Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

19.05.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Lamı, cimi yok, Erdoğan-Trump görüşmesi, iktidar çevresinin beklentilerini boşa çıkardı, ama bu bir “başarısızlık” tablosu değil, bu bir “kavrayışsızlık” meselesi. Yoksa, ortada dünya ve Ortadoğu gerçeklerini dikkate alanlar açısından “başarılacak” bir şey yoktu. Dahası, Erdoğan’ın ABD gezisinden hemen önce, ABD’nin PYD’ye silah verme açıklaması ile “bu mevzuyu zorlamayın” mesajı en güçlü şekilde verilmişti. Sadece, Kürt konusu değil, Türkiye’nin Ortadoğu’da büyük rol oynama hevesi de, Batılı müttefikleri tarafından çoktan önü kesilmiş bir hayal.
Bu gerçeği görmek için, en son, Musul operasyonuna katılma çabalarının boşa çıkmasını hatırlamak yeterli. Rakka operasyonu süreci de benzer şekilde işledi, işliyor. Mesele sadece Türkiye’nin kaygı, tepki, taleplerine rağmen Kuzey Suriye’de Kürt güçlerinin desteklenmesi değil, Türkiye’nin Ortadoğu siyasetinin tümden boşa çıkması. Bu arada, mesele sadece Batılı müttefikler değil, Rusya’nın tutumu malum, onun ötesinde Arap dünyası da Türkiye’nin Ortadoğu’da baskın rol oynama heveslerine karşılık vermedi, vermiyor. En yakın “dostlar”, Katar ve Suudi Arabistan bile “Türkiye gelsin de Ortadoğu’ya nizam versin” diye beklemiyor. Epey zamandır, Kuveyt Emiri ile idare ediyoruz. Bu şartlar altında, Türkiye’nin bölgenin büyük ve önemli bir ülkesi olmak dışında hiçbir kozu yok, o nedenle şartları zorladıkça daha kötü pozisyona düşüyor.
Neden bu noktada olduğumuza gelince, bir neden Ortadoğu ve dünyada dengelerin muazzam ölçüde değişmesi, karmaşıklaşması, diğeri ise, Türkiye’nin gerek iç siyaset, gerekse dış siyaset açısından kötü yönetiliyor olması. Halihazırda, Kürt meselesinin kötü yönetimi ile Ortadoğu siyasetinin boşa çıkması da, Irak ve Suriye’de, fazladan çakışıyor. Tüm bunlara tepki olarak Batılı müttefiklere terslenmenin hiçbir faydası yok, olmadığı da görülüyor. ABD ile ilişkilere nokta koymak, Almanya’yı İncirlik’ten atmak gibi radikal kopuş tehditleri, sadece Batılı müttefikleri değil, iki tarafı da zorlayacak aşırılık alametleri. Batılı müttefiklerine karşı radikal tepkileri ise, onları ürkütmekten ziyade Türkiye’den uzaklaştırıyor, Ortadoğu’da oyun dışına itiyor. Tüm bu gerçekler ortada iken, ABD’nin Türkiye’nin taleplerine kulak asmasını beklemek tam bir şuursuzluk örneği. Umutların yeni Başkan Trump’a bağlanması ise anlaşılır gibi değil, olsa olsa iktidar çevresinin dünya gerçeklerinden ne kadar bihaber olduğunun işareti.
Evet, Türkiye kötü yönetiliyor, bir partinin, zihniyetin toplumsal desteğinin, aldığı oyun yüksek olması, onu iktidara getirir, ama her iktidara gelen iyi yönetir, siyaseti sorgulanamaz demek değildir. Tam da bu nedenle, Türkiye’nin kötü yönetime mahkûm olması sadece bir iktidar değil, aynı zamanda muhalefet meselesi. Başta ana muhalefet partisi olmak üzere, genel olarak muhalefet parti ve çevrelerinin de iç ve dış siyaset ufukları son derece dar ve sorunlu. Bakın, Erdoğan’ın ABD ziyareti öncesi, CHP’nin dış ilişkilerde uzman milletvekili Öztürk Yılmaz, iktidarı “Kuzey Kore kadar bile dik duramamak”la eleştirdi. Bu bile başlı başına bir skandal! Aklı başında bir muhalefetin gereği, “Türkiye’yi dünyadan koparıp, Kuzey Kore mi yapacaksınız” diye uyarmak iken, söylenene bakar mısınız?
Ana muhalefet, iktidar ile kof milliyetçilik/ devletçilik yarışına girerek iç ve dış siyaset açısından bir alternatif olma imkânını çoktan yitirdi. Kürt meselesinde iktidar çizgisine rehin düşmekle başlayan süreç dış politikada da devam etti, ediyor. Kimse kusura bakmasın ama CHP dışında kalan muhalefet çevreleri de sadece güçsüz değil, özellikle de dış siyaset konusunda ufuksuz. Saadet Partisi ve AK Parti’ye muhalefet eden İslamcı çevrenin neredeyse tamamı, maalesef Kürt meselesi ve dış siyaset konusunda AK Parti’den daha geri noktada. Hayır diyen MHP’li muhalifler için de aynı şeyi söylemek mümkün. Bireyler ve küçük gruplardan ibaret demokratik muhalefetin dahi dış siyaset ufku en iyi ihtimal ile meçhul. Zaten bir ülkenin bu denli kötü yönetiliyor olması sadece iktidarı ile açıklanabilecek bir şey değil.  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017