Aliye Birol
Beşir Doster
Son Köşe Yazıları

Aliye Birol

02.01.2014 03:19
Güncellenme:
Takip Et:

Öylesine etkili bir ölüm ilanıydı ki, okuduğum anda “Eyvah bu benim öğretmenim, bizim öğretmenimiz, diye haykırmak geçti içimden”; birkaç kez okudum yoğun duygular içinde…
ALİYE BİRAY
1920 doğumlu
Fizik öğretmeni
Kars Lisesi’yle başlayan görev yerleriydi kimliğiyle ilgili yazılanlar… Evet! Aliye Onkan’dı o. 1940’lı yılların ikinci yarısında Kars Lisesi’nde okuduğumuz yıllardaki fizik öğretmenimizden başkası olamazdı Aliye Biray.
Bir anda 60 küsur yıl geriye gittim. Değerli öğretmenim hakkında belleğimde kalanlarla bir şeyler yazmak, bir görev, bir zorunluluk oldu.
Sarışın, minyon, çıtı pıtı bir görünümü vardı. O yıllarda kıyasıya izlediğimiz Amerikan filmlerindeki artistlere bile benzettiğimiz olurdu. Liseye yakın geniş bir hayatın içinde otururdu annesiyle beraber. Başını bir tarafa doğru hafifçe eğer, omuzlarına dökülen saçlarıyla salınarak yürürdü. Sınıfta veya koridorda ellerini bazen önünde, bazen arkasında kenetleyerek gülümsemesi, kendisiyle ve çevresiyle barışık olmanın ötesinde bir özgüvenin göstergesiydi. Nitekim Aliye Hoca’nın yurtdışında doğup büyüdüğü ve son derece başarılı bir öğrenci olduğu söylenirdi kulaktan kulağa…
Dersi derste öğreten öğretmenlerimizdendi. Optikten mekaniğe, fizik ilminin bütün konularını beyaz tebeşirle karatahtaya yansıtırdı. Bıktırmadan, zorlamadan, sıkmadan. Özenle, dikkatle ve sıcaklıkla…
Gerek anlatımı gerek sınavı ve gerekse notu ile hiçbir yakınmamız olmamıştır. Yıllar sonra bir araya geldiğimiz ak saçlı sınıf arkadaşlarımızla Aliye Hoca hakkında hep güzellikleri konuştuk.
Cumhuriyetin o ilk kuşak öğretmenlerini, Aliye Hoca’nın şahsında saygıyla anıyorum. Onlar Anadolu Aydınlamasının öncüleri, Prometheus’larıydı. Onlar olmasaydı biz o ücra taşra şehrinde savrulup, çürüyüp, yok olup gidecektik. Onlar sadece öğrettikleriyle değil, yaşam biçimleri, alışkanlıklarındaki uygar düzeyleri ve görüntüleriyle de bize örnek oldular. O mahrumiyet bölgesinde yaşamanın rengini, içeriğini, anlamını gösterdiler, anlattılar.
Biz onlara ne 24 Kasım çiçekleri ne de Öğretmenler Günü hediyeleri verebildik. O nedenle onlara hep borçlu olduk, hep borçlu kaldık.
Ölümünü bir gazete ilanından öğrendiğim değerli öğretmenim Aliye Biray’ı (Onkan) saygıyla anıyorum. Işıklar içinde yatsın. Yakınlarına sabırlar diliyorum.
Bu yazı, okurlara kendilerinde iz bırakan öğretmenlerini hatırlatırsa amacına ulaşmış olacaktır.