Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

05.05.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

İslamcılık meselesi üzerine yazmak istiyordum, sonra İsrail’in Suriye’yi bombalaması, Suriye’de son gelişmeler ve en son da Hamas’ın son, 1967 sınırlarını tanıdığına dair açıklaması üzerine yazmaya karar vermiştim ki, başka bir konu öne çıktı. Zira, hangi gazeteye baksanız, hangi televizyonu açsanız, 2019’da yapılacak seçimlere dair yorum ve önerilere rastlıyorsunuz.
‘Bunda şaşacak ne var, ülkenin geleceği açısından en önemli konu bu değil mi?’ diyebilirsiniz. Kuşkusuz öyle de, benim asıl takıldığım nokta, parlamenter sistemin sonunun gelmesi ve henüz tam olarak nasıl bir sistem olduğu tanımlanamayan yeni sistem ve koşulların bu denli kolay kabul görmesi ve hemen parmak hasabına başlanması. Yok, ‘Referandum sonuçlarını tanımayalım’ veya ‘olan oldu artık yapacak bir şey yok’ diye siyaset konuşmayalım demiyorum. Ancak, 2019 seçimleri için, bu hızla yeni ittifak ve aday arayışı, daha doğrusu ‘Zihni Sinir projeleri’ noktasına gelinmesi, benim açımdan anlaşılır gibi değil.
Bu meyanda, Deniz Baykal’ın Kanal D mülakatını izlerken, itiraf edeyim öfkelenmekten kendimi alamadım; zira Yeni Alternatif Başkan adayı meselesine bu denli hızlı giriş yapması yadırganmayacak gibi değil. Değil, çünkü ben artık eski siyasetçilerden, her şeyden önce, işe özeleştiri ile başlamalarını bekliyorum. Bunca zaman siyaset sahnesinde yer alan biri, önce ‘Biz nerede hata/ hatalar yaptık da demokrasiyi koruyamadık, siyaset bu noktaya geldi?’ diye biraz mahçup olmalı, kendini televizyonlara atmak yerine durup düşünmeli, eskilerin güzel tabiri ile hiç olmazsa ‘nadim’ olmalı.
Sadece şimdi değil, son yıllarda, şu veya bu mecrada, tüm eski siyasetçileri dinlerken bunu düşünüyorum. Hangi siyasi kesime mensup olursa olsun Türkiye’de önemli mevkilerde bulunmuş pek çok insana muhalefet çevrelerinin birdenbire, ‘bilge’ muamelesi yapmasını, bitpazarına nur yağdırma hevesini kabullenmek mümkün değil. ‘Madem işin doğrusunu biliyordunuz, bu ülke neden bu noktaya gelene kadar elinizden hiçbir şey gelmedi?’ diye sormak hakkımız. Bir kere, bu soruyu sormadan ve filmi geriye sarmadan yürünecek yol yok. Aksi takdirde, iktidar çevresinin, muhalefeti ‘Erdoğan düşmanlığından ibaret’ saymasında şaşacak bir şey olmayacak.
Yine bu meyanda, dönüp dolaşıp Abdullah Gül ve çevresini ‘Erdoğan’ın panzehiri’, ‘yeni kurtarıcı’ diye pazarlamayı ise hiç mi hiç anlamıyorum. Gül, Erdoğan’dan daha ılımlı, serinkanlı, nezaketli biri olabilir, ama nihayetinde, doksanlı yıllardan beri siyasette hep önemli konumda olan, dahası sonunda yedi yıl cumhurbaşkanlığı yapan, bu nedenle ülkenin bu duruma gelmesinde en çok payı olanlardan biri değil mi? Yok, ülkenin geleceğine dair yeni muhasebeler yaptı ve artık çok yeni ve parlak fikirleri var ise de, henüz bunların ne olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok. Parti içi hesap kitap işlerini bilemem, son dönemde dışlananlar için sığınılacak liman, yeniden tedavüle girme hayallerinin kahramanı olabilir, ama neden bazı CHP’lilerin ve hatta sol muhaliflerin aklı bu ‘çözüm’e yatar, anlamak mümkün değil.
Anlaşılması zor olan bir diğer çaba da, birbiri ile en ufak bir fikir akrabalığı olmayan, dahası Türkiye’nin geleceği vizyonları birbirini tutmayan farklı siyasi çevrelere mensup isimleri ortak bir zeminde toplama gayreti. Merak ediyorum, Ahmet Türk ile Meral Akşener hangi ortak zeminde demokratik bir gelecek kurgulayacak? Kürtler ile yeniden barış ve müzakere yolunda beraber yürüyebilecekler mi, değilse bir araya gelmeleri ne işe yarayacak? Saadet Partisi sadece Hayır oyu verdiği için, demokratik muhalefet çatısı altında yer alacak bir siyasi zihniyete sahip mi gerçekten? AK Parti’nin Batı dünyasından uzaklaşmasından tedirgin olanlar, Saadet Partisi’nin Batı dünyası hakkındaki fikirlerinden haberdar mı acaba? Birtakım İslamcı çevrelerin, Erdoğan karşıtlığının onu ‘Batı projelerinin bir parçası’ olarak tanımlamalarından kaynaklandığını biliyorlar mı? Pek çok MHP’linin ‘Hayır’ deme nedeninin, Erdoğan’ın Kürtlere daha fazla hak, hukuk tanıma ‘ihtimali’ne karşı durmak olduğunu kim hesaba katıyor?
Ben de Hayır diyen yüzde 48.6’nın, farklı siyasi anlayışlardan da olsa, ‘daha demokratik, daha özgürlükçü bir Türkiye’ ortak paydasından hareket ettiği fantezisine inanmak isterdim, hem de çok isterdim. Ama yok öyle bir zemin, Erdoğan’a veya AK Parti’ye karşı olan herkes, daha demokratik bir Türkiye özlemi ile yanıp tutuşmuyor. Bu gerçeği görmezden gelen her çaba boşuna bir çaba olacak; o nedenle önce aday peşinde koşmak, şarkılardan fal tutmak yerine, oturup ‘daha demokratik, daha özgürlükçü, bir Türkiye uzlaşması’ peşinde koşması lazım.  

Yazarın Son Yazıları

‘Yeni devlet’

‘Yeni devlet’

Devamını Oku
07.08.2017
Müftü nikâhı ve İslami rejim

Müftü nikâhı ve İslami rejim

Devamını Oku
04.08.2017
‘Hans’ın ne dediği’

‘Hans’ın ne dediği’

Devamını Oku
31.07.2017
‘Evrim teorisi’

‘Evrim teorisi’

Devamını Oku
28.07.2017
Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Yeni Türkiye’nin tarih yazımı

Devamını Oku
24.07.2017
15 Temmuz’un anlamı

15 Temmuz’un anlamı

Devamını Oku
17.07.2017
15 Temmuz

15 Temmuz

Devamını Oku
14.07.2017
Parayla saadet olmaz

Parayla saadet olmaz

Devamını Oku
10.07.2017
‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

‘Adalet Yürüyüşü’ ve 15 Temmuz

Devamını Oku
07.07.2017
Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Rıdvan Bey, Katar ve diğerleri

Devamını Oku
03.07.2017
Katar krizi

Katar krizi

Devamını Oku
30.06.2017
Yine hüzünlü bir bayram

Yine hüzünlü bir bayram

Devamını Oku
26.06.2017
Adalet istiyoruz! (23.06.2017)

Adalet istiyoruz!

Devamını Oku
23.06.2017
Nerden başlasak nasıl anlatsak

Nerden başlasak nasıl anlatsak

Devamını Oku
19.06.2017
Katar’ın başına gelenler

Katar’ın başına gelenler

Devamını Oku
09.06.2017
ABD, Türkiye ve Kürtler

ABD, Türkiye ve Kürtler

Devamını Oku
05.06.2017
Toplum yorgunluğu

Toplum yorgunluğu

Devamını Oku
02.06.2017
Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Trump’ın yeni Ortadoğu siyaseti

Devamını Oku
29.05.2017
İki veda

İki veda

Devamını Oku
26.05.2017
‘Devrime hazır olun’

‘Devrime hazır olun’

Devamını Oku
22.05.2017
Kötü yönetim ve dış siyaseti

Kötü yönetim ve dış siyaseti

Devamını Oku
19.05.2017
‘Türbe, tarih, siyaset’

‘Türbe, tarih, siyaset’

Devamını Oku
15.05.2017
Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Fransız seçimleri ve demokrasi krizi

Devamını Oku
12.05.2017
İslamcılık, çirkin itiraf

İslamcılık, çirkin itiraf

Devamını Oku
08.05.2017
Yeni siyasi arayışlar

Yeni siyasi arayışlar

Devamını Oku
05.05.2017
Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Hindistan ziyareti ve İslamcılar

Devamını Oku
01.05.2017
Referandum sonrası Kürt meselesi

Referandum sonrası Kürt meselesi

Devamını Oku
28.04.2017
Nafile analizler

Nafile analizler

Devamını Oku
24.04.2017
Her şeye rağmen

Her şeye rağmen

Devamını Oku
17.04.2017
Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Son itiraz hakkımız, son kararımız Kesinlikle HAYIR!

Devamını Oku
14.04.2017
İslamcıların Suriye ile İmtihanı

İslamcıların Suriye ile İmtihanı

Devamını Oku
10.04.2017
Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Fırat Kalkanı; ‘zafer’ mi ‘hezimet’ mi?

Devamını Oku
03.04.2017
‘Vicdan ve adalet nöbeti’

‘Vicdan ve adalet nöbeti’

Devamını Oku
31.03.2017
En büyük tehlike (27.03.2017)

En büyük tehlike

Devamını Oku
27.03.2017
Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Dünya ve Türkiye; vahim vaziyet

Devamını Oku
24.03.2017
En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

En güzel evler, en iyi arabalar en kötü siyaset

Devamını Oku
20.03.2017
18 yaşında seçilme hakkı

18 yaşında seçilme hakkı

Devamını Oku
17.03.2017
‘Hollanda krizi’nin ötesinde

‘Hollanda krizi’nin ötesinde

Devamını Oku
13.03.2017
‘Erdoğan ve liderlik’

‘Erdoğan ve liderlik’

Devamını Oku
10.03.2017
‘Milli Kültür Şûrası’

‘Milli Kültür Şûrası’

Devamını Oku
06.03.2017