde kuşu

“Maya’nın annesi ve babası...

Devamını Oku
07.11.2025
Yeni Şafak’ın dokunulmazlığı

Furkan Karabay...

Devamını Oku
05.11.2025
Üç soruda ‘casusluk’ dosyası

Yalanın gürültüsü, gerçeğin sakinliğini bastırıyor.

Devamını Oku
29.10.2025
O avukatın ölmesi mi gerekiyordu?

Görkemli cenaze törenleri düzenlemekte, hüzünlü ağıtlar yakmakta ve “Unutmayacağız” sözleri vermekte üstümüze yok.

Devamını Oku
24.10.2025
Kimler tutuklanacak?

Bugün yaşam mücadelesi veren Fatih Ürek tutuklanabilir.

Devamını Oku
17.10.2025
ABD’nin Türkiye senaryoları

Gazetelere bakıyorum...

Devamını Oku
15.10.2025
10 yılın özeti

10 Ekim 2015 sabahı, ülkenin dört bir yanından barış mitingi için gelen binlerce insan, Ankara Garı önünde toplanmış ve kortejlerini oluşturmaya başlamışlardı.

Devamını Oku
10.10.2025
Adım adım cinayet nasıl geldi?

Tarih: 17 Mayıs. Yani bundan yaklaşık 5 ay önce...

Devamını Oku
08.10.2025
'Tarihe düşülen notlar da unutuldu...'

Herkes gibi ben de o fotoğrafa uzun uzun baktım. Churchill’in şu sözü aklıma düştü.

Devamını Oku
03.10.2025
Ankara bu dosya için neyi bekliyor?

Anadolu Ajansı’nın haberini okuyorum:

Devamını Oku
01.10.2025
Emniyet’in tepesinden kritik tespitler

“Kimsenin olmadığı bir yere geçerek telefonu açık tutmanız gerekiyor.”

Devamını Oku
26.09.2025
Furkan’ın öyküsü

Griyi kendinden utandırıp öfkelendirecek kadar gri Silivri’nin kasveti, eylül ayında kendini mıh gibi hatırlatıyordu.

Devamını Oku
24.09.2025
Devletin verileri nasıl ele geçirildi?

Önce 79 kelimeden oluşan şu cümleyi okuyalım...

Devamını Oku
19.09.2025
Bu yazı da yasaklanır mı?

Sadece siyaset konuşmaktan büyük emek verilen bir raporu köşeye taşıma fırsatım olmadı.

Devamını Oku
17.09.2025
Konuşmadığımız 9 konu

Haklı olarak CHP’yi tartışıyoruz.

Devamını Oku
10.09.2025
Yok mu başka Kuzu’lar?

Gururla hep aynı hatırlatmayı yaptılar: “Türkiye, kozmik marangozu Sabah gazetesinden öğrendi.”

Devamını Oku
05.09.2025
MHP’li başkanın oğlu kaza yapınca...

“Bize çarpan araca baktım. Ancak içinde kimse yoktu. Çevrede toplananlara sorduğumda, araç sürücüsünün olay yerinden kaçtığını söylediler.”

Devamını Oku
03.09.2025
3 soruda Kapki-Birinci olayı

Özgür Özel’in dünkü açıklamalarının özeti ne?

Devamını Oku
15.08.2025
Kim bu President?

“Devletin önemli bir kademesinde iş alımlarına etki edebilecek bir pozisyonda çalışıyorum. Pek çok üst düzey bürokratlarla ilişkilerim bulunuyor.”...

Devamını Oku
13.08.2025
Tartışılan şirketin sicilindeki leke

Açıkçası unutmuştum. Bir bilişimci dostum anımsattı:

Devamını Oku
08.08.2025
E-imza skandalının perde arkası

Önce iddianamedeki şu uzun cümleyi dikkatlice okuyalım...

Devamını Oku
06.08.2025
Türkiye’den siyasetçi kaçırma planının arkasında kim var?

Sabahın erken saatleri... Otel odasındayken telefonu çaldı. Numara tanıdıktı, bir polisti, uyarısı vardı...

Devamını Oku
01.08.2025
Allah’tan değil, kameradan korkanlar

Videoyu izledik: Diyanet İşleri Başkanlığı Mekke sorumlusu Ahmet Daştanbek elindeki paraları sayıyordu.

Devamını Oku
30.07.2025
Ört ki ölem!

Gazetelere bakıyorum; “Yeşil vatan uğruna şehit oldular” yazıyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Sahi, kimler imam hatipli?

Yeni Şafak gazetesinin manşetine bakıyorum. Haber şöyle...

Devamını Oku
23.07.2025
PKK’nin şikâyet ettiği komutan

PKK’nin yayın organındaki bir haberi okurken Aldous Huxley’nin o bilinen sözü düştü aklıma...

Devamını Oku
18.07.2025
6 soruda af meselesi

Kitabın ortasından sorayım: PKK ile yürütülen süreç sonunda Türkiye’de genel af çıkar mı ve dahası bu aftan kim faydalanmaz?

Devamını Oku
16.07.2025
Altun’un yeni koltuğunun sicili

Haberi biliyorsunuz: İletişim Başkanı Fahrettin Altun görevden alındı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanlığı’na atandı.

Devamını Oku
11.07.2025
CHP’nin ‘çözüm’ süreci

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın duyurdu...

Devamını Oku
09.07.2025
Erdoğan’ı savunan hocanın ‘İmamoğlu’ arzusu

“İmamoğlu’na hukuki mütalaa için tabii ki varım. Türk demokrasisini kurtarmak için varım.” Bu sözler Prof. Dr. Doğan Soyaslan’a ait.

Devamını Oku
04.07.2025
Masadaki 17 sayfa

Günlerdir düşünüyorum: Fatih Altaylı o gün yayın yapmasaydı, yapsaydı da Emre o soruyu sormasaydı yahut sorsaydı da tarihsel gerçekleri hatırlatan yanıtlar verilmeseydi ne olurdu?

Devamını Oku
02.07.2025
Fatih Altaylı neden tutuklandı?

Lynn Hasher, David Goldstein ve Thomas Toppino...

Devamını Oku
25.06.2025