En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike (27.03.2017)

27.03.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Mevcut iktidarın, bugüne kadar yaşanan tüm olumsuzlukların faturasını başkalarına yüklemesi, o da olmazsa, ‘çok saftık, kandırıldık’ savunmasını devreye sokması, ancak itiraz edenin ‘terörist veya teröre destek’ ile yaftalandığı ve bu surette susturulduğu bir ortamda mümkün olabildi. Böyle bir ortamda, muhalefetin 15 Temmuz darbe girişimi karşısında yer alması, demokratik refleks göstermesi de, tüm muhalefetin kara bir sicille yaftalanmasını engellemedi. Bu şartlar altında, ana muhalefet CHP altı ay öncesi ile değil ama altmış yıl öncesi ile hüküm giyiyor, ‘Barış süreci’ne iktidar ile birlikte emek verenler mevcut MHP yönetimine ikram ediliyor, normal şartlarda olmayacak her şey oluyor. Ama belli ki mızrak çuvala tam da sığmıyor, o durumda iktidarın stratejisi eli yükseltmek oldu. Sonuçta, geçmiş hataların üzerini örtmenin de bir sınırı var, bu durumda ‘en iyisi örtmek yerine mevzuyu büyütmek, çapını genişletmek’ diye düşündüler herhalde.
Bu çerçevede, iktidara karşı her itiraz, her muhalefet hamlesi, her ülkede, her iktidarın başına gelebilecek sıradan bir iş iken, büyük bir komplonun parçası olarak resmedilmeye başladı. Mevzu tarihsel bir hesaplaşma planına taşındı; o da yetmedi, ilahi bir misyon ve onu durdurmaya çalışan batıl güçler eksenine oturtuldu. Bu sanal ortamda, tüm mesele Türkiye’deki iktidarın ‘İslamın yıldızı’ olarak yükseldiği için her tür iç ve dış düşmanın saldırısına uğradığı şeklinde tanımlanıyor. İslam Konferansı Toplantısı’nda aidat toplayamayan, günün sonunda İsrail’in Gazze’yi bombalaması, yeni yerleşimleri yasallaştırması karşısında bile sesini çıkaramayan Türkiye’nin yıldızı nerede yükseldi de, tüm dünyayı ürküttü belli değil, ama hikâye bu ya, pireler deve, develer pire olmuş, o olmuş, bu olmuş ...
Aslında, sorunları, hataları, zaafları ile yüzleşemeyenler bireysel düzeyde de sıklıkla benzer bir yol tutarlar; sorumluluk onların değil, başkalarınındır, düşmanları kuyularını kazmıştır, nedense onların düşmanları çoktur, nefes aldırmaz, tüm talihsizlikler onları bulur. Bir adım ötesi, herkesten, her şeyden, hatta en yakınlarından bile kuşkulanmaktır. Sorunları çözmeye çalışmak ve bunun için hatalar ile yüzleşmek ağır geldikçe, savunma mekanizması daha da hızlı çalışır, zaaflar yüceltilir, ‘değerli yalnızlık’ olur, o da olmadı ‘Haçlı seferlerine karşı mücadele’ olur. Buna karşı, her itiraz öfkelerini artırır, öfkeli tutumlarının olumsuz sonuçları ise, sadece kuşkularının teyidi olarak görülür, iş daha da köpürür.
Yok, mevcut iktidar ve çevresinin, içte ve dışta sürekli düşman görme ve/veya yaratma stratejisini, masum bir psikolojik kısırdöngü şeklinde açıklamaya çalışmıyorum. Kuşkusuz, işin içinde, referandum öncesi gerginlikten siyasi kazanç çıkarma, gerilimi bilinçli artırma hesabı var. Bu tam bir siyasal ufuksuzluk ve dahi siyasi kazanç uğruna toplumsal barışı, uluslararası ilişkileri feda etme sorumsuzluğu. Ancak, daha kötüsü söylediklerinin sadece siyasi taktik olmama ihtimali, yani gerçekten de dünyayı ve yönettikleri ülkeyi, karşılaştıkları sorunları, hepsini bu çerçevede algılamaları. Yani sahiden, kendilerinin sadece sandıkların değil, ‘tarihi seyrin ve ilahi takdirin seçilmişleri’ sanmaları, buradan hareketle misyonlarının tarihi ve hatta ilahi olduğuna inanmaları. Sahiden, bu ülkede yaşayıp kendileri gibi düşünmeyen milyonlarca insanı, her türden muhalefet çevresini ‘düşman’ gibi ve/veya dış düşmanlarının piyonları olarak algılamaları. Yani sahiden, dünyanın Türkiye etrafında döndüğünü sanmaları, dünyada dost düşman herkesin Türkiye’ye husumet konusunda anlaşmış ve büyük bir plan üzerine sözleşmiş olduğunu düşünmeleri.
Bir ülke için, iktidar çevresinin, siyasi taktik olarak gerilimden, toplumsal barışı dert etmemekten kazanç umması yeterince endişe verici, ama inanın, daha tehlikeli ve ürkütücü olan, dünyayı, Türkiye’yi, bu ülkede yaşayan farklı çevre ve insanları bu mercek altında görmek, siyasetini bu algı üzerine inşa etmek. Halihazırda, ülke olarak, geleceğimize dair en büyük tehlike bu zeminde mayalanıyor.  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017