Avrupa Parlamentosu seçimleri ve aşırı sağ - PROF. DR. HAKKI KESKİN
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Avrupa Parlamentosu seçimleri ve aşırı sağ - PROF. DR. HAKKI KESKİN

25.06.2024 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Uzunca bir süredir Avrupa Birliği ülkelerinde seçimlerde sağ ve hatta aşırı sağ partilerin giderek oylarını artırdıkları ve de iktidara geldiklerini izliyoruz. Geleneksel olarak iktidarları sosyal demokrat ve hatta sol sosyal demokrat siyasi çizgide olan ülkelerde bile, merkez sağ eğilimli partilerin iktidara geldiğini, hatta aşırı sağcı partilerin de oylarını bir hayli artırarak siyasette ağırlıklarını belirgin hale getirdiklerini izliyoruz.

İsveç, Hollanda, Danimarka, Norveç bu gelişmelere örnektir. Almanya’da “Sosyal Demokrat Parti (SPD)”, bir zamanlar en güçlü siyasi parti konumundayken ve 1998 parlamento seçimlerinde başbakan adayı Schröder oyların yüzde 40.9’unu, 2002’de oyların yüzde 38.5’ini alırken 2005 parlamento seçimlerde SPD oyların ancak yüzde 34.2’sini alabildi.

9 Haziran 2024’te yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ise “Hıristiyan Birlik Partileri” oyların yüzde 30’unu alırken aşırı sağ parti (AfD) oyların yüzde 15.9’unu, Başbakan Scholz’un SPD’si ise aşırı sağ partinin de gerisinde kalarak oyların sadece yüzde 13.9’unu, Yeşiller ise oyların yüzde 11.9’unu alabildi.

Alman Sol Parti’den ayrılarak kısa bir süre önce kurulan Wagenknecht Birlik Partisi oyların yüzde 6.2’sini almayı başardı. Son anketlerde Başbakan Olaf Schulz’un Sosyal Demokrat Partisi, 2025’te yapılacak parlamento seçimlerinde oyların sadece yüzde 14`ünü, ana muhalefet Hıristiyan Birlik Partileri oyların yüzde 30’unu, aşırı sağcı “Almanya için Alternatif” (AfD) partisi ise SPD’yi geride bırakarak oyların yüzde 16’sını alabilecek durumda gözüküyor.

SOSYAL DEMOKRAT HAREKETİN BÖLÜNÜŞÜ

Görüldüğü gibi 1998 seçimlerinden bu yana Alman Sosyal Demokrat Parti’nin oyları yüzde 40.9’lardan günümüzde yüzde 14’lere kadar geriledi. Sosyal Demokrat Parti oylarındaki bu düşüşün ana nedeni, Başbakan Schröder’le başlatılan, sosyal demokrat ve sendikal tabandan kopma ve uzaklaşma politikalarıdır. Schröder, “Almanya gibi ülkelerde artık isçi sınıfının orta sınıfa dönüştüğünü” söyleyerek partinin sendikalarla ve kendi sol işçi tabanıyla bağlarını zayıflattı. Bu politika, yüz binlerce “Sosyal Demokrat Partili”nin ve “işçi sendika” üyelerinin SPD’den istifa etmelerine yol açtı. İstifa edenler, Doğu Almanya’daki sosyalist oluşumla birlikte “Die Linke (Sol Parti)”yi kurdular. Böylece sosyal demokrat hareket bölündü.

Schröder bu politikasını başta İngiltere İşçi Partisi başkanı Tony Blair ve İskandinav ülkelerindeki diğer sosyal demokrasi ve sol partilere de aşılamada etkili oldu. Böylece giderek sol ve işçi sendikalarından uzaklaşma eğilimi gösteren ülkelerde, sol ve sosyal demokrat partilerin seçimleri kaybetmelerine ya da oylarının önemli ölçüde düşmesine tanık oluyoruz.

Sosyalist ve komünist partilerin güçlü olduğu ülkeler arasında bulunan Fransa’da Sosyalist Parti adayı Mitterrand 1981-1995 yıllarında, yine Sosyalist Parti adayı Hollande 2012 seçimlerini oyların yarıdan fazlasını alarak cumhurbaşkanı seçilmişlerdi. Sonraki yıllarda Fransa’da sosyalistler büyük oy kaybına uğradı.

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aşırı sağ parti başkanı Le Pen oyların yüzde 31.6’sını alırken Cumhurbaşkanı Macron ve kendini destekleyen merkez sağ ittifakının oyları yüzde 15.2’de kalınca, Macron hemen erken seçime gitme kararı aldı.

Belçika’da da hükümetteki Sosyal Demokrasi Birliği, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde oy kaybına uğrayınca, başbakan erken seçime gitme kararı aldı. Aşırı sağın hükümete yükseldiği İtalya’da, Başbakan Meloni’nin partisi Avrupa Parlamentosu seçimlerinde de oylarını artırarak yüzde 28.76’ya ulaştı. İtalya’da sosyalistler oyların yüzde 24.11’ini alarak ikici güçlü parti oldu.

ARTIŞIN NEDENLERİ

Avrupa’daki bu siyasi gelişmelerin aksine, Latin Amerika’nın en büyük ülkelerinden olan Brezilya’da 2022’de yapılan devlet başkanlığı seçimini sol görüşlü eski devlet başkanı Lula da Silva kazanmıştı. Kısa süre önce de Meksika’da yapılan devlet başkanlığı seçimini de Sosyal Demokrat Parti adayı, C. Sheinbaum kazandı.

Türkiye’de de 31 Mart 2024 yerel seçimlerini, oylarını 25’lerden 37.57’ye yükselterek CHP kazandı. CHP büyük şehir belediyelerinin çoğunu kazanarak oy oranını bu düzeye yükseltmeyi başardı.

Avrupa’da özellikle aşırı sağ partilerin oylarındaki bu artışın nedenleri şöyle özetlenebilir:

  • Avrupa ülkelerinde durdurulmayan göç olayı çok önemli bir etkendir. Bu göçün gerçek sorumlusu ise emperyalist ülkelerin izledikleri politikalardır. Genellikle başta ABD ve çoğu Batı Avrupa Birliği ülkelerin ekonomide, dış ticaret sistemlerinde ve azgelişmiş ülkelerin içişlerinde uyguladıkları politikalar, iç ve dış sömürü sistemine, kimi zaman da iç savaşlara yol açıyor. Suriye, Irak, Afganistan, Libya ve bazı Afrika ülkeleri bu politikalara örnektir.
  • Rusya-Ukrayna savaşının başladığı 24 Şubat 2022’den bu yana, ABD’nin NATO ülkelerine uyguladığı büyük baskılar, NATO ülkelerinde çok büyük finansal sorunlara yol açtı. Örneğin; petrol ve gazını oldukça uygun fiyatlarla Rusya’dan sağlayan Almanya, Ocak 2023’ten bu yana Rusya’dan petrol ve gaz alımına son verdi. Bu savaş nedeniyle Almanya milli savunma bütçesini 100 milyar Avro artırdı.

Savaş başladıktan sonra Almanya Ukrayna’ya 43 milyar Avro yardımda bulundu. 2022-2023 yılları, Almanya’da yaşam standardında 160 milyar Avroluk kayba yol açtığı, bunun da kişi başına 2000 Avro’ya ulaştığını belirtiliyor. Savaş nedeniyle Almanya hükümeti aileler ve işverenler için 300 milyar Avroluk yardım paketini uygulamaya koydu. Savaş nedeniyle 6 milyon Ukraynalı, ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Bunların 1.1 milyondan fazlası Almanya’ya göçtü. Ukraynalı göçmenlere ev bulma ve sosyal yardım konusunda özel ayrıcalıklar tanınıyor.

DİĞER ÜLKELERLE BENZERLİK

Öteden beri farklı siyasi görüşlere yer veren Almanya medyası, RusyaUkrayna savaşında, istisnalar dışında Rusya karşıtı ve Ukrayna yanlısı bir yayın politikası izliyor. Savaşın son bulmasına ilişkin öneriler ve uyarılar sadece sol parti yetkilileri tarafından belirtilirken Almanya hükümet ortağı Sosyal Demokratlar, Yeşiller, Liberaller ve muhalefetteki “Hıristiyan Birlik Partileri”, savaş konusunda Ukrayna’ya koşulsuz desteği savunuyorlar.

İlginçtir, AfD aşırı sağ partisi ise Rusya’dan yana bir siyasi çizgi izleyerek bu savaşa ve savaşın beraberinde getirdiği ekonomik ve sosyal yüke karşı olanların desteğini ve oyunu almaktadır. Bu durum, aşırı sağ partilerin oylarını artırdıkları diğer ülkelerle büyük ölçüde benzerlik göstermektedir.

HALİFELİK GÖSTERİSİ

  • Almanya ve diğer Batı-Avrupa ülkelerinde İslamcı kökten dinci kesimlerden kaba kuvveti içeren terör ve saldırı olayları da özellikle aşırı sağ partilerini güçlendiriyor. İslam ülkelerinden gelen 700 kadar kişi haziranda Hamburg’da şehrin merkezinde yaptıkları protestoda: “Kalifat (halifelik) isteriz” sloganlarıyla gösteride bulundular. Benzer gösteri daha önce de yine Hamburg’da 27 Nisan 2024’te yapılmıştı.

Aşırı İslamcı ve terör yanlısı bu fanatik grupların Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde toplumda büyük tepkilerle karşılanması ve aşırı sağ partilerin oylarını bu nedenle de artırmaları son derece doğaldır.

PROF. DR. HAKKI KESKİN

SİYASET BİLİMCİ, ALMANYA PARLAMENTOSU VE ESKİ AVRUPA PARLAMENTERLER MECLİSİ ÜYESİ

Yazarın Son Yazıları

Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Düzensiz dünya nereye gidiyor? - Nejat Eslen

Yeni bin yılın ilk yüzyılının ilk çeyreği yakında bitecek.

Devamını Oku
26.11.2025
İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

İmralı vesilesiyle CHP dövmek - Esat Aydın

Devamını Oku
26.11.2025
Eğitim sürecinde öğretme ve öğrenme - Cihat Karaali

Geçmişte eğitimciler yalnızca öğretmen değillerdi.

Devamını Oku
26.11.2025
Radbruch formülü ve Türkiye bağlamı - Başar Yaltı

Daha önce bu sütunlarda yayımlanan “Adaletsizliği Görmek” (Cumhuriyet, 07.11.2025) başlıklı yazımızda; adalete giden yolun adaletsizliği görmekten geçtiğini, bir hukuk düzeninde karar veren konumundaki tüm görevliler ile hukuk normlarını uygulayan tüm yetkililerin adaletsizliği görmek, önlemek ve adaleti yerine getirmekle görevli olduklarını, adaletsizliği görme yetisine sahip olmayanların yargıç ve savcı yapılmaması gerektiğini belirtmiştik.

Devamını Oku
25.11.2025
Türkiye Araf’ta - Gani Işık

Şimdilerde Türkiye’ye bir hal oldu; Cumhur İttifakı, İmralı ile hemhal oldu.

Devamını Oku
25.11.2025
Öğretmenim, canım benim! - Duran Güldemir

24 Kasım Öğretmenler Günü’nün anlamını ve önemini anlatmak için söylenecek çok söz var elbette ancak Ceyhun Atuf Kansu’nun “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirinin bu dizeleri sanki bir başka söze gerek yoktur der gibi derin bir duygusallık içine sürüklemektedir bizi.

Devamını Oku
24.11.2025
Uçak kazasının düşündürdükleri... - Cumhur Utku

Geçen hafta Azerbaycan-Gürcistan sınırında düşen askeri uçağımızla ilgili bir tanımı düzeltelim

Devamını Oku
22.11.2025
Türkiye’de şap hastalığı neden hâlâ bitmiyor? - Gülay Ertürk

Türkiye’de hayvancılığın en büyük sorunlarından biri, aradan geçen yüzyıllara rağmen hâlâ kontrol altına alınamayan şap hastalığıdır.

Devamını Oku
21.11.2025
‘Ot otlayanlar’dan bugüne - A. Celal Binzet

Günümüzün yakıcı sorunlarından birisi olan vergi, bozuk sistemin ana nedenlerinin başında geliyor.

Devamını Oku
21.11.2025
Bir döneğin anatomisi - Çiğdem Bayraktar Ör

Dün söylediğini bugün unutuyor; hayır, unutmuyor; “Dün söylediğini yutuyor”!

Devamını Oku
21.11.2025
Dünya Çocuk Hakları Günü - Recep Nas

Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme, 20 Kasım 1989 günü Birleşmiş Milletler’ce kabul edilmiş, 2 Eylül 1990’da yürürlüğe girmiştir.

Devamını Oku
20.11.2025
CHP'nin iktidar kurultayı - Ziya Yergök

Türkiye’nin kurucu ve birinci partisi, iktidarın en güçlü adayı CHP, 28- 30 Kasım tarihlerinde 39. olağan kurultayını yapacak.

Devamını Oku
20.11.2025
Güvenlik kültürü üzerine - Gazi Zorer

Ülkemizin büyük kısmı aktif deprem kuşağında ve sıklıkla depremi yaşıyoruz ama esaslı bir deprem master planımız yok.

Devamını Oku
19.11.2025
Kemalizm karşıtlığının maskesi - Tunay Şendal

Türkiye, 10 Kasım’ın manevi ağırlığı altında, Mustafa Kemal Atatürk’ün mirasına yönelik tartışmaların bir kez daha alevlendiği bir kırılma anına tanık olmuştur.

Devamını Oku
19.11.2025
Gözden gönüle akan bir aydın - Mücteba Binici

Veteriner hekim Nihat Köse ile ilk karşılaşmamız, 1988 yılının ağustos ayında Samsun Sahra Sıhhıye Askeri Okulu’nda başladı.

Devamını Oku
19.11.2025
İhanet ve gerçekler - Doğu Silahçıoğlu

1914-1918 Birinci Paylaşım Savaşı’nda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan işgaline uğrayan Anadolu; Mustafa Kemal önderliğinde başlatılan Milli Mücadele ve Kurtuluş Savaşı döneminde, ardında yayılmacı sömürgecilerin ve Saray’ın durduğu ihanet dolu bir sürece sahne oldu.

Devamını Oku
18.11.2025
Kavramların sosyal yaşamdaki etkisi - İsmail Doğan

İnsanlık bir arada yaşamaya başladığı andan itibaren sosyalleşme doğal bir gereksinim olarak ortaya çıkmıştır.

Devamını Oku
18.11.2025
Masumiyet karinesi - Suna Türkoğlu

Hukuk devletinin vazgeçilmez unsurlarından biri olan “masumiyet karinesi” veya “suçsuzluk karinesi”, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 38’inci maddesinin dördüncü fıkrasında, “Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” hükmü ile pozitif hukukta da yer almaktadır.

Devamını Oku
17.11.2025
Çalışma yasalarında değişim gerekli mi? - Dr. Engin Ünsal

Yasalar da canlılar gibi zamanla yaşlanır ve işlevini yapamaz duruma gelir.

Devamını Oku
17.11.2025
KKTC 42 yaşında! - İhsan Tayhani

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 15 Kasım 1983’te dünyaya gelenler, şimdi 42 yaşındalar ve onlar, anne ve babalarından farklı olarak özgürlüklerinin güvencesi olan bir Cumhuriyetin kucağına doğdular.

Devamını Oku
15.11.2025
Erken yaşta okur yetiştirmek - Prof. Dr. Sedat Sever

Edebiyat yapıtları, Montaigne’in belirlemesiyle, “Bizim kendimizin dışına, ötemize gitmemize” kılavuz olan estetik birer uyarandır.

Devamını Oku
13.11.2025
Sosyalizm ve cumhuriyet - Kaan Eroğuz

Neoliberal küreselleşmenin 40 yılı aşkın sürede yarattığı tahribat...

Devamını Oku
13.11.2025
Hukuk devleti mi, yargı devleti mi? - Av. Erol Türk

Hukuk devleti herkesin, devleti yönetenlerin de hukuka bağlı olduğu, hukukun üstünlüğünü ve temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan devlettir.

Devamını Oku
12.11.2025
Ankara Hukuk Fakültesi 100 yaşında - Av. Ahmet AKGÜL

5 Kasım 1925 tarihinde, ilk TBMM binasının toplantı salonunda yapılan törende Ankara’da leyli (yatılı) – nehari (gündüzlü) bir hukuk mektebi açılmıştı.

Devamını Oku
12.11.2025
Onlar daha çocuktu… - Şükrü KARAMAN

Kocaeli’nin Dilovası ilçesinde merdiven altı parfümeri imalathanesinde meydana gelen patlamada üçü çocuk altı emekçi...

Devamını Oku
12.11.2025