Bu “Hüzünlü Öykü”nün ibretlik kronolojisini Zülâl Kalkandelen ile birlikte yazdığımız “Devrim ve Karşı Devrimin Yüzyılı”ndan özetleyerek aldım.
1991 YILI
4 Eylül HEP, iki yıl önceki seçimlerde birinci parti olan ve iktidar olması beklenen SHP ile anlaşarak seçimlerde işbirliği kararı aldı.
“HÜZÜNLÜ ÖYKÜ” BAŞLADI:
20 Eylül PKK, Mardin Vali Konağı’na roket attı; ölen ya da yaralanan olmadı.
10 Ekim İstanbul Bahçelievler ve Pendik’te iki polis aracı tarandı; 4 polis ve bir bekçi şehit oldu.
13 Ekim MİT Eski Müsteşarı Emekli Orgeneral Adnan Ersöz öldürüldü. Saldırıyı Dev-Sol üstlendi.
19 Ekim PKK tarafından kaçırılan 7 asker serbest bırakıldı.
20 Ekim Erken genel seçimler yapıldı. DYP birinci, ANAP ikinci oldu, İki yıl önce, 1989 yerel seçimlerinde birinci parti olan SHP, Kürt politikacılara milletvekili kontenjanı vermesinin bedelini üçüncü sıraya düşerek ödedi ve tek başına iktidar olma şansını kaybetti. DYP 178, ANAP 115, SHP 88, RP 62, DSP 7 milletvekili çıkardı. Bir Kürt Partisi ilk kez SHP kontenjanından TBMM’ye girdi.
25 Ekim SHP’den seçilen 19 HEP kökenli milletvekili, SHP’den ayrılmayacaklarını açıkladı.
400-500 kişilik PKK’li terörist grubu, Hakkâri’nin Çukurca ilçesinde Çınarlı ve Çayırlı köylerini basarak iki sınır karakoluna roketatar ve top mermileriyle saldırdı. 17 er şehit oldu. Saldırıdan sonra TSK, Irak’a sınırötesi operasyon gerçekleştirdi.
28 Ekim İslami Cihat Örgütü, Ankara’da iki bombalı saldırı düzenledi; bir Amerikalı subay öldü, Mısırlı bir diplomat yaralandı.
TSK’nin sınırötesi operasyonu geçici olarak durduruldu.
6 Kasım TBMM’deki yemin töreninde SHP milletvekilleri Hatip Dicle ve Leyla Zana’nın Türkçe yemin dışında Kürtçe olarak ek sözler söylemeleri tartışma yarattı. SHP Genel Başkanı Erdal İnönü, Dicle ve Zana’nın partiden istifa etmelerini istedi.
5 Aralık Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan Güreş ve komutanların İstanbul’da içtikleri kahvede zehir olduğu saptandı. Olayı PKK üstlendi.
24 Aralık Kulp ve Lice’de PKK militanlarının cenazesine asker müdahale etti; 3’ü asker 12 kişi öldü.
25 Aralık Bir grup, Bakırköy’de “Yaşasın Kürdistan” diye bağırarak mağazalara molotof kokteyli attı. Olağanüstü Hal Bölge Valisi Necati Çetinkaya’nın kardeşinin mağazasında çıkan yangında 11 kişi öldü.
Şırnak’ın Dereler köyü yakınlarındaki Jandarma Komando Birliği, PKK tarafından basıldı. İki asteğmen, bir astsubay ve altı er şehit oldu.
1992 YILI
16 Ocak HEP kökenli Hatip Dicle ve Leyla Zana, Sosyal Demokrat Halkçı Parti’den istifa ettiler.
25 Ocak PKK’nin Galleria ve Kapalıçarşı’ya koyduğu bombalar patladı, 1 kişi öldü 18 kişi yaralandı.
6 Şubat İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemeleri Başsavcısı Yaşar Günaydın ile koruması ve şoförü silahlı saldırı sonucu öldürüldü.
9 Şubat Fenerbahçe Orduevi’ndeki patlamada 4’ü asker 8 kişi yaralandı.
15 Şubat Mardin’in Aytepe, Yardere ve Ahmetli köylerine jandarma operasyon düzenledi; yaşları 10 ila 20 arasında değişen 6 kişi öldü, 5 kişi de yaralandı.
20 Şubat İstanbul Ticaret Odası’na çanta içinde bırakılan saatli bombanın patlaması sonucu bir kişi öldü, 16 kişi yaralandı. Olayı PKK üstlendi.
26 Şubat: Azerbaycan’ın Hocalı kentinde Ermeni gruplar 613 Azeriyi öldürdü.
1 Mart İstanbul Kuledibi’ndeki Neve Şalom Sinagogu’na bombalı saldırı yapıldı. Olayda bir kişi yaralandı.
7 Mart İsrail Büyükelçiliği koruma amiri Ankara’da otomobiline konan uzaktan kumandalı bombanın patlaması sonucu öldü.
9 Mart Türk savaş uçakları Irak’ın Kuzeyinde iki PKK kampını bombaladı.
19 Mart Cizre’de iki korucu ağızlarına para tıkılmış olarak elektrik direklerine asılmış bulundu. Bunun üzerine Dargeçitte güvenlik güçlerinin yaptığı operasyonda 14 kişi öldürüldü.
21 Mart Nevruz kutlamaları sırasında Güneydoğuda, kadın ve çocuklar da dahil 57 sivil öldü.
22 Mart Mardin’in Nusaybin ilçesindeki olaylarda 10 kişi, Yüksekova’daki çatışmalarda 5 kişi öldü. PKK, Şırnak’a roketle saldırdı.
23 Mart Şırnak’ta PKK ile güvenlik güçleri arasındaki çatışma 20 saat sürdü.
31 Mart HEP kökenli 14 milletvekili, SHP’den istifa etti. VE “HÜZÜNLÜ ÖYKÜ” BİTTİ! (Mİ?)
***
Bu “Hüzünlü Öykü”nün kronolojisini, etnikçilik üzerinden kin ve nefretle yapılan eylem ve söylemlerin, Erdal İnönü’nün, benim de desteklediğim, “Demokratik Siyasal Çabaları”nı nasıl baltaladığını göstermek için anımsattım.