İstanbul, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ünlü bir şehir. Bu zengin kent birçok müzeyi bünyesinde barındırıyor. İstanbul'da müzeleri ziyaret etmek için en uygun seçeneklerden biri Müzekart. Bu yazıda İstanbul'da müzekart ile ziyaret ettiğim 3 önemli yeri tanıyacağız.

TOPKAPI SARAYI

Topkapı Sarayı, 15. yüzyılın sonlarına doğru Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethetmesinin ardından inşa edilmeye başlanmış. Saray, yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı İmparatorluğu'nun yönetim merkezi olmuş. İmparatorluğun sultanları, eşleri, harem sakinleri ve hükümet yetkilileri bu sarayda yaşamış. Sarayı gezerken, bir zamanlar burada tarih kitaplarında okuduğumuz kişilerin yaşadığını bilmek sarayın büyüsüne kapılmanızı hızlandırıyor.

Topkapı Sarayı, birçok farklı bölümden oluşuyor ve her bölüm farklı bir amaca hizmet ediyor. Sarayın bahçeleri ve avluları, Osmanlı mimarisinin ve peyzaj tasarımının güzel örneklerini sunuyor. Sarayın içinde yürürken, muhteşem mozaiklerle süslenmiş avluları, tarihi çeşmeleri ve güzel bahçeleri görüyorsunuz.

Topkapı Sarayı, dünyanın en zengin mücevher koleksiyonlarından birine ev sahipliği yapıyor. Hazine bölümünde, paha biçilmez mücevherler, tahtlar, sultanların kostümleri ve diğer değerli eserleri görebilirsiniz. Ayrıca, sarayın içinde Osmanlı sanatının zirvesini temsil eden minyatürler ve el yazmaları bulunuyor.

Topkapı Sarayı, Marmara Denizi ve Boğaz'ın eşsiz manzaralarına sahip. Sarayın teraslarından ve avlularından, İstanbul'un güzelliklerine tanık olabilirsiniz. Özellikle gün batımında, sarayın manzarası büyüleyici.

Topkapı Müzesi'ni salı günleri hariç her gün ziyaret edebilirsiniz. Topkapı Sarayı’nın Harem ve Aya İrini bölümleri müzekart ile gezilemiyor. Topkapı Sarayı'nın giriş ücreti 2023 yılı itibarıyla 150 lira. Ancak müzekarta sahipseniz sadece Harem ve Aya İrini bölümleri için ücret ödemeniz gerekiyor.

GALATA KULESİ

İstanbul'un siluetini süsleyen ve şehrin tarihi sembollerinden biri olan Galata Kulesi, hem yerli hem yabancı turislerin uğrak noktası. Ancak Galata Kulesi son zamanlarda yüksek bilet ücreti ile gündeme geliyor. Galata Kulesi'nin giriş ücreti 650 lira gibi yüksek bir rakam. Ancak bu eşsiz yeri müzekart ile gezebilirsiniz.

İlk olarak Bizans döneminde inşa edilen kule, İstanbul Boğazı'nın güvenliğini sağlama amacı taşıyormuş. Daha sonra Genoalılar tarafından restore edilmiş ve kullanılmış. Kule, Osmanlı döneminde bir gözlemevi olarak kullanılmış ve şehrin yangınları da buradan tespit edilmiş.

Galata Kulesi, 63 metre yüksekliğiyle İstanbul manzarasının en iyi izlendiği noktalardan biri. Kuleye çıktığınızda, İstanbul'un muhteşem manzarasının tadını çıkarıyorsunuz.

KIZ KULESİ

Kız Kulesi İstanbul'un en romantik ve etkileyici noktalarından biri. Marmara Denizi'nin incisi olan Kız Kulesi yakın zamanda restore edildi. Restore edilen hali kimilerince beğenilirken kimileri ise eleştirmişti. Restorasyon yorumunu işin uzmanlarına bırakarak Kız Kulesi'nin tarihine bir göz atalım. 

Kız Kulesi'nin en ünlü hikâyesi, "Kız Kulesi" adının kökeniyle ilgili. Yıllardır anlatılan efsaneye göre, Kız Kulesi'nin adı bir prensesin hikâyesinden geliyor. Krala bir gün kehanette bulunulur ve kızın 18 yaşına geldiğinde öleceği söylenir. Bunun üzerine kral denizin ortasına bir kule yaptırır. Prenses korunmak için babası tarafından buraya gönderilir ve kuleye hapsedilir. Ancak bir gün prenses odasına gelen bir üzüm sepetinin içinden çıkan yılan tarafından sokulur ve hayatını kaybeder. Bu efsane, Kız Kulesi'ne bu büyülü adı kazandırır.

Kız Kulesi'nin tarihi boyunca birçok farklı amaç için kullanıldığı biliniyor. Osmanlı İmparatorluğu döneminde kule bir gözetleme yeri olarak kullanılmış. Ayrıca, bulaşıcı hastalıkları kontrol etmek için bir karantina istasyonu olarak kullanılmış ve hatta bir süre hapisane olarak da görev yapmış.

Kız Kulesi, 20. yüzyılda ciddi bir restorasyon sürecinden geçti ve günümüzde İstanbul'un önemli bir simgesi haline geldi. 

Haftanın her günü açık olan Kız Kulesi'ne Üsküdar-Salacak’tan ve Galataport İstanbul İskelesi’nden kalkan tekneler ile ulaşabilirsiniz.