Bizim memlekette:
Toza, pudraşekeri... Toz ülkesindeki alışverişe, maske ve test kiti yardımı...
 Kokain kaçakçılığına, muz ithalatı... Faşizme, ileri demokrasi... Rüşvet aracısına, hatırlı gazeteci... Karaparacıya, saygın işadamı...
 Mafyacıya, halk kahramanı... Mafyacıdan maaş alana, adı açıklanamaz siyasetçi...  Otokrata, reis... Açlığa, porsiyon küçültme... Açları doyurmaya, muhalefet... Debdebeye, itibar... Safsataya, kutsallık...
 128 milyar dolara, buharlaştırılmış para... Para buharlaştırana da damat denir!

İYİ NİYETMİŞ

Afyon Kent Konseyi Başkanı Şemseddin Sayan, Kent Konseyi’nin logosundan Atatürk’ün Kocatepe’deki resmini kaldırdı. Afyon Belediye Başkanı Mehmet Zeybek’e göre, logodan Atatürk’ün çıkarılması “iyi niyetli bir girişim”di.
Şemseddin Sayan, eğitimciymiş!
Abdülhamit’i “ulu hakan” diyerek anıyor. “Keşke Yunan galip gelseydi. Ne hilafet yıkılırdı. Ne şeriat yıkılırdı. Ne medreseler lağvedilirdi” diyen Kadir Mısıroğlu’na rahmet diliyor... Öylesine iyi niyetli bir adam...

IRKÇILIĞIN BAHANESİ

Galatasaray futbol takımına karşı ırkçılık yapan Yunan yetkililer, gerçekleştirdikleri rezaleti “AB üyesi bir ülke olarak AB standartlarını uyguladıkları” bahanesi ile örtmeye çalıştılar.
 Oysa biz, Yunanistan’daki uygulamalardan tersini biliyoruz:
 Adında “Türk” sözcüğü bulunduğu için İskeçe Türk Birliği, mahkeme kararıyla yasaklanması üzerine AİHM’ye gitmişti. AİHM, örgütlenme hakkının ihlal edildiğine ve derneğin onaylanması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğine karar vermişti.
Karar üzerine yasaklanan derneklere yeniden onama için başvuru olanağı tanıyan bir yasa çıkarılmasına karşın, İskeçe Türk Birliği’nin yaptığı başvuru da Yunanistan yüksek mahkemesi tarafından reddedildi.
Özetle: Yunanistan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamaktan çekinen, ırkçılığın hüküm sürdüğü bir ülke konumundadır.

VER ALLAHIM

Cumhurbaşkanlığı’nın ayrı tutulduğu tasarruf genelgesinin hemen sonrasında CHP’li Engin Altay geçen günlerde açıklama gereği duydu:
“Uçan sarayımız, yüzen sarayımız, kışlık, avlak, yazlık saraylarımız yetmiyor Sayın Cumhurbaşkanı’na. TBMM’nin uhdesinde olan Milli Saraylar Dairesi’ne bağlı İstanbul’da 12 tane köşk, kasır, konak; bunları da aldı.”
Yedi Kocalı Hürmüz oyunundaki şarkı “Tanrım tek başına koyma kulların” diye başlar ve şöyle biter:
“Hey Tanrım / Bana üç tane / Üç de yetmez beş tane / Beş de yetmez yedi tane Ver, ver, ver, ver / Ver Allahım ver.”
İtibardan tasarruf olmaz kuşkusuz. Maşallah, sultanımız efendimize yedi de yetmiş de yetmez.
Ver Allahım ver!

NECİP ÖĞRETMEN

İyi insan Necip Yurdakul’u yıldızlara uğurladık.
Necip Öğretmen, ömrünü yurdunu şen etmeye, halkıyla birlikte özgür, eşit, dürüst bir dünyaya kavuşmaya içtenlikle adayan yüce gönüllülerdendi.
Hep gülen yüzünün gerisinde büyük hüzünler taşısa da büyük bir iyimserlik ve kararlılıkla, insanlığı mutlu bir geleceğin beklediğine inananlardandı.
Necip Öğretmen, Cumhuriyet okurlarına özgü dirençli, erdemli, yiğit bir yürek taşırdı.
Gönlümüze gömdük onu, bilinci bizimle ışısın diye.