Cumhuriyet, kul değil, yurttaş ister - Dr. A. Murat ŞENER
Olaylar Ve Görüşler
Son Köşe Yazıları

Cumhuriyet, kul değil, yurttaş ister - Dr. A. Murat ŞENER

27.01.2022 05:00
Güncellenme:
Takip Et:

Kim olduklarını biliyoruz. Yıllarca dillerinden düşürmedikleri “dini uyanış” iddialarıyla, “kültürel otantisite”, “sivil toplum” ve “demokrasi” kisvesi altında, çağdaşlaşmaya, aydınlanmaya, laikleşmeye, uygarlaşmaya karşı çıktılar. Türk siyasi tarihini, sadece din - politika penceresinden okudular. Oryantalist bir bakışla yorumladılar. “Suni Batılılaşma”, “yerel kültürün baskılanması”, “inançlı, yerli halk ile tepeden inmeci, baskıcı, laik seçkinlerin çatışması” gibi temelsiz, banal kavramlarla din merkezli, inanç eksenli toplum anlayışının doktrin haline getirilmesinde rol oynadılar. Laik Cumhuriyete karşı saldırıların akademik ve entelektüel zeminini oluşturdular.

GÖZ ARDI EDİLEN NOKTA 

Çoğu sosyal bilimcinin inatla göz ardı ettiği nokta, Osmanlı’dan devralınan toplumun, yıllardır yaşadığı fiziksel, toplumsal, ekonomik, psikolojik yıkımın dramatik boyutudur. Bu yıkıma karşı mücadele, inkılapların, reformların niteliğini belirlemiştir. Türk Aydınlanması, bir kültür devrimine evrilmiştir. Andrew Mango’nun da belirttiği gibi, fakir, cahil ve kırsal bir toplum üzerine inşa edilecek yeni Türk devleti, bir ulus devlet kurmanın da ötesinde zor bir hedeftir. Daniel Lerner, okuma yazma bilmeyenlerin yüzde 90’ı geçtiği bir toplumda, Atatürk’ün yüzyıllardır içine dönük ve durağan yaşayan bir toplumu ancak günlük yaşantı, alışkanlık ve arzuları değiştirerek en temelden ayağa kaldırabileceğini belirtir. Öyle ki Atatürk, 1924’te, hayatta kalabilmek için hayatın kurallarını, içinde yaşanılan zamanın koşullarına göre değiştirmenin, kesin bir zorunluluk olduğunu söyler.

Modern devlet, üzerine inşa edileceği modern birey yaratılmadan kurulamaz. Steven B. Smith, “burjuva” olarak nitelediği modern bireyi, “özgürlük ve kendi yönünü tayin etme arzusu taşıyan, örf, adet, geleneklerin diktalarından bağımsız hareket edebilen, ahlaki kurum ve uygulamaları sadece kendi mantık süzgecinden geçerse kabul eden, kendi yaşam ve hareketlerinin sorumluluğunu üzerine alan insan” olarak tanımlar. Amaç, insanların bağımsız akıl yürütebilmeleri ve sorgulayabilmeleri için kendi potansiyellerinin farkına varmalarını sağlamak, insanlara akılcı düşünme yetisi kazandırmaktır. Fakat biat eden kul yerine, soru soran yurttaş yaratmak, Anadolu insanının yaşadığı fiziksel ve psikolojik yıkım düşünülürse, Lerner’ın ifadesiyle, tümden bir kişilik dönüşümünü gerektiren “yeni Türklerin üretilmesi” anlamına gelmektedir. 

DEĞİŞİMİN GEREKLİLİĞİ

1930 ve 1950’li yıllar arasında Anadolu kırsalı üzerine yapılan çeşitli etnografik ve sosyal-psikolojik çalışmalar, Atatürk’ün sıklıkla üzerinde durduğu değişimin gerekliliğini doğrulamaktadır. Lerner, “hurafe ve eylemsizliğin yön verdiği kırsal yaşamda, derin bir karamsarlığın bireyden beklenen davranış ve inanç sistemlerini belirlediğini, Anadolu folklorunun bunu bir kuşaktan diğerine hiç değişmeden aktardığını” belirtir. Tanrı, ölüm ve cin teması etrafında dönen geleneksel yaşamda değişim, utanç, şeytan ve sadakatsizlik olarak görülmektedir. İnsanların kendilerini farklı rol, konum ve koşullarda hayal edebilme becerisinden (empati) yoksun olması, hedef, arzu ve katılımcılığı da olanaksız kılmaktadır. Lerner, “gelenekselin” kültürel yapısındaki bu eylemsizlik ve ilgisizliği, kamuoyunun olmadığı, sözel iletişimin toplumsal aydınlanma için değil, buyurganlık ve toplumsal kontrol için kullanıldığı Cumhuriyet öncesi döneme bağlar. 

Bu yapı; düşünme, hedef ve yaratıcılıkla niteleyebileceğimiz bilim kültürü yerine, kahramanlık ve delikanlılık algısını öne çıkaran cesaret kültürünü teşvik eder. Merak ve bilgi eksikliği, beraberinde bağnazlığı, eylemsizliği körükler. J. A. Morrison 1932’de Orta Anadolu’daki yaşam koşullarını, neolitik (taş devrinin son dönemine ait) bir kasaba olan Çatalhöyük’le karşılaştırır. En şaşırtan nokta ise köy halkının bu durumu normal kabul etmesidir. Muzaffer Şerif’in 1944 yılında beş Türk köyü üzerinde yaptığı çalışma, köy halkının gerçek anlamda zaman, mekân ve mesafe kavramına sahip olmadığını göstermiştir. 

ORTAÇAĞDA KALMAK VEYA İLERLEMEK

Türkiye’yi kuran kuşak, sefaletin bilincindeydi. 1922’de Atatürk, akılcı temele oturmayan gelenekler ve inançlar üzerinde inat eden toplumların gelişmesinin çok zor, hatta imkânsız olduğunu belirtmişti. Wilfred Cantwell Smith de Cumhuriyeti kuran Türklerin, çağın gerektirdiği modern yaşam ve düşünce biçimine, kendi inanç ve kültürünü adapte etmek sorunsalıyla karşılaşan tarihteki ilk Müslümanlar olduğunu belirtir. Kendilerinden önce aynı sorunla yüzleşen Protestan reformcular gibi, Türklerin de eskiyi tekrar yaratmak yerine, özgünlük ve yenilikten yana olduklarını söyler. Bu anlamda, Türklerin aynı sorunla daha önce karşılaşmış olan Batı dünyasına sadece yöntem ve teknik olarak baktığını, Türk Aydınlanmasının bir taklit olmadığını belirtir. Burada asıl sorunsal din değildir. Ortaçağda kalmak veya ilerlemektir.

DR. A. MURAT ŞENER

SİYASET BİLİMCİ

Yazarın Son Yazıları

İBB davasında yargılama süresi - Hikmet Sami Türk

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) hakkındaki yolsuzluk iddianamesiyle İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 12.12.2025’te başlayan ve ilk duruşmasının 9 Mart 2026 günü yapılmasına karar verilen davada hedeflenen yargılama süresi, mahkeme tarafından en çok 12 yıl 6 ay olarak belirlendi.

Devamını Oku
24.12.2025
Menemen Devrim Şehitleri Anıtı ve Cumhuriyet -

Yunus Nadi: “Kubilay timsalini taziz için ne yapsak yerinde olacağına şüphe yoktur.

Devamını Oku
23.12.2025
Kubilay olayının anlattıkları - Osman Selim Kocahanoğlu

23 Aralık 1930 salı günü, Menemen’de insanlık tarihi- nin en hunhar cinayetlerinden bi- ri işlendi.

Devamını Oku
23.12.2025
Cumhuriyetimizin vazgeçilmez değeri - Azmi Kişnişci

“Eşitlik”, Cumhuriyetin yalnızca hukuki bir ilkesi değil; toplumsal yaşamımızın adalet duygusunu ayakta tutan temel dayanaklarından biridir.

Devamını Oku
22.12.2025
Yenilmezlikler ve dokunulmazlıklar - Cengiz Kuday

Tarih, bazen büyük savaşlarla değil; küçük, sessiz ve ilk bakışta sıradan görünen olaylarla yön değiştirir.

Devamını Oku
20.12.2025
Büyüyen eşitsizlik, yaygınlaşan yoksulluk - Sıtkı Ergüney

Ekonomide; fiyatlar genel düzeyindeki; artış “enflasyon”, gerileme “deflasyon”, duraklama ile birlikte yaşanan artış da “stagflasyon” olarak tanımlanır.

Devamını Oku
20.12.2025
Hayvancılıktaki yol ayrımı - Gülay Ertürk

Türkiye bugün hayvancılıkta çok kritik bir eşiğe geldi.

Devamını Oku
19.12.2025
Devlet ve kalkınma - Prof. Dr. Bilin Neyaptı

Bir ülkede ekonomi yönetiminin temel hedefleri verimlilik ve adil bölüşümdür.

Devamını Oku
18.12.2025
Programda işçinin adı yok - Engin Ünsal

CHP 39. Olağan Kurultayı’nda tüzük değişikliği yaptı ve iktidar programını kabul etti.

Devamını Oku
17.12.2025
Yargı öyküleri - Ziya Yergök

Yıllar önce, 5 Ocak 1982’de Çetin Altan’ın Milliyet gazetesindeki “Şeytanın gör dediği” adlı köşesinde “Eski (Mahkeme Koridorları) sütununa özlem” başlıklı yazısında yer alan, bir ceza avukatının “Oturum” adlı anı kitabından alıntılanmış ilginç bir yargı öyküsüne değinmek istiyorum.

Devamını Oku
17.12.2025
Devletçiliğe dönebilmek... - Kemal Onur

Demokratik ve laik sosyal hukuk devletimizin kurucu lideri Atatürk’ün yönetimi döneminde; ülkemizin ulusal çıkarı açısından bilimsel anlayış ve duyarlı bir bilinçle, iç ve dış sermaye şirketlerinin çıkarları için vahşi madenciliğe kesinlikle fırsat verilmemiştir!

Devamını Oku
17.12.2025
Bu çığlığı duyun! - Mustafa Gazalcı

MESEM, Milli Eğitim Bakanlığı’nın sözde mesleki teknik eğitim merkezleri uygulaması.

Devamını Oku
16.12.2025
ABD’nin esnek realist stratejisi - Nejat Eslen

11 Eylül’ün hemen sonrasında ABD, tek kutuplu dünya düzeninin verdiği cesaretle küresel egemen güç olmanın hayallerini kuruyordu.

Devamını Oku
16.12.2025
Çağdaşlık yolunda bir ömür - Hüseyin Karataş

Çağdaşlık eksikliğine ve dokunulmazlara dokunan sevgili hocam Prof. Dr. Türkan Saylan...

Devamını Oku
13.12.2025
Geleceğin savaş alanı, Türkiye ve Karadeniz - Doğu Silahçıoğlu

“Erken Cumhuriyet dönemi”nde (1923-1938) savunma sanayisindeki gelişmeler Türkiye’yi; başta uçak olmak üzere harp silah araç gereçlerinde dış satım yapan bir ülke konumuna getirmişti.

Devamını Oku
12.12.2025
Gençlik MESEM’den büyüktür - Kaan Eroğuz

AKP iktidarı tarafından 2016 yılında örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan mesleki eğitim merkezleri (MESEM), çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasında ve “kurumsallaşmasında” kritik bir rol oynuyor

Devamını Oku
12.12.2025
İnsan onuru ve demokrasi - Ayşe Atalay

TDK sözlüğünde “onur” kavramı insanın kendisine karşı duyduğu saygı olarak tanımlanıyor.

Devamını Oku
11.12.2025
Komisyonda emekçinin adı yok - Şükrü Karaman

Milyonlarca emekçinin yeni ücrete ilişkin alacağı kararı merakla beklediği Asgari Ücret Tespit Komisyonu çalışmalarına yarın başlayacak.

Devamını Oku
11.12.2025
Karadeniz’de neler oluyor? - Can Erenoğlu

Dünyanın en güvenli ve istikrarlı denizi Karadeniz dünyanın en tehlikeli deniz alanına mı dönüştürülüyor?

Devamını Oku
10.12.2025
Gelir adaletsizliği tırmanıyor! - Devrim Onur Erdağ

Türkiye'de emeğin değeri uzun zamandır siyaset meydanında sıkça dile getirilen bir konu.

Devamını Oku
10.12.2025
Yeni feodal çağ ve dijital baronluk - Doğan Sevimbike

Yanis Varoufakis’in No Kings Means No Barons başlıklı yazısı, çağımızın ekonomik ve siyasal düzenini “yeni bir feodalizm” olarak niteliyor.

Devamını Oku
09.12.2025
Erdoğan’ın 2005’teki hayalleri - Kadir Serkan Selçuk

Yıl 2005. Dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, o dönem henüz el konmamış olan Sabah gazetesinin 20. kuruluş yıldönümü için gazeteye bir yazı yazmıştı.

Devamını Oku
09.12.2025
Terörist başının ayağına gitmek... - Hatice Topçu

Ulus devletler; tarih bilinci, ortak coğrafya ve dil birliğine dayanır.

Devamını Oku
08.12.2025
‘Kırkyama’ siyaset… - Prof. Dr. Utku Yapıcı

Türk siyasetinde son yıllardaki en ilginç gelişme siyasi kimlikler düzleminde yaşanıyor.

Devamını Oku
08.12.2025
Çocuklarımız artık kimsesiz mi? - Özgür Hüseyin Akış

Cumhuriyetin kuruluş yıllarında söylenmiş bir cümle hâlâ kulaklarımızda çınlar:

Devamını Oku
07.12.2025
Çözüm mü, çözülme mi? - Ülgen Zeki Ok

Emperyalist güçlerin Ortadoğu’daki kirli emellerinin önündeki en büyük engel olan Atatürk’ü Türk halkının yüreğinden söküp atmak, yani öldürebilmek için bir gri propaganda yöntemi uyguluyor.

Devamını Oku
06.12.2025
Tek Çin ilkesi - Wei Xiaodong

Türkiye’de Çin’in Tayvan bölgesi yaygın olarak bilinse de bu bölgeye ilişkin tarihi ve siyasi bilgiler genellikle sınırlı kalmaktadır.

Devamını Oku
05.12.2025
İktidarın eğitimdeki U dönüşleri - Nazım Mutlu

Siyasal yaşamının toplamı çeyrek yüzyılı bulan iktidar partisinin kısa tarihi, sayısız U dönüşleriyle doludur.

Devamını Oku
03.12.2025
Cumhuriyete sahip çıkma konuşması: Atatürk’ün ‘Bursa Nutku’ - Hamdi Yaver Aktan

Mustafa Kemal Paşa, 3 Şubat 1933 akşamı İzmir Kordon’daki köşkte akşam yemeği sırasında Bursa’daki olayı öğrenir.

Devamını Oku
03.12.2025
Demokraside seçilenler özgür olmalı - Hüseyin Mert

Demokrasi; çağdaş yaşamın, mutluluğun, ekonomik kalkınmanın ve her türlü gelişmenin önkoşulu, altyapısı ve temelidir.

Devamını Oku
03.12.2025
Tekke ve zaviyelerin kapatılması - Doç. Dr. Hüner Tuncer

Tekkeler ve zaviyeler, İslamdaki tarikatların dinsel tören, toplantı ve eğitim yerleridir.

Devamını Oku
02.12.2025
Suyun akışını sürdürmek - Dr. Anıl Yıldırım Poyraz

“Su ateşe galiptir ancak bir kaba girerse ateş onu kaynatıp yok eder.” - Mevlana

Devamını Oku
02.12.2025
21.yüzyılda Türkiye’de sosyal demokrasi - Halil Sarıgöz

Sosyal demokrat partilerin tarihsel serüvenine baktığımızda, parti programlarının yalnızca birer teknik metin değil; toplumun yönünü, siyasal aklın niteliğini ve iktidar imgelemini belirleyen kurucu belgeler olduğunu görürüz.

Devamını Oku
01.12.2025
Gıda güvenliği sistemimiz alarm veriyor - Adnan Serpen

Gıda yaşam için olmazsa olmazdır ancak kirlenirse hastalığa, hatta ölüme bile neden olabilmektedir.

Devamını Oku
01.12.2025
Buğra Gökce, Silivri'den Cumhuriyet'e yazdı

Otuz altıncı pazar...

Devamını Oku
29.11.2025
İhanetin adı barış olamaz… - Erol Ertuğrul

Güzel yurdumuzda 23 yıldır uygulanan politikalarla, üniter devlet yapımıza ve Cumhuriyetimizin kuruluş anlayışına uymayan görüşler seslerini yükseltmeye başladı.

Devamını Oku
29.11.2025
İddianame hukukla bağlı mı? - Doğan Erkan

İmamoğlu iddianamesi başından beri hukuk dili yerine tercih edilen siyasal retoriğiyle, delil boşluğuyla, rivayet anlatımlarıyla tartışılıyor.

Devamını Oku
28.11.2025
İmralı ziyareti ve TBMM - Hüseyin Özkahraman

Türkiye’de “Kürt meselesi”, etnik kimlik tartışmalarını aşan; devlet-toplum ilişkilerini, siyasal katılım biçimlerini, demokratikleşme dinamiklerini ve meşruiyet tartışmalarını doğrudan etkileyen çok katmanlı bir olgudur.

Devamını Oku
28.11.2025
Seçimin sakatlanması - Cihangir Dumanlı

Anayasamızın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti demokratik bir devlettir.

Devamını Oku
27.11.2025
Kurucu felsefeye dönüş - Mehmet Tomanbay

Son açıklanan TÜİK verileri enflasyon, işsizlik ve derinleşen yoksulluğun gittikçe büyüyen sorunlar olduğunu göstermektedir.

Devamını Oku
27.11.2025