İktidar umudunu Kılıçdaroğlu’nun yıpratılmasına bağlamış görünüyor

İktidar umudunu Kılıçdaroğlu’nun yıpratılmasına bağlamış görünüyor

12.04.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Erdoğan/AKP iktidarı seçim konusunda tam bir çıkmazın içinde:

Birinci olarak Cumhur İttifakı hâlâ Cumhurbaşkanı adayını açıklayamadı.

Ama sürekli olarak “Millet İttifakı adayını açıklasın” diyor.

Cumhur İttifakı’nın adayı konusunda dedikodular çeşitli:

Kimileri, Erdoğan kaybedeceği seçime girmez. Kaybedeceği kesin. Aday olmayabilir” diyor.

Kimileri, “AK Parti diye bir parti yok ki, tamamen Erdoğan’ın liderliğine bağlı bir örgüt. Adayları mutlaka Erdoğan’dır” diye iddialı konuşuyor.

Kimileri, Bahçeli adaylarının Erdoğan olduğunu açıkladı ya, daha ne istiyorsunuz?” diyor.

Kimileri, Erdoğan’ın üçüncü kez Cumhurbaşkanlığına adaylığı, kendi yaptıkları Anayasa’ya bile aykırı. Aday olursa, Anayasa’ya aykırı olur. İptal edilme olasılığı var” diyor.

Ayrıca kimileri de sağlık sorunlarını ileri sürerek Erdoğan’ın aday olmayabileceğini ileri sürüyor.

Ben şahsen, Erdoğan’ın bütün yasal ve anayasal engellere karşın aday olacağını, üstelik, haksız ve hukuksuz bir biçimde de olsa, tarafsızlığını filan hiç düşünmeden, Cumhurbaşkanlığı yetkilerinin tümünü, bu seçimlerde de sonuçların meşruiyetini sakatlamak pahasına, çatır çatır kullanacağını düşünüyorum.

Bence muhalefet şimdiden, Cumhurbaşkanının yetkilerini kötüye kullanmasına karşı önlemlerini almaya başlamalıdır.

***

Cumhur İttifakı’nın ikinci çıkmazı seçimlerin tarihi konusunda görünüyor:

Başta ekonomik kriz ve geçim sıkıntısı olmak kaydıyla, ülke, her konuda tam bir çıkmaz içinde.

Üstelik, durumun düzeleceğine ilişkin hiçbir işaret de yok.

Bu konuda üç seçenek var:

Birincisi, durum daha da kötüleşmeden, hemen, erken veya baskın seçimlere gitmek.

İkincisi, hemen ve baskın seçimler de yapılsa, kazanma olasılığı yok. Dolayısıyla, seçimleri normal tarihinde yapalım, o zamana kadar da yandaşlarımıza biraz daha kaynak aktarırız anlayışına dayalı olan karar.

Üçüncüsü, Demokrasiye, Hukuk Devleti’ne ülkenin Çok Partili Rejim Geleneklerine bütünüyle aykırı bir olasılık:

Herhangi bir bahaneyle (uydur uydur söyle; savaş, pahalılık, pandemi, vs.) seçimi ertelemek.

Bu yazıda bu olasılıkları da irdelemek niyetinde değilim.

Bu yazıdaki amacım, kendi başarısızlıklarından dolayı yenilecek olan bu iktidarın, yanlış politikalarını değiştirmek yerine, Millet İttifakı’nı çatlatmaya ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı adayı olacağı belli olan Kılıçdaroğlu’nu yıpratmaya yönelik çabalarının boşunalığına işaret etmek.

***

İktidar, Millet İttifakı’nı, Demokrasi Cephesi’ni ve Kılıçdaroğlu’nu yıpratmak için şu yöntemleri kullanıyor:

1) Aşırı dinci ve aşırı milliyetçi eylem ve söylemlerle, ırk, milliyet, din ve mezhep kimliklerini, nefret söylemlerini pompalıyor.

2) Pompaladığı kimlik siyasetleri üzerinden sürekli olarak Atatürk’e ve Laikliğe saldırarak CHP’yi yeterince Atatürkçü ve laik olmamakla ya da tam tersine, “Jokoben” gibi, “Laikçi” gibi abuk sabuk sıfatlarla suçlayabileceği bir mindere çekmeye çalışıyor.

3) Altılı İttifak’ın bence fazla bile ayrıntılı olan bildirisini yok sayıyor. İttifak’ı sanki hiçbir şey yapmayacaklarmış, hiçbir hazırlıkları yokmuş gibi suçluyor.

4) Kılıçdaroğlu’nu yıpratmak için,

a) Yeterince sert ve kararlı olmadığını, beceriksiz olduğunu vurguluyor.

b) Sürekli olarak, başka isimleri gündeme getirerek Kılıçdaroğlu’nun adaylığını zayıflatmaya çalışıyor.

c) CHP ile öteki beş sağ kökenli parti arasındaki farklılıkları kaşıyor.

***

Peki bu çabalar niçin boştur?

1) Çünkü “Altılı Millet İttifakı” bir gecede oluşmamış, Kılıçdaroğlu’nun yıllarca süren çabaları ile inşa edilmiştir.

2) Bu İttifak’ın ve Demokrasi Cephesi’nin başarısı 2019 yerel seçimlerinde, özellikle de İstanbul ve Ankara’da kanıtlanmıştır.

3) Bu seçim ve seçimden sonra yapılacaklar programı, Demokrasi üzerine dayalıdır.

Kılıçdaroğlu’na yöneltilen bütün uzlaşmacılık ve yumuşaklık eleştirileri, bu yeni dönemde yeniden kurulacak olan “Güçlendirilmiş Parlamenter Rejim”de, icrai yetkileri sınırlandırılmış olan Cumhurbaşkanlığı makamına uygun bir politikacı olduğuna işaret etmektedir.

Bir başka deyişle, bugüne kadar Kılıçdaroğlu’na yöneltilen “uzlaşmacılık”, “yumuşaklık” gibi eleştiriler, bugünden sonra onun avantajları haline gelmiştir.

***

Kılıçdaroğlu ve Erdoğan konusunda son bir not, partilerin ve liderlerin yükseliş ya da düşüş trendlerinde olmaları açısından belirtilmelidir:

Kılıçdaroğlu yükselen trendin lideridir. Ne saldırı yapılırsa yapılsın, hepsi, kazanç hanesine kaydedilecektir.

Erdoğan düşüş trendindeki liderdir. Ne yaparsa yapsın, hepsi zarar hanesine yazılacaktır.

Yazarın Son Yazıları

Mezhepçilik ve tarikatçılık da demokratik rejim düşmanlığıdır!

Dün Etnikçiliğin Demokratik Rejim karşıtlığını (düşmanlığını) yazmıştım.

Devamını Oku
05.12.2025
Etnikçilik demokratik rejimi yıkar!

Etnikçilik, insanların tarih boyunca sahip oldukları Aile, Aşiret, Din, Mezhep, kimlikleri üzerine, Endüstri Devrimi’nin getirdiği “Ulusal” ya da “Milliyetçi” kimliğin, Totaliter bir anlayışla istismar edilmesinden kaynaklanan Faşist bir ideolojidir.

Devamını Oku
04.12.2025
Siyasette Stockholm Sendromu

CHP Genel Başkanı Özgür Özel Kurultay konuşmasında, “Stockholm Sendromu” anımsatmasını yapmadan önce, İktidarın, “Terörsüz Türkiye” sloganı bağlamında başlattığı “Sürecin” bütün çelişkilerini vurgulayan bir konuşma yapmış.

Devamını Oku
02.12.2025
Darağacı edebiyatı ve terör gölgesinde yeni yargı paketi

25 Kasım 2025 tarihinde MHP lideri Devlet Bahçeli TBMM Meclis Grubu konuşmasında şöyle demiş...

Devamını Oku
30.11.2025
Faşistliğin dini mezhebi ırkı milliyeti yoktur

Faşizm ve Faşistlik, gerek Rejim gerek Kişilik yapısı olarak Demokrasi ve Demokratlık karşıtlığıdır.

Devamını Oku
28.11.2025
İki hukuk profesörü konuşurken...

“Anayasa”, “Hukuk” ve “Yargı” bir devletin omurgasıdır..

Devamını Oku
27.11.2025
CHP’nin savunması için Okkam’ın usturası!

“Okkam’ın Usturası” bir önermedir:

Devamını Oku
25.11.2025
Çıldırtan çelişki!

Emperyalizmle işbirliği yapan İktidar: “Barış” sloganı ile halkı aldatarak...

Devamını Oku
23.11.2025
CHP, kendisini ve demokrasiyi etnikçiliğe kurban edemez!

Emperyalizm ve İktidar ittifakı, hem dıştan hem içten son derece güçlü bir biçimde çeşitli baskılar uygulayarak, Türkiye’yi, “Ortadoğu Bataklığında” parçalanarak boğulacağı bir “Sürece” sürüklüyor!

Devamını Oku
21.11.2025
'Kişiye özel rejim' önerisinin çıkmazı

Devlet Bahçeli aynı anda üç öneride bulundu...

Devamını Oku
20.11.2025
Atatürk üzerine birkaç kitap

Son zamanlarda, Atatürk’e, İstiklâl Savaşı’na ve Cumhuriyet Dönemi Tarihi’ne ilişkin saldırılar, saptırmalar ve iftiralar çok artınca, bu konulardaki gerçek tarih araştırmaları, kitapları da çoğaldı.

Devamını Oku
18.11.2025
İddianame, devlet yönetimine yansıtıldığında?...

Cuma günkü yazımı şöyle bitirmiştim...

Devamını Oku
16.11.2025
Başarılı politikacılık ve avukatlık suçlanınca?...

Lafı dolandırmaya gerek yok...

Devamını Oku
14.11.2025
İddianame, Atatürk, Haberal ve umut!

Bugünlerde, tam 10 Kasım Atatürk’ü anma törenlerinin ertesi günü açıklanan...

Devamını Oku
13.11.2025
Atatürk: İki yalan dört düşman

Dün Atatürk’ü andık; bu vesileyle, bugün, Atatürk konusundaki çok önemli iki yalana ve dört düşmana değinmek istiyorum.

Devamını Oku
11.11.2025
İkinci Silivri trajedisinde anayasa ihlalleri

“Birinci Silivri Trajedisi Dönemi”, Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanlığından ayrılma zamanı olan Haziran 2007 tarihinde başladı.

Devamını Oku
09.11.2025
İktidarın çelişik operasyonları

İktidar, “Demokratik Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ni tanımlayan Anayasa’ya Cumhuriyet rejimine aykırı ve birbirlerine ters birkaç operasyonu aynı anda yapıyor ve böylece zaten düşmekte olan seçmen desteğini iyice kaybediyor.

Devamını Oku
07.11.2025
Casusluk tartışması tırmanıyor

Ekrem İmamoğlu, Necati Özkan ve Merdan Yanardağ’a yapılan “Casusluk suçlaması” akıllara derhal FETÖ’nün Türk Silahlı Kuvvetlerini ele geçirmek için “Birinci Silivri Trajedisi” bağlamında yaptığı “Casusluk” suçlamalarını ve yine FETÖ’nün “Kozmik Oda”ya girişini ve oradaki bilgilerin yurtdışına sızdırılışını anımsattı!

Devamını Oku
06.11.2025
Casusluk bahane hapis ve kayyım şahane

24 Ekim 2025 Cuma sabahı Merdan Yanardağ “Casusluk” suçlamasıyla göz altına alındı.

Devamını Oku
04.11.2025
İntihar ve çöküş (3) Anomi ve anarşi

Önce kavramları tanımlayalım: Anomi: Kuralsızlık. Anarşi: Devlet otoritesinin yokluğu.

Devamını Oku
02.11.2025
Bir iktidarın intiharı (2)

Dünkü yazıdan devam: Önce bir iktidarı intihara sürükleyen beş temel belirleyiciyi anımsayalım...

Devamını Oku
31.10.2025
Bir iktidarın intiharı (1)

Bir iktidar ne zaman çöküşe yönelir, intihar eder?

Devamını Oku
30.10.2025
Cumhuriyetin koruyucusu AYM! (mi?)

Yarın CUMHURİYET Bayramı.

Devamını Oku
28.10.2025
Abdülhamit’in ulu hakanlığı ve Yanardağ’a casusluk suçlaması

İktidar, medyayı ve yargıyı da etkisine alarak hem güncel hem de tarihsel gerçekleri saptırmaya, kendi ideolojisine uygun bir tarih ve var olmayan bir güncel dünya imgesi yaratmaya çalışıyor...

Devamını Oku
26.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti? (2) Ültimatom

Dünkü yazımda, İngiltere tarafından, Abdülhamit’in yardım isteği üzerine kendisine verilen ültimatomdan söz etmiştim.

Devamını Oku
24.10.2025
Abdülhamit Kıbrıs’ı nasıl kaybetti?

Emekli Büyükelçi Süha Umar, dün Cumhuriyet’teki köşesinde, Kıbrıs seçimleri konusunda, benim görüşlerimle de aynı çizgide olmalarından memnuniyet duyduğum çözümlemelerini şu sözlerle bitirmişti...

Devamını Oku
23.10.2025
Kıbrıs seçimleri üzerinden tehdit mi?

Türkiye’de de Kıbrıs’ta da seçmenin bu İktidardan bıktığı anlaşılıyor.

Devamını Oku
21.10.2025
Faşizmle mücadelede dokuz ilke! Ne yapmalı (6)

Otoriterlikten totaliterliğe giden İktidar, yaşam biçimlerimizi de tehdit eden ve yeni cezalar oluşturan 11. Yargı Paketi’ni hazırlarken...

Devamını Oku
19.10.2025
Seçime doğru uygulama önerileri: Ne yapmalı? (5)

1) Ana stratejinin “Millet İradesi”nin gerçekleştirilmesi için, eşit, adil ve şeffaf bir seçim hedefine yönelik olduğu asla unutulmamalıdır.

Devamını Oku
17.10.2025
Boş tencere dolmalı, dayak durmalı! Ne yapmalı (4)

İnsanlık tarihi iki kavgadan oluşur: Birinci kavga ekmek kavgasıdır...

Devamını Oku
16.10.2025
Ortadoğu’daki gelişmeler bağlamında ne yapmalı? (3)

Bu yazı yazılırken Hamas ile İsrail arasında rehine takası yapılıyor ve hem Dünya’da hem Ortadoğu’da barış sesleri duyuluyordu.

Devamını Oku
14.10.2025
Ne yapmalı? (2) CHP’ye eleştiri ve destek!

Cuma günkü “Yedi Düvel’e Karşı...” başlıklı yazımda “Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti olan Cumhuriyet Rejimi’mizi iç ve dış saldırılara karşı nasıl koruyacağız?”

Devamını Oku
12.10.2025
‘Yedi düvel’e karşı nasıl direneceğiz? (1)

Önce yazımın başlığını açıklayayım: “Yedi düvel”, “bütün devletler, herkes, bütün dünya” anlamında kullanılan bir deyimdir.

Devamını Oku
10.10.2025
Nadir elementler, emperyalizm ve ‘ileri demokrasi’

Emperyalizmin araçları, dostları ve düşmanları nelerdir, kimlerdir?

Devamını Oku
09.10.2025
‘İleri demokrasi’: Yine ve yeniden

Cumhuriyet’in dünkü manşeti, CHP’nin Abant toplantısından sonra, Gökhan Günaydın’ın “Merkez parti olma kimliğimiz giderek oturuyor” demesi üzerine “CHP merkez parti oluyor” biçimindeydi.

Devamını Oku
07.10.2025
‘Meşruiyet’in iç ve dış kaynakları (5)

Bugüne kadar “Meşruiyet” kavramının iç kaynakları üzerinde durdum.

Devamını Oku
05.10.2025
Meşruiyet kaynağı olarak Anayasa Mahkemesi ve bağımsız yargı (4)

İsrail’in, Gazze’ye giden Sumud (Direniş) Filosuna karşı giriştiği “Gayri Meşru” müdahale sürerken Trump, bizim Cumhurbaşkanımıza “Meşruiyet” desteği vereceğini belirtti.

Devamını Oku
03.10.2025
Meşruiyet Gazze’de mi seçimde mi (3)

Önce “Meşruiyet” kaynağı olarak Gazze: Trump 25 Eylül’de Erdoğan ile görüştü.

Devamını Oku
02.10.2025
Meşruiyet üzerine (2) Adil ve serbest seçim

Bir iktidarın meşruiyetinin iki kaynağı vardır: Anayasa ve seçim. Meşruiyet Üzerine (1) başlıklı yazımda, Anayasa üzerinde biraz durmuştum.

Devamını Oku
30.09.2025
Meşruiyet üzerine düşünceler (1) Ana Kavramlar

ABD’nin Türkiye Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, 24 Eylül’de New York’ta bir panelde Cumhurbaşkanı Erdoğan ve “Meşruiyet” ile ilgili olarak tartışmaya yol açan bir ifade kullanmıştı.

Devamını Oku
28.09.2025