Fazıl Say bu kitaptaki şiirlerimi bestelemek istemişti. Şimdi yeniden okuyup buraya aktarmalar yaparken “İyi ki yapmamış, tutuklanırdı” diyorum. O zaman rahatlıkla yayımlanmıştı kitap. Size aktarma yaparken hepsini alamıyorum buraya. Çünkü sansür ülkesiyiz biz artık. Bir iki tane yumurtlayalım şuraya:
Ey şevh’i nevhar olan zebun
Sana bednam-ı bigan olayım
Bu şiiri ben yazdım ama
Yine ben anladımsa Arap olayım
***
Kitabın son şiiri şöyle:
Kendi kendimle yarıştım
Ve ben kazandım.
Öğrencilerime sıklıkla söylediğim bir şeydir bu. Fazla hırs iyi değildir. Kendinizle yarışırsanız ve her yıl bir önceki yıldan daha güzel işler yaparsanız size iyi gelir. Son bir şiir daha vereyim. Gerisi “Allah Kerim”.
Alkış aldım şiştim
Hapse girdim piştim
Ben bir kuruyemiştim
Mısır Çarşısı’ndaki kavanozlarda
Daha doğrusu
Şu kavanoz dipli dünyada.
ÇAL KANUNUM
Arada bir televizyonda müzik dinliyorum, TSM. Baktım bildiğim bir şarkı söyleniyor: “Çal kanunum çal, derdini söyle bana...” Başladım gülmeye. Sakın bu şarkıyı yasaklamasınlar? Çünkü hangi kanaldan söz ediyor bu şarkı? Kanun var, kanun var. İlki çalgı, ikincisi yasa. Yani yasaları çal anlamında mı söyleniyor bu şarkı? Hayır, manasız bir şey olur böylesi. Demek ki şarkıda kastedilen çalgı olan kanun. Bayılırım sesine. Eskiler der ki: “Üzerinde kedi gezinse yine güzel ses çıkarır.” Kanun sahiden öyle bir çalgıdır. Sadece hicaz makamında küçük bir taksim yapabilirim ama bir ustadan dinlemenin de hazzı başkadır. Gelelim yasa anlamındaki kanunlara (acaba hiç girmesek mi?). Avukatım Celal Ülgen’le sık sık konuşuyoruz. Bir şey soruyorum, “Celalciğim acaba şu söylem kanuna göre bir suç teşkil eder mi?” gibilerinden. Yanıtı kısa ve öz: “Hayır, bunda hiçbir suç unsuru yok ama dava açılır mı onu bilemem ve daha kötüsü sonuç ne olur onu hiç bilemem.” Bunu söyleyen ülkenin en iyi avukatlarından biri. Hiç güveni yok. Haklı da. Duruşmalarda görüyorum durumları ve çok üzülüyorum. “Allah kimseyi mahkemelere düşürmesin” diye bir söz vardır ya. Aynen bu duaların yanındayım. Ne kimseye dava açın ne kendinize dava açtırın. Durum içler acısı söyleyeyim.
Atatürk diyor ki: Her şey açık söylendiği zaman, halkın dimağı, faaliyette bulunacak, iyi şeyleri yapacak ve milletin zararına olanı ret edecek, şunun bunun arkasından gitmeyecektir.