Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

12.05.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Son Amerikan seçimlerini neden Trump’ın kazandığı veya Avrupa’da aşırı sağın neden yükselişte olduğunu anlamak için en iyi yol bu ülkelerdeki “liberal basın”ı izlemek. Küresel liberal seçkinlerin sesi olan basın o denli kavrayışsız, o denli yanlı, o denli kibirli ve dolayısı ile o denli “itici”ki, nasıl kolaylıkla aşırı sağa veya sola, ama mutlaka uç bir yerlere savrulunabileceğini kolaylıkla anlayabilirsiniz. Yok, bu uçlara savrulanlar liberal ana akım okuru falan değil, dolayısı ile savruluşlarının nedeni de basın değil, sadece ana akım küresel liberal seçkinlerin iyi bir özeti gibi. ABD’de, o denli Trump’ın rakibi Hilary Clinton’ın tüm rezaletlerini aklama yarışı, hırslı bir statüko kadınını kadın hakları şampiyonu olarak badanalama çabası içindeydiler ki, izlemeye değerdi.
Son Fransız seçimlerinde de benzer bir tablo sergilendi; zaten aşırı sağın, geçmişi lekeli bir siyasal partisinin lideri Marine Le Pen çizgisine karşı kampanya zaten kolaydı, iki turlu seçim dolayısı ile Le Pen’in kazanma şansı yok gibiydi, ama yine de abartmadan duramadılar. AB’nin, küresel sermayenin, sadece Fransız değil, tüm Batı ana medyasının desteği yetmedi, aşırı bir Macron parlatma stratejisi işledi. Neo-liberal ekonomi politiğin, sol siyasetten sağa geçişin geç kalmış ama hâlâ işe yaradığı düşünülen savunucusu, iyi yetişmiş, zeki ve hırslı bir gençten “politik efsane” üretmeye girişildi. Sıra dışı evliliğine sözümüz yok, Allah mesut etsin, biz “acaba işin içinde sanıldığından çok hesap kitap mı var” diye sormuyoruz, yeter ki, olsa olsa geçkin kadınların hayal dünyasını süsleyebilecek şekilde, “yüzyılın aşkı” , diye siyasal malzeme olmasaydı. Televizyondan yayımlanan son başkanlık tartışması boyunca saldırgan, yetersiz, muvazanesiz tavrı bile “ezdi, geçti” diye lanse edilmese belki daha az göze çarpabilirdi. O kadar parlatıldı ki, Cezayirli yazar Boualem Sansal’ın dediği gibi, sonunda kendi hakkında söylenenlere o da inanmaya başlamış görünüyor.
Ama asıl önemlisi; Fransa’da yaşananın tüm Batı demokrasilerinde yaşanan krizlerden biri olması ve bazılarının iddia ettiği gibi Macron’un sonunda, yüzde altmış beşi tutturması ile bu krizin aşılmış olmadığı. Sol siyasetin bıraktığı boşluğu Macron gibiler dolduracaksa (ki dolduramayacağını hep birlikte göreceğiz) hiç doldurmasın, dahası bu boşluğu onun gibiler dolduramayacağı için sağ, milliyetçi, hatta ırkçı sağ akımların yükselişi hız kesse de devam edecek. Asıl sorun bu. Küresel liberal seçkinler ve günün sonunda gönülsüzce de olsa, sağ aşırılığa karşı onlara razı olan sol liberal ve demokratlar, günü kurtardığına sevinmek ve bildikleri yoldan gitmeye devam etmeyi seçtiği sürece, demokrasi krizi bitmeyecek, büyüyecek.
Varlığından, İngilizce tercümesi henüz piyasaya çıkan romanı “The End of Eddy” dolayısı ile haberdar olduğum genç bir yazar Edouard Louis, pek çok bilindik ama kulak asılmayan gerçeği çok çarpıcı biçimde ifade ediyor, Fransa’da aşırı sağın yükselişini pek çok uzmanından daha etkili biçimde resmediyor. Lois, Fransa’nın ücra, yoksul, homofobik bir köşesinde doğup büyümüş eşcinsel bir genç; romanını yayımlatmak için başvurduğu ilk yayınevi tarafından, “çizdiğiniz yoksulluk tablosu Fransa için inandırıcı değil” gerekçesi ile reddedilmiş. Seçimden birkaç gün önce New York Times’da, “Babam neden Le Pen’e oy veriyor” başlıklı bir yazısı yayımlandı, yok ilk bakışta çağrıştırdığı türde bir klişe değil. Gerçi, yazısını yayımlayanlar, babasının neden Le Pen’ e oy verdiğini hiç anlamamış, hâlâ Macron güzellemesi, “Avrupa’nın aydınlık yüzü” , “geçmiş değil, gelecek kazandı” edebiyatı yapıyor. Oysa, tam tersine, gelecek hakkında fikir sahibi olmak için, işe liberal ana akımda yazılıp çizilenlere, parlatılıp cilalananlara kuşku ile bakmakla başlamak lazım.
Pek çoğunuzun, “Bize ne Fransa ve dahi Batı’daki demokrasi krizinden, biz kendi acıklı halimize bakalım” demeyeceğinizi biliyorum. Ama yine de hatırlatmış olayım, küresel demokrasi krizi aslında yekpare bir mesele. Demokratik siyasetin iflasını sevinçle karşılayıp, “Bakın Batı’da da çöküyor” diye sevinenler de çok heveslenmesin bu küresel krizden kârlı çıkma hayalleri boş.  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017