Çarşamba sabahı bahar güneşinin etrafı ısıtmaya başladığı saatlerde; Beyaz Türklerin İstanbul’daki en popüler yürüyüş hattında, Rumelihisarı-Bebek arasında bir Cafe’deyim. Birazdan gelecek konukları bekliyorum. İkisi yabancı, biri Türkiyeli üç önemli isim. Bu isimler siyasetle, diplomasiyle, ekonomi çevreleriyle yakın temasta bulunan kişiler. Geçen hafta sonu telefon açıp, buluşup sohbet etmek istediler. Seçim dönemlerinde alışık olunan bir durumdur. Seçim sonrası ne olacağıyla ilgili nabız tutulmaya çalışılır. Ancak benimle buluşanların pek umduklarını buldukları söylenemez. Çünkü benim sorularımdan onlar soru sormaya fırsat bulamazlar. Eh ne yapalım bu da benim işim. Az konuşup çok konuşturacaksın.
Neyse uzatmayayım. Konuklar geldi, çaylar söylendi, muhabbet başladı. Doğal olarak 7 Haziran seçimlerinde ortaya ne sonuç çıkacağıyla ilgileniyorlar. AKP ne kadar oy kaybeder, anayasa değiştirecek sayıya ulaşır mı, HDP barajı aşar mı, CHP ne olur? Klasik sorular klasik cevaplar şeklinde süren bir sohbetti açıkçası. Yavaş yavaş gözüm saate kaymaya, hesabı isteyip masadan kalkmaya hazırlanıyordum ki yabancılardan biri beni yerime mıhlayan cümleyi kurdu:
Şu anda Türkiye ile yakından ilgilenen pek çok yabancı misyonda bir gazeteci meslektaşınızın özel bir toplantıda paylaştığı bilgi konuşuluyor. Önemli eski bir siyasetçiniz önümüzdeki süreci “lost decade (kayıp 10 yıl) olacak” diye tarif ediyormuş.
Bu cümleyi duyan her gazetecinin yapacağını yaptım, sanki duyduğum çok önemli değilmiş havası verip “kimmiş o isimler?” diye sıradan bir soru soruyormuş gibi davrandım. Karşımdakiler de “kurt” tabi. Keyiflendiler sancı çekme sırası bana geldi diye. Önce tarife başladılar: Kendisi bir dönem Özal’a da yakın bir gazeteciydi, Kürt sorununu iyi bilmesiyle tanınır...
Daha ikinci cümlede ismi tahmin ettim (eminim siz de ettiniz) ve söyledim. Tabii ki doğruydu.
Ardından ikinci kısma geçtik: Peki Türkiye için umudu bu kadar düşük eski siyasetçi kimdi? Bu sefer zorlamadılar, direkt söylediler: Abdullah Gül.
Açıkçası Gül’ün AKP’nin son durumu ile ilgili rahatsızlıklarını, kimi eleştirilerini biliyordum ama önümüzdeki süreci “kayıp 10 yıl olacak” diye tarif ettiğini bilmiyordum.
Peki Gül bu konuşmayı “o meslektaşa” nerede yapmıştı? Onun da cevabı vardı: Gül bir süredir aralarında kimi “güvendiği gazetecilerin de” bulunduğu isimlerle buluşuyordu. O gazeteci Gül ile bir süredir “yürüyüş arkadaşlığı” yapıyordu. Gül bu cümleyi o yürüyüşlerden birinde kullanmıştı. Gazeteci de bunu özel bir toplantıda paylaşmıştı. Ve söyleyen de, söylenen de önemli olduğu için bu bilgi kulaktan kulağa yayılıyordu.
Konuklardan biri Gül’ün uyarısının ağırlıklı olarak “ekonomiyi” ilgilendirdiğini söyleyip ABD Başkanı Obama’nın 2009 yılında yaptığı bir konuşmaya atıfta bulundu. O konuşmada Obama, “Başta ABD Merkez Bankası FED’in kimi politikalarına da gönderme yapan” ekonomi analizi yapmış, 90’larda Japonya’nın içine girdiği buhran benzeri bir krizle karşı karşıya kalınabileceğinden bahsetmişti. “Lost decade” (kayıp 10 yıl) vurgusu burada yapılmıştı. (Meraklısı 10 Şubat 2009 tarihli The Wall Street Journal’dan konuşmayı okuyabilir.)
Bir diğer yabancı, “ekonomi dışındaki konular için de umutsuzluğunu belirtmiş olmalı” diye fikir ileri sürdü. Nereden bakarsanız çok önemli bilgiydi. Masadan kalkıp yürüyüş yapanlara şöyle bir baktım. Belki şansıma Gül ile yürüyüş yapan gazeteciye rastlarım diye bakındım. Gerçi Tarabya’dan Bebek’e mesafe uzun ama belki de Gül “form” tutmak istiyor. 7 Haziran sonrası kendine siyasette görev düşebilir diye...
Son bir not ile bitireyim. Gül bu yazı ile ilgili “açıklama” düşünürse bana değil, yürüyüş arkadaşına yapmalı. Çünkü anlatılanların kaynağı orası...
Abdullah Gül ‘Kayıp 10 Yıl Başladı’ dedi
Yazarın Son Yazıları
Yalçın Akdoğan yaptıklarına değdi mi
91 kere maşallah
Bozdağ hak etti!
Kırmızı odalarda ışıksızım
Arınç’ın adımı, bir dönem Türkiye’nin bir bölümünün “demokrat” diye umut bağladığı Abdullah Gül’ün tüm bu yaşananlara sessiz kaldığı dönemde saygıdeğer. Demokrasinin rafa kaldırıldığı bu dönemde doğruyu söyleyerek Bülo olmak, saklanarak Abdullah kalmaktan daha iyidir.
Fatih Çekirge nereye sıçrıyor?
erdoğan’ın G20’deki kritik Obama görüşmesinde damat Berat Albayrak da hazır bulundu. Merak ediyorum, Türkiye tarafı Albayrak’ı nasıl takdim etti ABD heyetine? Dışişleri Bakanımız, Maliye Bakanımız, MİT Müsteşarımız, bu da damadımız diye mi?
Havuz küskünleri:
Havuz küskünleri: Mustafa Karaalioğlu gazete patronu oluyor
Seçimden sonra 2 kongre birden
Babacan, Gül’ü hayal kırıklığına uğrattı
Fidan gidici MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a seçim sonrası yeni görev arandığını söyleyen AKP ’li, çözüm sürecinin bitmesinin sorumlusu olarak da Erdoğan’ı gösterdi.
Gül, NTV’de konuşurken Twitter’da çoğu isim Gül’ün “yeterince sert-net” konuşmadığını yazıyordu. Gül cephesi diyor ki: “Daha ne desin.” AKP’deki küskünlere göre ise “1 Kasım’da iktidar çıkmazsa, Gül partiye döner”...
AKP yeniden ‘Merkez’i arıyor
Üçüncü seçim olur, dolar 4 TL’yi zorlar
Karargâh’tan fısıltılar
Devlet dilim benim biricik sevdiğim
İktidar basını postal giydi
Gül olmadı, beyaz Türkler başka kapıya
İktidar kalemlerine ‘Sakin ol şampiyon’ diyorum
Evren’in MDP’ye yaptığını Erdoğan AKP’ye yapıyor
Partizanlaştıkça 'babacan'lığını kaybetti
Beştepe’de degav degav, dıkşın dıkşın sesleri
Şems’in aşkı mahalleyi karıştırdı
Erdoğan işine gelmeyince ‘Fatih’ bulamadı
AK P içindeki kaynaklar Babacan’ın bu eleştirisinin “7 Haziran seçimleri sonrası AKP’de ortaya çıkacak yeni tabloda ben de varım” duygusuyla yapıldığını belirtiyor.
‘Polemik olacak, seçim sonrasına kalsın Ahmet’
Altın Nesle Karşı Erdoğan Nesli
Davutoğlu, sürecin bildirgede olmayışını “Dijital ortamda düşmüş” diye açıkladı. Nerede, kim düşürdü sorularının peşine düştüm.
Küçüldükçe ödüllendirirler seni...
Alternatif TÜSİAD Kuruldu
Abdullah Gül ‘kayıp 10 Yıl Başladı’ dedi
Öztürkgillerin ‘Muhalif’ Yazıyla İmtihanı
HDP’nin Can’a CHP’nin Sucu’ya yaptığı...
Erdoğan’ın damadını bakan yaparlar
Saray’da Limon Kabukları Atılmıyor, Oh İçim Rahatladı
Başkanlık İçin ‘Baldıran Zehrini’ Topluma İçirecek
İktidar yanlısı ‘medya çarşısı’ karıştı. Bir yanda “reis”. Öte yanda kısa süre önce “Davutoğlu Ahmet Hoca” diye sundukları lider. Yıllardır danışmanlığında, bakanlığında yanında durdukları. Ve tabii yılların “Bülent Abi”si...
Dolarda 4 TL’lik Kâbus Senaryosu
Kaybolan Özel Harp belgelerinde ‘tanıdık’ isimler mi var?