‘Büyük Nusaybin zaferi’ ülkeye ne vaat ediyor?
Kadri Gürsel
Son Köşe Yazıları

‘Büyük Nusaybin zaferi’ ülkeye ne vaat ediyor?

07.06.2016 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bir maziye sahip gazeteler içinde sadece Cumhuriyet’in gazetecilik yapmak gibi bir derdinin kaldığı dünkü birinci sayfa manşeti sayesinde bir kez daha görüldü.
Manşette, “Nusaybin yerle bir” yazıyordu.
Başlığın altında ise Nusaybin’in yakılıp yıkılmış halini gösteren bir fotoğraf beş sütuna açılmıştı. Güvenlik güçleri ile PKK arasında yaklaşık üç ay süren kent savaşı sırasında ağır silahlarla harabeye çevrilen binaların birkaçına asılmış Türk bayraklarının kırmızısı, fotoğrafın hâkim rengi olan çöl hakisiyle ve moloz grisinin monotonluğunu kıran tek unsurdu.
Cumhuriyet, fotoğrafı Twitter’dan alıp kullandı. Sordum, gazetenin abone olduğu ajanslardan hiçbirinin bu fotoğrafı müşterilerine geçmediğini öğrendim.
Belki yarın, belki de daha uzaktaki bir gelecekte bu ülkenin yüz yüze kalması mukadder olan Kürt sorunu kaynaklı daha ağır musibetin en azından nedenine dair önemli bir haber, dün Cumhuriyet sayesinde ulusal medya arşivinde görünür biçimde yerini aldı: Nusaybin yerle bir!
Diyarbakır’ın Sur ilçesi, Cizre, Şırnak, Yüksekova gibi...
2015’in temmuzunda başlatılan yeni savaşta Türkiye sınırları içindeki şehirler yakılıp yıkılıyor.
20 küsur yıl önceki “düşük yoğunluklu savaş”ta ise köyler yakılıp boşaltılmıştı.
O zaman Türkiye’nin Kürt sorununun sıklet merkezi kırsal alanlardı. Boşaltılan köylerden kentlere göçmek zorunda bırakılanlar, 2000’lerden itibaren Kürt sorununun siyasallaşması, PKK’nin kitleselleşmesi ve sıklet merkezinin kentlere kaymasında ana toplumsal dinamiği oluşturdular.
Türkiye’nin kentleşen ve siyasallaşan Kürt sorununa bulunabilecek bir çözüm de ancak aynı nitelikte, siyasi olabilirdi. Mamafih bu zaruret, sorunun aktörleri nezdinde gerekli karşılığı bulmadı.
Şehirlerin yerle bir edilmesiyle sonuçlanacak yeni savaşa giden yol 2013’ün sonbaharında açıldı. PKK’nin Ankara’yı gerekli adımları atmamakla suçlayıp silahlı unsurlarının Türkiye’den çekilmesini askıya aldığını açıkladığı 2013’ün eylülünden sonra iki taraf da kendi gündemlerine öncelik verip sözde süreci zaman kazanmak için kullandı.
Erdoğan iktidarı, önündeki üç seçimi kazanmak amacıyla süreç yürüyormuş gibi yaparken PKK ise gücünü ve dikkatini Suriye’ye yoğunlaştırmayı tercih etti. Çatışmasızlık durumu iki tarafın da işine geldi.
Oysa PKK’nin silah ve şiddetle yoğurulmuş siyasi kültürünün olumlu yönde ve kalıcı biçimde değişebilmesi için lüzumlu olan, gerçek ve dinamik bir siyasi çözüm süreciydi.
Çözüm süreci sahteydi ve bu nedenle nüfusu köylerden şehir ve kasabalara kayarken siyasi kültürü ya hiç ya da pek az değişime uğramış bir PKK’nin özerklik politikaları eksenindeki doğal eğilimi, hendekler kazarak silahlı kent direnişi organize etmek olmuştur.
Mevcut rejim, siyasi hedefleri nedeniyle nasıl çatışmasızlığı tercih etmişse, 7 Haziran’dan sonra da savaşı tercih etti. PKK’yi tabanıyla birlikte kentlerden çıkarmak için en kısa ve fakat ülkenin geleceği açısından en sakıncalı yolu seçtiler: 90’lı yıllarda kırsal bölgenin güç kullanılarak boşaltılmasını andıran bir “yanmış toprak” politikası kent ve kasabalarda uygulandı; karşımıza “yanmış, yıkılmış kentler” çıktı.
Bugün yakılıp yıkılan şehirler, kasabaların hepsinde HDP’nin oy oranı yüzde 90 civarında ve hatta üzerinde. Bunlar nüfusu PKK tabanından oluşan yerleşim merkezleri.
Köyleri yakıldı, kentler ortaya çıktı.
Kentler yakıldığı için ileride karşımıza ne çıkacağını zaman gösterecek. Bu politikalar sürdürülemez. Israr ederlerse gün gelir köyleri ve kentlerinden sonra, doğrudan buralarda yaşayan insanları kitle halinde hedef alabilirler. İşte o zaman Türkiye sürdürülemez hale gelir. Ondan korkarım.  

Yazarın Son Yazıları

İdlib’de yüzleşmek

İdlib’de yüzleşmek

Devamını Oku
07.09.2018
Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Osman Kavala’nın sakin mağduriyeti

Devamını Oku
31.08.2018
Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Yapay zekâ ABD’yle krizi çözer mi?

Devamını Oku
28.08.2018
Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Türkiye’nin tam teşekküllü krizi

Devamını Oku
17.08.2018
24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

24 Haziran’daki ‘uçan mürekkepli mühür’ palavrasını en çok kim yaydı

Devamını Oku
03.08.2018
Hızlı ve geçici iktidar

Hızlı ve geçici iktidar

Devamını Oku
14.07.2018
Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Muhalefetin bir numaralı sorunu medyadır

Devamını Oku
06.07.2018
24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

24 Haziran’ın sürprizi MHP değil, ‘münafıklar’

Devamını Oku
29.06.2018
Bu seçimin galibi halktır

Bu seçimin galibi halktır

Devamını Oku
25.06.2018
24 Haziran’ın dört kesin sonucu

24 Haziran’ın dört kesin sonucu

Devamını Oku
22.06.2018
‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

‘Oylarınızı çaldırmayacağız’

Devamını Oku
21.06.2018
Mantar tabancası patlasa da sandığa

Mantar tabancası patlasa da sandığa

Devamını Oku
19.06.2018
İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

İnce, Erdoğan’ı iktidardayken ‘indiriyor’

Devamını Oku
12.06.2018
Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Korkan iktidar korkutarak oy istiyor

Devamını Oku
08.06.2018
Erdoğan ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Erdoğan, ‘Bay Kemal’den neden vazgeçemiyor?

Devamını Oku
05.06.2018
Muharrem İnce fenomeni

Muharrem İnce fenomeni

Devamını Oku
01.06.2018
24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

24 Haziran’da iktidarın işi artık daha zor

Devamını Oku
29.05.2018
Türk Lirası’nı kim çökertti?

Türk Lirası’nı kim çökertti?

Devamını Oku
25.05.2018
Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Üç yıl sonra HDP yine anahtar

Devamını Oku
15.05.2018
Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Dinamizm tamam Umutlar tamam Moraller tamam

Devamını Oku
11.05.2018
Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Muharrem İnce’yle bozulan mezhepçilik oyunu

Devamını Oku
08.05.2018
Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Basın özgürlüğü neden alerji yapıyor?

Devamını Oku
04.05.2018
Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Atı alan Üsküdar’a geçecek mi?

Devamını Oku
01.05.2018
İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

İç ve dış krizlerden önce baskın seçim

Devamını Oku
20.04.2018
Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Cihatçılar da Türkiye’ye havale

Devamını Oku
17.04.2018
Saldırı sınırlı, Türkiye'nin pozisyonu etkilenmez

ABD, İngiltere ve Fransa'nın ortaklaşa gerçekleştirdiği Suriye Operasyonunundan ne anlamalıyız... Sınırlı saldırı Ankar'nın pozisyonunu etkiler mi, Esad rejimini güçlendirdi mi, harekatın zamanlaması manidar mı, harekat Putin'e de bir mesaj mı, İngiltere Başbakanı May kısa yolu mu seçti?

Devamını Oku
15.04.2018
Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Şimdiki mesele kimyasal silah değil

Devamını Oku
13.04.2018
Hürriyet’e veda ve teşekkür

Hürriyet’e veda ve teşekkür

Devamını Oku
03.04.2018
Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Doğan Grubu’nun imhası, ana akım medyanın sonu

Devamını Oku
23.03.2018
Afrin ve ötesi

Afrin ve ötesi

Devamını Oku
20.03.2018
Seçimi boykot, havlu atmaktır

Seçimi boykot, havlu atmaktır

Devamını Oku
16.03.2018
Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Arkadaşlarımızı hapiste tutarak hiçbir şey kazanamazsınız

Devamını Oku
06.03.2018
İdlib’e dikkat

İdlib’e dikkat

Devamını Oku
23.02.2018
TSK Suriye’den neden çıkmaz?

TSK Suriye’den neden çıkmaz?

Devamını Oku
13.02.2018
Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Suskunluk sarmalındaki Türkiye

Devamını Oku
06.02.2018
Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Uğur Mumcu’yu anmak, yalana teslim olmamaktır

Devamını Oku
26.01.2018
Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Afrin savaşının öteki cephesinde durum

Devamını Oku
23.01.2018
Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Zor, Suriye’de oyunu bozar mı?

Devamını Oku
16.01.2018
Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup: Tercih demokrasi ve diktatörlük arasında

Ölmüş bir gazeteciden ‘Sayın Yetkili’ye mektup:

Devamını Oku
12.01.2018
Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Türkiye-ABD: Krizin kara yılı başladı

Devamını Oku
05.01.2018