İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!
Enver Aysever
Son Köşe Yazıları

İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

22.03.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

İstanbul Sözleşmesi kadın mücadelesinin haklı zaferiydi. O günün koşullarında buna “eyvallah” denmesi tamamen siyasal manevraydı, öteden beri gördüğümüz günü kurtarma tutumuydu. Ortadan kaldırılmasına şaşırmadım. Kadın mücadelesi daha da güçlenecektir.

Kararname ile iptal edilmedi anlaşma. Kararname cumhurbaşkanına yetki verdi, o yetkiyle iptal yapıldı. Yani Erdoğan kendine yetki verdi. Öteden beri inatla dillenen “tek adam” düzeninin somut göstergesidir bu.

***

Bizde kadın hareketinin kökü eskiye dayanır, sağlamdır. Osmanlı’da güçlü kadın hareketi vardı, Cumhuriyette de varlığını korudu, dirençle haklarını elde ettiler. Mustafa Kemal bu hakların tanınmasını sağladı. Devrim bu yolla taçlandı. Kadın varlığı önemli sıçrama yaptı, İslam coğrafyasında olduğumuz düşünülürse büyük iştir. Hem mücadele verenler hem de bunu tanıyan önder, saygıyı fazlasıyla hak ediyor.

İstanbul Sözleşmesi’nin “Türk aile yapısına uymadığı” gerekçesiyle iptali ya da çekilme kararı şu soruyu gündeme getiriyor: “Türk aile yapısı nasıldır?”, “Herkes aile deyince aynı tarifi yapıyor mu?”, en önemlisi “Kadın hakları ile aile arasında ne türden bağ vardır? Kadın ve aile neden hep iç içe olmak zorunda, erkek için geçerli olmayan bu algı, neden kadın için geçerli?” Yanıtını bildiğimiz sorular elbette.

***

Boşanmış, yalnız olmayı seçen, sevgilisiyle birlikte yaşayan kadınlara bu toplumda yer yoktur. Karar ideolojiktir. “İdeolojilerin sonu, tarihin sonu” safsatasının nerelere dek geldiğini gördük. Kadını anne olarak sadece aile içinde görmek isteyen anlayış, tüm kadın mücadelesine meydan okuyor. Tuhaf olan şudur: kadınların kazanımları tümü içindir. Meseleyi salt başörtüsü tartışmasına indirgeyerek iktidar olanlar, şimdi kendilerini buraya taşıyanlara da ihanet ediyor.

Şu halde bütün kadınlar aynıdır, benzer yerden dünyaya bakar söylemi de yanlıştır. Kendini bu düzene mecbur ya da ait hisseden kadın ile özgürlük, eşitlik, sınıf savaşı veren aynı değildir. Sınıfsal tartışmaları yok sayanlar bir kez daha gördü ki toplumda kadın olmak, ikinci sınıf olmak anlamına gelir. İşçi kadın olmak çok daha altta bir yerdedir.

Kadın hareketinin yaygınlaşması, tüm kadınların duyarlı olması önemlidir kuşkusuz. Şiddet varsıl yoksul tanımıyor. Ancak yerli yerinde sınıfsal mücadele ile desteklenmezse topal kalır. İktisadi güçsüzlük kadınların elini koluna bağlıyor. Hedefsiz kavgayı her zaman piyasacılık kazanır. O piyasa en çok kadını, kadın işçiyi ezer, sömürür. Buraya elbette tüm “öteki”leri eklemek gerekir. Kadın hareketi tüm “öteki”ler için öncüdür.

***

Gelelim işin en önemli yanına, erkekler ne yapmalı, ne yapacak? Ekranlardaki tartışmalara bakıyorum, kadın tartışmasını erkekler yürütüyor. Olumlu, iyi niyetli olsalar bile bu kabul edilemez. En azından bu süreçte, konunun açılacağını bilen erkek konuşmacı yayına çıkmamalıdır. Sorunu kadınların tartışması, anlatması gerektiğini söylemelidir. Programı yapan kadın sunucular da erkekler yerine hemcinslerini öne çıkarmalıdır.

Esas mesele erkeklerin “İstanbul Sözleşmesi” ile kendi haklarının da savunulduğunu görmesidir. Her gün kadınların dövüldüğü, öldürüldüğü coğrafyada, kadınlar haklı olarak “erkek katiller” demektedirler. Söylemde kadın hakları savunur gibi görünmekle samimi mücadele verenler arasında turnusol, İstanbul Sözleşmesi’dir.

***

Erkekler şunu anlamalıdır, kadınların bizim aklımıza ihtiyacı yok; bizim yol göstermemize, tepeden bakar kibirli söylemlerimize tahammülleri hiç yok! Eğer destek olacaksak arkada durmayı bilmeliyiz, aldıkları kararları desteklemeliyiz, aksi halde işlenen her cinayetin azmettiricilerinden biri oluruz. Açıktır bu.

“Kadın çiçektir, böcektir”, “kadınlar başımızın tacıdır” türü söylemler işi sulandırmaktadır, hiçbir anlamı yoktur, kadınlar bu cümlelere tepkilidir. Kadını eşit birey olarak görmemenin bahanesidir.

***

Her kadını kutsayacak kadar ahmak değilim elbette. Tansu Çiller’le Behice Boran’ı eşitleyecek halim de yok. Zaten Çillergiller’i, TÜSİAD’çıları bu mücadele içinde göremezsiniz.

Şunu da öğrenelim artık kadınlarıMIZ diye cümle kurulamaz. Kadın demek ayıp ya da suç değildir, esas sorunlu söylem “bayan” sözcüğüdür. Çabalayalım insan öğrenebilen bir varlık!

Yazarın Son Yazıları

Cumhuriyet okuruna veda

Ustam Feridun Benden aradı “Altmış yıldır Cumhuriyet okuruyum, gazetenin sahibi sayılırım.

Devamını Oku
05.04.2021
İflas

İflas

Devamını Oku
25.03.2021
İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

İstanbul Sözleşmesi erkekleri de yaşatır!

Devamını Oku
22.03.2021
Vicdan terazisine güvenmek

Ahmet Oktay gazeteciliği bırakıp zamanının tamamını edebiyata vermişti; söyleşirken “Günlük meseleler hep yazmaktan çaldı” dedi.

Devamını Oku
18.03.2021
12 Mart’ı doğru okumak

12 Mart’ı doğru okumak

Devamını Oku
15.03.2021
Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Yeni Türkiye’de makbul vatandaş kimdir?

Devamını Oku
08.03.2021
‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

‘Ne yapmalı’ sorusuna yanıt!

Devamını Oku
04.03.2021
Grev

Grev

Devamını Oku
01.03.2021
İçindeki faşisti sustur!

İçindeki faşisti sustur!

Devamını Oku
18.02.2021
Sürü gururuna kapılmak!

Sürü gururuna kapılmak!

Devamını Oku
15.02.2021
Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Uzaya gitmek mi zor, anayasa yapmak mı?

Devamını Oku
11.02.2021
İstifa istemek demokratik haktır!

12 Eylül faşizminin güler yüzlü kahramanı Özal, ülkenin okuryazarlarını içeri tıkan darbenin ardından meydanı boş bulmuştu.

Devamını Oku
08.02.2021
İnsan olan boyun eğer mi?

İnsan olan boyun eğer mi?

Devamını Oku
04.02.2021
Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Kılıçdaroğlu haklı mı, haksız mı (!)

Devamını Oku
01.02.2021
Yeni Türkiye’nin elçisi!

Yeni Türkiye’nin elçisi!

Devamını Oku
28.01.2021
Hayat damarları kesilmiş ülke

Hayat damarları kesilmiş ülke

Devamını Oku
25.01.2021
Tek kale demokrasi oyunu

Tek kale demokrasi oyunu

Devamını Oku
21.01.2021
Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Kar, pisliğin üstünü örter mi?

Devamını Oku
18.01.2021
Her yönüyle düşkünler toplumu!

Her yönüyle düşkünler toplumu!

Devamını Oku
14.01.2021
Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Kurtarıcılardan kurtulmak lazım!

Devamını Oku
11.01.2021
Boğaziçi rektörsüz de olur!

Boğaziçi rektörsüz de olur!

Devamını Oku
07.01.2021
Neye şaşırdınız ki?

Neye şaşırdınız ki?

Devamını Oku
04.01.2021
Tuz koktuktan sonra!

Tuz koktuktan sonra!

Devamını Oku
31.12.2020
Yobazın duası kabul olur mu?

Yobazın duası kabul olur mu?

Devamını Oku
28.12.2020
Değişim hamaseti!

Değişim hamaseti!

Devamını Oku
24.12.2020
Kullar ve yurttaşlar!

Kullar ve yurttaşlar!

Devamını Oku
21.12.2020
Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Sınıf bilinci yoksa kuru ekmek bile yok!

Devamını Oku
17.12.2020
Modern gericilik!

Modern gericilik!

Devamını Oku
14.12.2020
Paranın dini imanı

Paranın dini imanı

Devamını Oku
03.12.2020
Katar’a devredilen ülke!

Katar’a devredilen ülke!

Devamını Oku
30.11.2020
Cin, cemaat, cehalet!

Cin, cemaat, cehalet!

Devamını Oku
26.11.2020
Ve Arınç yeniden sahnede!

Ve Arınç yeniden sahnede!

Devamını Oku
23.11.2020
Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Ağzının tadı ne zaman kaçacak kardeşim?

Devamını Oku
19.11.2020
Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Saray dalkavuksuz, entrikasız olur mu?

Devamını Oku
16.11.2020
Bir kira, bir yuva

Bir kira, bir yuva

Devamını Oku
12.11.2020
Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Bir ‘ABD’ Doları kaç ‘Türk’ Lirası!

Devamını Oku
09.11.2020
Kapitalizmin tanrısı!

Kapitalizmin tanrısı!

Devamını Oku
05.11.2020
Enkaz!

İzmir deprem haberi önüme düşünce, pek çok kişi gibi hemen kendi deneyimlerimi anımsadım. İstanbul’da iki kez sallanmıştık, günlerce parkta yatıp, dehşet içinde haberleri gözlemiştik; ilk saatlerin ne denli zor olduğu gün gibi aklımda hâlâ!

Devamını Oku
02.11.2020
Devrimci Cumhuriyet için!

Devrimci Cumhuriyet için!

Devamını Oku
29.10.2020
Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Popstar dinciler ve Cumhuriyet

Devamını Oku
26.10.2020