Nice’te beklenen oldu ve Milli Futbol Takımı İspanyollarla oynadığı Avrupa Şampiyonası grup maçını 3-0 kaybetti. Milliler ilk iki maçı yitirdiği için artık tüm gözler 3. maça çevrildi. 21 Haziran’daki Çek maçı bir üst tura geçmede etkili olacak. Çünkü gruplardaki üçüncüler arasından da bazılarının üst tura çıkma şansı var.
Nice’te dün akşam yapılan maç harika bir havada ve muhteşem bir atmosferde oynandı. 35 bin kişilik Nice Stadı tıka basa doluydu.
BBC futbol uzmanı Mark Lawrenson, Türkiye- Hırvatistan maçının sonucunu “Türkiye 2-1 kaybeder” diye tahmin etmişti. Sonuç 1-0 oldu. Sonuçta tahmini tek farklı mağlubiyet olarak tutturdu. Türkiye-İspanya maçının sonucu için ise “2- 0 İspanya alır” demişti. Tahmini yine tutmadı, sonuç 3-0 oldu.
Maçın favorisinin İspanya olduğu açıktı. Ancak futbolun en güzel yanı, tahminlerin zaman zaman yanılması.
İşte dünkü maça bu düşüncelerle ve umutlu başladık. Milli Takım’ın mucize yaratacağını düşünerek Nice Stadı’na geldik. Maçı izlediğimiz gazeteci grubu içinde de Türkiye’ye kayıtsız şartsız güvenenler de vardı, ihtiyatlı olanlar da, mağlubiyet diyenler de...
Sonuçta İspanyolların parasal değer olarak da futbol kalitesi olarak da Türk takımından ne kadar üstün olduğu malum. Bizi tek şaşırtabilecek gerçek, belki İspanya’yı çalıştıran Del Bosque olabilirdi. Kendisi uzun yıllardır hep İspanya’yı çalıştırır, dünya şampiyonlukları bile aldı ama aynı Del Bosque, Beşiktaş’ta hiç dayanamadı. Kısa sürede ve adeta kovulurcasına Türkiye’den ayrıldı.
Ama tüm bunlara rağmen İspanya, dün yine çok başarılıydı. Millilerimiz ise Hırvatistan’la oynanan ilk maçtaki dağınık hali biraz atmış olsa da galibiyet sağlayacak ortam bulamadı.
Bundan sonra ne olacak derseniz... Bu tür şampiyonaların güzel yanları ülkelerin temsil edilmesidir. Her ülkeden taraftar grupların şampiyona düzenlenen ülkede bir araya gelmesi, bir şenlik görünümü sergilenmesi zaten yeter.

Terim’e koştu!
Dün İspanyollar 2. golü attıktan hemen sonra bir taraftar sahaya girdi, doğruca Fatih Terim’in bulunduğu yedek kulubesine yoneldi. Siz TV’de gördünüz mü billmiyorum ama iki guvenlik gorevlisi fırlayıp Türk taraftarı hemen yakaladı. Taraftarın Terim’e iyi niyetle gittiğini ve gül vereceğini sanmıyorum. Kısaca bir saldırı önlenmiş oldu. Sonuçta futbol profesyonel bir oyun. Oynayana da antrenöre de yöneticisine de reklamcısına da reklam verene de çok ciddi paralar kazandırıyor. Paranın konuştuğu profesyonel bir ortamda oyunun kahramanlarının da profesyonel davranmaları beklenir. Bu sadece Terim için değil, futbolcular için de geçerli. Şimdi gözler son maçta. Acaba milliler son maçta Çekleri yenip bir mucize yaratabilir mi? Olabilir. Neden olmasın? Milli Takım’ın zaten Fransa’daki finallere katılması bir mucize sonucu gerçekleşmişti, ‘Onbinde bir gerçekleşti’ diyordu futbol uzmanları. Millilerin Çekleri yenerek en iyi grup üçüncüleri arasına girmesi ihtimali galiba onbinde birden daha kolay bir ihtimal.
Ama bu bile gerçekleri değiştirmez. Türkiye bir üst tura çıksa da ‘tutunamaz’ diyor otoriteler. Siyasette şöyle bir deyim vardır. Galiba Demirel’e sorarlar, “Efendim yeni Cumhurbaşkanı seçildi, sizce ne yapabilir?” diye.
Yanıtı basittir: “Şimdiye kadar ne yaptıysa onu yapar” der...

DAMAT MI SALDIRDI?
*Maçın farklı kaybedilmesi, localarda olay çıkardı. Bir grup gazetecinin bulunduğu locadan farklı yenilgi sonrası Millilere ‘bravo’ diye bağırılması üzerine milli takım formalı bir Türk, gazetecilerin üzerine yürüdü. Bu kişinin Fatih Terim’in damadı olduğu iddia edildi.