‘Dayanışmayla aşarız’

05 Kasım 2016 Cumartesi

Bir çılgınlık hali yaşıyoruz. “Bu kadarı da olmaz artık” dediğimiz her olayın ardından daha da vahim bir olayla karşılaşıyoruz. Radyolar, televizyon kanalları, internet siteleri, haber ajansları, gazeteler kapatılıyor art arda. Seçilmiş siyasetçiler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Ülkenin en eski gazetesinin yöneticileri, yazarları sabaha karşı evleri basılarak gözaltına alınıyor. Meclis’te temsil edilen bir siyasi partinin genel başkanları, milletvekilleri gece yarısı operasyonlarıyla hep birlikte gözaltına alınıyor.

İç savaş mı?

Akademisyenler, öğretmenler, bürokratlar biner biner görevden alınıyor. Son altı ayda her meslekten on binlerce kişi işlerinden atılarak açlığa mahkûm edildi. Yok sayılan haziran seçimlerinden bu yana ölen vatandaşlarımızın sayısı “Bu ülkede iç savaş mı yaşanıyor” diye düşündürecek kadar ürkütücü.

Yazarlar, aydınlar gazeteciler hapishanelerde. Bu ülkenin birçok gazetecisi, aydını, demokratı her sabah “Bu gece de gelmediler” duygusuyla uyanıyor. Medyanın önemli bir bölümü susturulduğu için ülkenin dört bir yanında yaşanan ağır insan hakları ihlallerinden toplumun haberi yok.

‘Anayasa askıda’

Kadınlar her gün sayıları artarak öldürülüyor. Dayak yiyor, hakarete uğruyor. Her gün işçiler ölüyor “iş kazaları” adı verilen cinayetlerde... Bir yandan büyük bir açgözlülükle doğa yok ediliyor...

Meclis çalışamaz halde. Ülkenin ağır sorunları karşısında hiçbir varlık gösteremeyen parlamentodan çalışanların geleceklerini karartacak, “özel istihdam büroları”, “bireysel emeklilik” gibi ucube yasalar çıkıyor ama.

Neredeyse anayasa askıya alınmış durumda. Hukuk sistemi, adliyeler, eğitim sistemi birer enkaz halinde.

Bizden sonraki kuşakların tarihi okurken “Gerçekten bu saçmalıklar olmuş mu” diye soracağı her şeyi yaşıyoruz.

Evet karamsar bir yazı oldu farkındayım ama kötü bir durumla karşı karşıyayız. Ama hâlâ bu kötü gidişi durdurma şansımız var. Bu ülkenin demokratları, sosyal demokratları, sosyalistleri, vicdanlı insanları hâlâ önemli bir çoğunluk. Sadece şuna ihtiyacımız var: Aramızdaki farklılıkları değil, aynılıkları konuşalım.

“Sen eskiden bunu yaptın”, “Şöyle oy kullandın”, “Ben zor durumdayken sesini çıkarmadın”, “Sen sadece şunların hakkını savundun” gibi ayrımları bir kenara bırakmanın zamanı. Kendimize dans partneri aramıyoruz, demokrasi mücadelesi veriyoruz.

Çılgınlık hali

Bu ülkenin aydınları, devrimcileri, sanatçıları en zor koşullarda bile, hapishanede yıllarca yatmalarına rağmen, suikastlara, ölüm tehditlerine rağmen gerçekleri söylemekten vazgeçmedi. İşte bu gelenek nedeniyle umutluyuz. Nâzım’ın ülkesinde yaşadığımız için, 15-16 Haziran’da sokaklara dökülen işçilerimiz olduğu için, Cerattepe’de dozerlerin önüne yatan yaşlı kadınlarla aynı ülkede olduğumuz için, ve buraya sığmayacak binlerce örnek nedeniyle umutluyuz.

Demokrasi ve özgürlükleri savunan herkes birlikte olursa bu çılgınlık halinden kurtulabiliriz.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları